bugün

kitap kokusu

annelerin yapamayacağı tek, tarifi olmayan bir hamur kokusu. buram buram oku beni, anla beni, hatim et beni diye kitabın dili aslında(anlayana). hele de sevdiğin bir yazarın, yeni kitabını çıktığı gün alıp fırından yeni çıkmış ekmek gibi içine çekmek. tadına doyum olmaz. bir an önce onu yeme bitirme isteği fışkırır damarlardan.

aslında kitabı cinsiyete tabii tutsak bu koku olayı, onu bayan yapmaktan başka hiçbir şey yapmaz. kadınların en cezbedici unsuru ne? tabii ki kokuları! kadınlar sadece kokularıyla erkekleri etkilemez, hemcinsini de yoldan çıkarır kokuları vardır. bu ayrıntıdan sonra akla; her kitabın kendine has kokusu var mıdır? diye sorular getiriyor insana. kitaplar eşittir kadınlar ise, elbette kokuları da farklıdır. düşünelim? o halde alıcılar yani bizler kitap alırken, bazı kitapları es geçiyoruz. neden? kitaplar, insanına göre koku veriyor olmalı, tek açıklaması bu. macera seven kişi gidip de romantik kitaplara saldırmaz. o şahsa ait kitabın kokusu önce burnuna, sonra beyne, beyinden ayaklara sinyal gider ve kitabı alması için cebini zorlar. alır, kokunun sahibi odur artık ve kokunun nereden geldiğini öğrenmek için okuma başlar..biter.. ellerine sağlık yazarın der ve kitap kapanır, yenmiş yemek gibi sindirilmeye.