bugün
- bir gün önce tanışılan kızın yazlığa davet etmesi8
- türklerin ingilizce konuşamama nedenleri23
- bir müslüman olarak filistin benim meselem değil21
- ruh varsa neden görünmüyor8
- arkadaşlar bu alınır mı8
- buluşunca sürekli derslerden konuşan erkek8
- bu başlıkta konya'yı övüyoruz16
- filistin'in türklere ihanetleri sıralı tam liste22
- yemek yemeyi sevmeyen insan8
- ileride evleneceğiniz kişi şuan ne yapıyor9
- anın görüntüsü18
- nişanlı kalmanın saçma olması13
- icardi190514
- akp chp yakınlaşması12
- tayyip erdoğan'ın israil anadolu'ya girecek demesi21
- beni özlediniz mi8
- okula bikiniyle gelen kız8
- kahverengi gözlü olmanın hiç bir işe yaramaması16
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı21
- 15 mayıs 2024 türkiye japonya voleybol maçı13
- karşı cinse giyim önerileri16
- iyi bir insan olmak için ne yapmam lazım20
- türklerin çok kolay devlet kurması9
- karadeniz bölgesinde yaşamak11
- maca sekiz13
- en obez özelliğiniz17
- mauro icardi'nin karısı9
- larisalisa'nın parayla şukulatması8
- namuslu erkek bulmanın çok zor olması16
- herkesin merak ettiği o piç erkeğim soru alayım18
- 13 yaşındaki kıza tecavüz eden 28 kişi15
- sütyen takmaktaki inanılmaz mantık hatası19
- şampiyonluk için yanak okşatmak52
- gençler iş beğenmiyor8
- sevdiğiniz sözlük yazarları16
- kızılcık şerbeti dizisi12
- iki adım atınca kan ter içinde kalmak8
- embesil yazarlar8
- en nefret edilen yazarlar8
- hangi sözlük yazarı ile uyumak isterdin14
- kaç yaşındaki insan evde kalmıştır14
- larisalisa15
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri16
- aç karnına poğaça yemek11
- otoyol ve köprü geçiş ücretlerinin zamlanması19
- jose mourinho28
- en dindar özelliğiniz12
- chat sitesi kurmak9
- yaz aşkı varda kış aşkı neden yok11
- en taşaklı kızların bizim sözlükte bulunması16
Osmanlı sultanlarının otuzuncusu ve islam halifelerinin doksanbeşincisi.
Saltanatı: 1808-1839
Babası: I. Abdülhamid Han - Annesi: Nakş-i Dil Sultan
Doğumu: 20 Temmuz 1786 Vefatı: 1 Temmuz 1839
Küçük yaştan itibaren yüksek din ve fen ilimlerini devrin kıymetli alimlerinden öğrendi. Amcası III. Selim Han onun yetişmesine çok itina göstererek, modern askerî ve teknik bilgilerle devlet idaresini iyi bir şekilde öğrenmesini sağladı. Tahttan indirildikten sonra da yeğeni Mahmut'la sık sık görüşerek, ona tavsiyelerde bulundu. 28 Temmuz 1808'de Alemdar Mustafa Paşa vakası üzerine Osmanlı tahtına çıktı.
Alemdar Mustafa Paşa'yı sadrazamlığa getiren Mahmut Han, Öncelikle asileri ortadan kaldırdı. Sekbanı Cedit adıyla yeni ve modern bir ordu kurdu. Yeniçerileri itaat ve disiplin altına almak için kanunlar koydu. Ancak bu gelişmelere karşı çıkan yeniçeriler, 15 Kasım 1808'de büyük bir isyan çıkararak, Alemdar'ı öldürdüler. Mahmut Han, yenilikleri durdurmak zorunda kaldı.
