böyle bir tür varmış gerçekten. author sayesinde öğrendik. anladığım kadarıyla, kezbanlık illa evlilik veya para peşinde koşmak değildir. kezbanlık starbucks'ta takılmakta değilmiş. kezbanlık sanırım karşısındakini parmağında oynatmak isteyen ve geneli kendilerine ait tasmalı köpek arayan hatunlara verilen lakap olabilir. bu tür genel olarak içten pazarlıklıdır ve iyi niyet sömürücüsüdür. sevdiğinizi belli etseniz, size küserler filan. bütün erkekleri, kendileri için deli divane zannederler.
önemli olan insan olabilmektir ama çevrenizdeki kezbanlar sizi statüleriyle aşağılar ve sizi üzdüğünü bile bile bazı hareketlerine devam eder. yani bir taraf sizi üzdüğünü bile bile gitmenizi istemez, gitmek isteyen tarafta olumlu bir şeyler görmek ister ki gitmesin. sevgi karşılıklı fedakarlıktır. karşı tarafa aşk verdiğinizde, ne istediğiniz çok önemlidir. kendine kölemi istiyorsun yoksa sevginin arkasından durup, kralmı yapmak istiyorsun? kendisine köle isteyen hatun kesinlikle kezbandır. ufacık sorunlar aranızda, kocaman sorunlara dönüşür ve bu kaçınılmazdır.
tamam bazı kararlara saygı duyulur. hayatında hep iki yüzlü insanlara denk gelmiştir filan, karşısında düzgün biri olunca ne yapacağını şaşırmıştır, bağlanmaktan korkar filan bunlara saygı duyarsın. işin saygı duyulmayan tarafı, kesinlikle bencil olmalarıdır. kendilerini olduklarından farklı göstermeye uğraşma çabalarıdır, yani o tasmayı takmazsanız eğer aranızdaki sorunlar durmadan büyümeye devam edecektir. çünkü bir kezban asla özverili olamaz, dünya onun çevresinde döner ve gece gündüz onun sayesinde olur. bütün şiirler onun için yazılmıştır. onun için ölmeyi göze alırsın aslında ama o yaptıklarını göremez, gider ufacık şeyleri büyütür ve sana bulaşıkları niye yıkamıyorsun der?