bugün

delikanlı

yalnızlıktan ve dış dünyadan kopmaktan özel bir ruhsal kıvama ulaşan genç ve tipik bir fyodor mihailoviç dostoyevski kahramanının hikayesidir. yazarın en büyük kitapları arasında hiç sayılmayan bu romanı ilginç yapan şey, tıpkı kahramanı gibi yazarında büyük amaçlarla kendi akıl karışıklığı arasında bölünmüş gözükmesidir.
kitabın kahramanı küçüklüğünde yatılı ve özel bir okulda eğitim almaktadır. ailesi okul ödemelerini geciktirmiş ve okul müdürü bu duruma iyice sinirlenerek roman kahramanına sert davranmaya başlamıştır. burdan yola çıkarak şöyle bir kesiti vardır romanın;

"elinde mektupla içeri girdi. altı arkadaş oturup bir şey ezberlemeye çalıştığımız büyük, meşe masamıza yaklaştı, omuzumdan kuvvetlice yakalayıp havaya kaldırdı beni. defterlerimi toplamamı istedi. içinde derme çatma bir masa, hasır bir sandalye, muşamba kaplı bir divan olan hol ün solundakii küçük odayı göstererek, "senin yerin burası değil orası" diye bağırdı. son derece şaşkın yüzüm kıpkırmızı yürüdüm. daha önce hiç kaba davranmamıştı bana. yarım saat sonra tuşar (müdür) sınıftan çıkınca arkadaşlarımla bakışmaya, gülüşmeye başladık.
kuşkusuz bana gülüyorlardı, ama ben bunu fark edemiyor neşeli olduğumuz için gülüştüğümüzü sanıyordum. Hakaretin ne olduğunu bilmiyordum henüz..."

okunmalıdır. muhakkak.