haddi zatında roman olmasına karşın ülkemizde mein kampf ve das kapital ile beraber en fazla önyargıya uğrayan kitaplardan biri, şahane bir kurgudur. hem anlatımı ile hem de kurgusu ile hayretler içinde tek nefeste okuyup çıkar insan. ayrıca içerisinde bir çok kök türkçe kelime barındırır.
dünyadaki diğer örnekleri gibi *** sağlam kurgulanmış bir romandan şaheser nitelikli filmler çıkarmak mümkün. bozkurtların ölümü ve bozkurtlar diriliyor gibi kült konulu romanlar neden işlenmez, yatırım yapılmaz anlamış değilim. trt her yıl ülke reklamı için ayırdığı bütçenin yarısı ile oscar adayı bir filme ön ayak olabilir. olabilir de, olur mu muamma..
konusu gelmişken şöyle bir göz atalım beraber. yaratılış destanı, ergenekon destanı, manas destanı, alp er tunga destanı, büyük hun imparatorluğu gibi konular terminoloji gereği sadece türki soya mensup insanların değil; tüm dünyaya mal olmuş ve dönemlerini etkilemiş birer destan-olay iken bunca malzemenin kullanılmaması insanlık adına üzüntü verici. arapların "su akar türk bakar" deyişini haklı çıkarıyor bir yerde. biz ise cihan imparatorluğu'nu bile işleyen yapıtlarımızda senaryoyu harem'den çıkaramıyoruz. ya hepimiz hakkaten abazayız ya da senaryo toplum mühendislerince özel olarak hazırlanıyor.
sonra da genç nesil köpek gibi banklarda sevişiyor-sevişme hayali kuruyor diye kara kara düşünürüz.*