bugün

tuttuğu taksiyi kendi süren genç

üç arkadaş gecenin köründe trenden inmişlerdi.
boş ve ıssız sokaklarda mal mal yürüyorlardı.
çişi gelen içlerinden biri, yolun kenarına işemeye kalkınca şöyle bir tepkiyle karşılaşmıştı evin balkonunda kafa çeken adamdan; "oha"
o sırada bir taksi geliyordu arkalarından. durdurdular. araçta üç kişi vardı.
tiplere baksan biri hapçı, biri tecavüzcü, diğerininde ne olduğu belli değildi!

-abi bizi beş bin evlere ne kadara götürürsün dicektik ama müşterin varmış sağol!
+boş ver parayı ehliyeti olan biri var mı aranızda?

adamlar sarhoştu. buna rağmen diğer iki elaman da atladı "var ben de ehliyet"
atlarsan öyle olur böyle;
geçti direksiyona genç, hiç şahin sürmemişti, daha doğrusu mercedes'ten aşağısına binmemişti, 88 modellerini çok seviyordu eski de olsa mercedes mercedestir diyordu.
attı birinci vitese, bastı gaza...
5 dakika sonra o da ne! polis!
boku yemişlerdi...

-ehliyet ruhsat?
ehliyet tamam da ruhsatın yerini müşteri gösterdi.
-sabah kim ceza yedi bu arabayla?
arkadan arabanın sahibi atladı; "kardeşim"
-kardeşin ceza yedi, sen müşterisin ama arabanın sahibisin, senin ne olduğun belli değil tipe bak böyle şöför mü olur? ne ayaksınız siz?

polis haklıydı, garip bi senaryo vardı ortada, hepsini sikecek gibi baktı.
sonra da "neyse lan siktirin gidin" bakışı eşliğinde bir dahakine yemezler dedi ve gönderdi ...
adamlar rahatladı.

-eyvallah gençler. ama bu araba böyle sürülmez ki bas lan!
+abi arabanın huyu suyunu bilm...
-lan biz götümüze güvenmeseydik arabayı vermezdik aq bas.

diğer iki eleman bakıştılar, konuşmadan bir şeyler konuştular!
"sikmeseler bari"

-gençler oraya başka taksi tutsaydınız anasının .mı yazardı onun için attırın 15 i...

oysa ki ilk durduklarında para almayacağını söylemişlerdi,
hem tuttuğu taksiyi sürüp hem de 15 i bayıldı genç.
aynı zamanda tarihe de geçti.
çünkü o tuttuğu taksiyi kendi süren gençti...