oğuz atay

entry655 galeri video5
    192.
  1. öncelikle belirtmek isterim ki aşağıda anlatacağım oğuz atay tamamiyle benim kişisel değerlendirmelerime göre yazılmıştır. katılana da katılmayana da bol şukulu günler dilerim

    içinde bulunduğu dönem itibariyle kullandığı dil ve üslup açısından devrimci sıfatını köküne kadar hak eden yazardır. bir kaç eser hariç kendini tekrardan öteye geç(e)meyen türk edebiyatına alışılmışın ötesinde bir anlatım biçimi kazandırmıştır. aynı hikayeyi birden fazla kahramanın gözünden önümüze sermiş, bununla da yetinmeyerek işin içine kendine has karakterlere sahip iç sesleri de katarak 'insan' kavramının yaşadığı çelişkileri, bu çelişkilerin aslında işin özü olduğunu pek bi güzel bünyelerimize zerk etmiştir.

    kendini, gerek içinde bulunduğu akademik veya mesleki gerekse kazanılmış veya devralınmış sosyal statüleriyle ayıran, ötekileştiren, farklı hiçbir şey üretmeyip farklıyım diyen, kısacası bir bok olduğunu sanan zümreye tutunamayanlar'ı bırakarak sağlam bir tokat çakmış ve titreyip kendimize gelmemizi sağlamıştır. bence özellikle tutunamayanları da verdiği zeka ürünü giydirmelerle bu zümre okusun ve aslında bir bok olmadığını anlasın demek için yazmıştır. yoksa bu zümre haricinde, allah rızası için bir tane bile noktalama işareti bulunmayan sittin sayfayı, gözleriyle noktasını, virgülü koymadan okuyabilecek bir tane babayiğit tanımıyorum. tanıyan varsa beri gelsin.

    yavşak yavşak espriler yapmayıp güldürebilen, herhangi bir aforizma derdinde olmadan ardında sağlam cümleler bırakan, kişinin öz benliğine ultimatom vermeden, adam ol lan demeden iç hesaplaşmasını sağlayabilen hiç bitmeyecek bir yol'dur oğuz atay.

    hele bir de aşağıdaki yazısı vardır ki senede bir kere gazetelere tam sayfa ilan verme sendromu başlatmıştır bünyemde. *
    --spoiler--
    Ey zavallı milletim dinle! Şu anda hepimiz burada seni kurtarmak için toplanmış bulunuyoruz. Çünkü, ey milletim, senin hakkında az gelişmiştir, geri kalmıştır gibi söylentiler dolaşıyor. Ey sevgili milletim! Neden böyle yapıyorsun? Neden az gelişiyorsun? Niçin bizden geri kalıyorsun? Bizler bu kadar çok gelişirken geri kaldığın için hiç utanmıyor musun? Hiç düşünmüyor musun ki, sen neden geri kalıyorsun diye durmadan düşünmek yüzünden, biz de istediğimiz kadar ilerleyemiyoruz. Bu milletin hali ne olacak diye hayatı kendimize zehir ediyoruz. Fakir fukaranın hayatını anlatan zengin yazarlarımıza gece kuluplerinde içtikleri viskileri zehir oluyor. Zengin takımının hayatını gözlerimizin önüne sermeye çalışan meteliksiz yazarlarımız da aslında şu fakir milleti düşündükleri için, küçük meyhanelerinde ağız tadıyla içemiyorlar. Ey şu fakir milletim! aslında seni anlatmıyoruz. Sefil ruhlarımızın korkak karanlığını anlatıyoruz. işte onun için sana yanaşamıyoruz. Senin yanında sığıntı gibi yaşıyoruz. Hiç utanmıyor muyuz? HiÇ UTANMIYORUZ. (Oğuz Atay - Oyunlarla Yaşayanlar)
    --spoiler--
    0 ...