bugün

okul hayatının son dersine girmek

işte o gün çattı, hayat dediğin bir çorba kaşığında eriyen şeker gibi gelemeden geçti, yeşil rüyadan daha çok grileşmiş beton yığınların arasına doğru muhtemel yolculuğunda otostop çeken rastalı saçlarıyla bir genç kadar, gerçeğin ötesindey huzuru aramak gibi arar oldu yalnızlığını, egzos dumanları ardında mı yoksa içinde mi kaybolacağından bihabar... sonuç itibarıyla bir yazar daha kaydı yıldızlardanda sessiz ve bir o kadarda hisli. Lefke Avrupa Universitesinde ki 5 yıllık maceramdan sonra beni bekleyen acımasız zaman periyotlarına girmeden önce buraya patlamak istedim ey dostlar. Kafalar ise allak bullak, sisler içinde sisler... Muhtemelen saçlarım ağırdığında okuyacağım bu yazım ile bahsettiğim otobanda otostop çeken gencin trajik tırsal yüzleşmesi gibi karşılaşacağım bende geçmişimle belkide tırın altında kalınmış hissiyatlarında ya da bitmeyecek yolculuklara... Bu arada;
--we don't need no education--