bugün

cemal süreya

cemal'e ağıt

böyle miydi bir akşam saatinin
söğüt'te ahşap odalarda
kırgın çocuk odalarında
bir tutsaklık manzumesine varması.
kalın çalar saatler, kaşık tutmalar adına
babaların ve anaların hastalığı adına
-deniz bir özdeyiştir, az kullanılır-

kimbilir böyle midir bir akşam saatinin
bir piyanoyla sevişmesi,biliriz
uçar gider bir eski deniz, bir deniz akşamı
bir hüznün provası yapılır bir yeni ilişkide
deniz karşısında denizsizlik, susulur
belki sadece bir düğmenin
düdüklerin, ışıkların, işaretlerin
yerinde olmayışından... birden sonbahar

ayırdığım elmalar eşit gökyüzüne
sıkıntıya, suya ve insan yüzüne
inandığım bir akşam şaşkınlığıdır
-hatırlarım atkılar ve caddeler ortasında
yalnızlıktan kavrulmuş benizleri-*