bugün

bratya karamazovi

936 sayfalık(iletişim yayınları) etkileyici roman. bitirdikten sonra insanın içinde bir hayat bitirmiş de yeni bir hayata başlamaya hazırmış gibi bir his uyandırıyor. dostoyevski yine dehasına hayran bırakıyor. romanda bir karakterine "en usta romancının bile gözünden kaçacak sürüyle detayla doludur hayat" dedirtmesine rağmen, kendi yarattığı dünyaya şaşırtıcı derecede hakim.

--spoiler--
- oğuz atay'ın büyük eseri tehlikeli oyunlar'ın baş karakteri hikmet benol bazı bölümlerde cümle sonlarında gülme efekti olarak ha-ha diyor. tıpkı dimitri fyodoroviç karamazov bir kaç bölümde dediği gibi.
- yine bir oğuz atay romanı tutunamayanlar'da turgut'un genel evde alem yaptığı sahne, yine mitya(dimitri) fyodoroviç'in mokroye köyünde yaptığı aleme anlatış bakımından çok benziyor.
- oğuz atay'la ilgili bir benzerlik daha vardı ama unuttum şimdi, hatırlarsam eklerim.
- dimitri fyodoroviç karamazov fena halde santino "sony" carleone'ye benziyor. okurken sürekli sony geldi gözümün önüne. ikisi de hırçın, öfkeli dışadönük ve şehvet düşkünü.
- ivan fyodoroviç karamazov ise başka bir karaktere değil direkt gerçek bir filozofa, frederich nietzsche'ye benziyor. özellikle şizofreniyle(kitapta şeytan diye geçiyor) konuşmalarında bahsettiği, tanrı inancından vazgeçildikten sonra ortaya çıkacak yeni insan modeli tanrı-insan tıpkı nietzsche'nin "üstün-insan"ına(übermench) benziyor. ivan fyodoroviç'in roman sonunda humma nöbetine kapılarak delirmesi de bu benzerliği gözümde iyice pekiştirdi.
- yine ivan fyodoroviç'in şizofreni ya da alter egosu sigmund freud'a ilham kaynağı olmuş gibi görünüyor.
- mahkeme sahnesinde savcı ve iddianamesi çok bayık. okurken daraldım.avukatın savunması da bir o kadar ilgi çekici. belki de suçluyu bildiğimizdendir.
- ivan fyodoroviç gibi soğuk bir yaradılışın herşeyi bilen tek kişi olarak mahkeme günü delirmesi olacak iş değil.
- "gerçek kapıdan kovsan bacadan girer" diyor savunma avukatı ama gerçek ortaya çıkmadan bitiyor kitap, ivan fyodoroviç iyileşiyor mu, iyileşip de herşeyi açıklığa kavuşturuyor mu bilemiyoruz. dostumuz dostoyevski'de bilmiyor sanırım, yoksa bildiğini saklayacak adam değildir.
- roman küçük bir çocuğun, ilyuşa'nın ölümüyle bitiyor, ama alyoşa fyodoroviç bu ölümün üzerine umutlu bir nutuk çekiyor. cenazeye gelen çocuklara "ömrünüz boyunca şu anki duygularınızı, mutluluğunuzu unutmayın" diyor.

--spoiler--