insanlık tarihi üç dönemde incelenebilir.
Avcı toplayıcı dönem,yerleşik hayat neticesinde tarım ve hayvancılık ve en nihayetinde endüstri dönemi.
insanlık tarihi ile birlikte insanın sosyal tarihi de bu üç dönem içinde gelişir/değişir.
Neticede ise, ne kadın ilk dönemde durur ne de erkek...
Yaratılış itibarı ile kadının vücudunda 'yavru' taşıma,geliştirme ve o yavruyu hayata getirme,besleme özellikleri vardır.
Kadına bu özellikler verilmişken erkek de bu yavrunun meydana getirilmesinde 'tohumlayıcı' olarak var olmuştur.
insan da her hayvan gibi öncelikle türünü sağlıklı şekilde çoğaltabilmeyi düşünür.
Avcı toplayıcı dönemde erkek ava çıkıp aile/kabile için yiyecek bulmaya çalışırken kadın da bu yiyeceği pişirip çocuklarını beslemekle meşgul olur.
Ne zaman ki iklim şartları çevre koşulları değişir ve sürekli göç etmekten daha çok yerleşik düzene geçmek daha sağlıklı görülür kadının da sabit düzeni değişir.
Üretmeye başlar kadın.Bu üretim modern çağ üretiminden sadece alet cinsleri açısından farklıdır.
Temelde erkek yine 'dışarda' kadın ise 'içerde' görevlidir,ancak tıpkı şimdi çoğu köy yerleşimlerinde olduğu gibi tarım ve hayvancılık kadından sorulur.Toprakla uğraşan da,üretim fazlasını depolayan da,hayvanlara bakım sağlayan da kadındır.
Bu, kadının 'mağarasından' attığı ilk adım ve üretime verdiği ilk destektir.
Evrim sadece biyolojik olarak değil sosyolojik olarak da ilerler.
Kadın artık paleolitik kadın değil, neolitik kadındır.
Çevresi değişmiş ve o da, bu çevreye sosyal olarak değişerek uyum sağlamıştır.
Kadın tarım ve hayvancılık yaparak sadece üretmez,örgütlenir de.Zamanla ev ve çocuk bakımın yanında örgütsel alanlara da kayar.
işin içine fabrikalar,makineleşme süreci de girdiğinde kadın bu sefer iş gücü olarak ihtiyaç duyulan olur.
Para tüm ilerlemeyi değiştirir ve erkeğin 'dışarda avlanarak' geçim vermesi yetmemeye başlar.Kadın fabrikaya girer,önlüğünü takar ve bu sefer de dünya devrimlerinin içine karışır.Bu da, O'nun devlet yönetim biçimlerinde söz hakkı almasını sağlar.
Evet taa ilk çağda kadının asli görevi buydu.Lakin insan biyolojik gelişimine sosyolojik,sosyolojik gelişimine de biyolojik olarak karşılık verir.
Kadın tüm bu sosyal evrelerden geçerken değişir,gelişir.Uyum sağlar,farklılaşır.
Modern çağa ulaştığında ne paleolitik fiziki yapısına ne de sosyal anlayışına sahiptir.
Yaşadıkları,gördükleri ve tarihi boyunca içinde biriktirip nesilden nesile geçirdikleri onu değiştirmiştir.
Erkek her nasılsa hala 'tohumlama' görevini devam ettirse de ve hala 'dışarda avlansa' da artık anlamıştır kas gücü ile hayvan peşinde koşarak hayatta kalamayacağını.Kadın da erkek gibi 'tohum almaya' devam etse de tüm biriktirdikleri onu artık 'mağarasına' hapsedemez olmuştur.Çünkü onbin yıl önce toprağa çapayı attığı gün aslında 'mağarasından' çıktığı gün olmuştur.Ve bu çıkış onun milletlerin şekillenmesinde söz sahibi olmasını sağlamıştır.
Temel görevler bundan binlerce yıl önce başka iken şimdi çok başka olmuştur..
ilk çağda tüm varoluş 'fiziki güç' üzerinden yürüse de şartlar değiştikçe fiziki yapı da bu şartlara uyum sağlamıştır
Erkeğin mesela artık bacakları daha az kaslıdır,av için gereken fiziki donanımları azalmış,dışarda hem kadını hem erkeği soğuktan koruyan kalın tüyler de yerini 'ağdalık' kıvama bırakmıştır.
Erkeği doğadan fabrikaya atan süre aslında kadın için de işlemiştir.Her iki cins de artık sadece onlara verilen 'temel görevler'le yetinmemiş daha fazlası için değişmiştir.
Kadını da erkeği de hala ortaya ilk çıktığı anki vasıfları ile düşünmek/düşlemek insanlık tarihini anlayamamktır.