bugün

sözlük yazarlarının itirafları

Yıllar yıllar önce mahallenin en güzel kızıyla çıkarken, aslında güzellik beş para etmiyormuş, onu öğrendim.
ve sonra kimseyi daha güzeli için terketmedim.

Girdiğim kavgalarda yediğim darbelerin artık iz bıraktığını farkettiğimde, büyüdüğümü anladım.
Sonrasında sadece sevdiklerimi ve bazı değerlerimi korumak hariç, kavga etmedim.

Çocukken büyüdüğüm evden herşeyi bırakıp ağlayarak ayrıldığımda, Yalnız başıma kalmayı öğrendim.
Ailemin herşeyden daha önemli olduğunu o zaman anladığım ve bir daha evdekileri üzmedim.

19 yaşımda, bizim evin çatısında, elimde yarım kırmızı kurdelalı yüzükle, yıldızların altında sevdiğimle dans ederken, mutluluktan ağlamayı öğrendim.
O günden sonra hiç mutluluktan ağlayamadım.

Bir akşam... En mutlu günlerimden biri olacağını sandığım akşam... sakinleşmem için abimin beni bayıltasıya kadar dövmesi gerektiği akşam, ayıldığımda kimseye güvenmemem gerektiğini öğrendim.
ve hala kimseye sonsuz güvenmem.

-Terketmek ve terkedilmekte rekor kırdığım yıllarda, sabretmeyi öğrendim.

-Son terkedişimden sonra, Neden-Sonuç ilişkileri kurup yaşanılan herşeyi baştan sona Düşünmeye başladım,

-iki sene sabahlara kadar düşündükten sonra, bu işler nasıl yürüyormuş onu öğrendim.

-Bu işlerin nasıl yürüdüğünü anladıktan sonra, kendime bu düzende yer bulamadığımdan siktiretmeyi öğrendim.

-Siktiretmeye başladıktan sonra, cool adam oldum hatunlara göre. Onlarcasını bulabileceğimi ve elde etmenin çok basit olduğunu öğrendim..

Bi tanesini sevmeyi denedim ve gerçekten sevilmek istemiştim, sonra şuana kadar öğrendiklerimi kimseye öğretemeyeceğimi öğrendim.

Boşverdim...

ve ben rotundjere,

Yıllar yıllar önce hayatıma son vermek istemiştim.. Çıkıp çatıya kendimi atmak. Anında herşeyi bitirmek..
Hiç korkmuyordum, herşey birazdan biteceği için mutluydum bile.
Asla unutamıycağım hatıralarım vardı.. Onlarsız olmazdı, yapamazdım..
Öldüğümde omuzlarımdaki yükle yaşamak zorunda kalmıycaktım. Herşey bu kadar basitti, evet çok basit.
Ölmenin mantıklı geldiği bir piskoloji içinde şehri seyrediyordum.. Araba vızıltıları, insan sesleri..
Onca kalabalıkta insanların birşeyler için koşuşturması...
Bu koşuşturmacada evlerine mutlu veya mutsuz şekilde dönmeleri...
Mutlu olmak için çok fazla kasıyorlardı kendilerini... Sevdiklerimde öyle...
1 ay sonra beni en çok sevenin bile gülebileceğini, 3 ay sonra kimsenin aklına gelmiyceğimi biliyordum...

Bir adım attım...

Geriye doğru...

Gülümsedim!!!

-Öldüm ben, dedim... Öldüm olum. hahahayt...

Sonra bi başka güzel görünmeye başladı dünya. Bu sefer hayatta işler nasıl yürüyormuş onu anladım.

Hiç korkmadım, Ağlamadım, Üzülmedim, Sinirlenmedim, Kimseyi Silmedim, Üzmedim, Mutsuz Olmadım, Olamadım.

insanların koşuşturmacasında beni ne mutlu ediyorsa onu yaptım...

Yaşadığım hergünü bonus olarak sayıyorum kendime...

Siz bu yazıdan belki hiçbirşey öğrenemezsiniz ama sadece şunu bilin:

Çok sevdiğimiz biri öldüğünde bile 1 ay sonra gülebiliyor, 3 ay sonra unutabiliyoruz!

Peki siz:

-Onlarcasını bulabileceğiniz halde niye yıllardır o'nun yasını tutuyorsunuz? ve mutsuzsunuz?