'yaptığım filmlerde bir marazı göstermeye çalıştım ama o marazın reçetesini vermek benim işim değil diye düşündüm' diyen ömer lütfü akad'ın hüzünlü bir filmidir. maraz şuydu ki, halil evli bir erkekti ve sabiha'ya tutulmuştu, sabiha'da ona.. sabiha önce bilmedi, sonra yüzleşemedi, halil önce bildirmedi, sonra vazgeçemedi. kim daha çok üzüldü bu hikayede, kim daha çok sevdi, belki de hepsi. bu hikaye nasıl biterse bitsin birileri çok üzülecekti. 'bazen sevmek yetmiyor, gençken karşılaşacaktık' derken sabiha reçeteyi anlatmaya çalışıyordu belki de.
hepsi bi tarafa,
'Senden bana ne kaldı
Bir hatıradan başka
Bir daha geri dönmem
Yalan kattığın aşka
Kalbimi kıra kıra
Bıraktın bir hatıra
Günahını yalancı
Dudaklarında ara
Gözyaşların boşuna
Düşmem artık peşine
Yansın yüreğin yansın
Şimdi de bende sıra
Al götür sevgiline
Sevenin varsa yine
Aşkın bir zehir oldu
içimde dura dura'