Sultan Mahmut, içişlerle uğraşırken, Eflak ve Boğdan'a sahip olmak isteyen Ruslar, Osmanlı Devleti'ne savaş açarak Eflak, Boğdan, Besarabya ve Dobruca'yı kısa sürede işgal ettiler. Balkanlarda Sırp ve Hicaz'da Vehhabi isyanları çıkarak süratle genişledi. Bu isyanlar üzerine Mahmut Han 1812'de Ruslarla Bükreş antlaşmasını imzalamak zorunda kaldı. Serasker Hurşid Paşa, kısa sürede Sırp isyanını bastırdı. Kavalalı Mehmet Ali Paşa da Vehhabi ayaklanmasını önlemek üzere görevlendirildi. Hicaz'ı istila eden Vehhabiler, Ehl-i Sünnet müslümanlara akıl almaz işkence ve zulümler yaptıkları gibi, dine hakaretleri de dayanılamayacak mertebeye gelmişti. Mehmet Ali Paşa, yaptığı silahlı mücadelelerden sonra, mübarek beldeleri Vehhabilerden temizledi. Zafer haberine çok sevinin Mahmut Han, Mısır valisi Mehmet Ali Paşa'ya ihsanlarda bulundu. Mahmut Han 1821'de ortaya çıkan Mora isyanını kısa sürede bastırırken, ayaklanmanın ele başısı olarak gördüğü Patrik Gregorios'u patrikhanenin orta kapısında astırdı. Sultan Mahmut bu olaylar sırasında yeniçeri ve sipahilerin tecavüz ve zorbalıklarının önüne geçilemeyecek bir hal aldığını gördü. Aynı zamanda yeni talim ve eğitim kurallarını da reddeden bu fesat ocağının ortadan kaldırılması emrini verdi. Sancak-ı şerîf çıkarılıp dinine ve padişaha bağlı olanların onun altında toplanarak mücadeleye girişmesi istendi. Böylece Türk tarihinde eşine ilk defa rastlanan bir olayla Padişah'a bağlı birlikler halkla bütünleşerek, fitne ve fesat yuvası yeniçeri ve sipahi ocaklarını ortadan kaldırdılar. Yeniçeri ocağının kaldırılması hayırlı bir olay kabul edilerek, tarihe "Vaka-i Hayriye" adıyla geçti.
Mahmut Han büyük bir gayret ve çalışmayla kısa sürede Asakir-i Mansure-i Muhammediyye adıyla yeni ve Avrupaî tarzda sistemli bir orduya sahip oldu. Topçu, lağımcı ve humbaracı ocaklarını ıslah etti. Mekteb-i Bahriye'yi kurdu. Eğitim ve öğretimi en üst seviyeye çıkarmak için Avrupa'dan hocalar getirtti. Ancak Osmanlı Devleti'ndeki bu süratli ve olumlu gelişme, Avrupa devletlerini hoşnut etmedi. ingiliz ve Fransızlar Osmanlı Devleti içerisindeki Mustafa Reşit Paşa gibi adamlarını yardım vaadiyle aldatarak, Rusya ile harbe sebebiyet verdikleri gibi, Mısır valisi Mehmet Ali Paşa'yı da devletine karşı kışkırttılar. Sultan Mahmut Han bu durumda bir yandan devlete yeni nizam verirken, bir yandan da buhran çıkaran iç ve dış düşmanlarla uğraşarak isyanları bastırmaya ve imparatorluğu kurtarmaya çalışıyordu. Bunlar arasında en kötüsü Mısır valisi Mehmet Ali Paşa'nın çıkardığı isyan olup, hadise milletlerarası ağır bir mesele halini aldı. Nitekim bütün buhranlar karşısında, iradesi, sabrı ve cesareti kırılmayan Hakan, bu hadisenin ıstırabı içinde 1 Temmuz 1839'da hayata gözlerini yumdu. Cenazesi Çemberlitaş'taki türbesine defnedildi.
ikinci Mahmut Han, askerî, idarî ve sanat sahalarında kendini çok iyi yetiştirmiş, dindar, akıllı, zeki, çalışkan ve azim sahibi bir padişahtı. ilim ve sanat adamlarına ve eserlerine ziyadesiyle alaka gösterir, kıymet verip himaye ederdi. Osmanlı Devleti'nin ilerlemesini, teknik ve sanayide devrin seviyesine ulaşılmasında görüyordu. Gayret ve sebat sahibi bir padişahtı. Devrindeki bütün hadiseler karşısında asla ümitsizlik ve gevşeklik göstermedi. Düşmanlara ve asilere karşı aciz, fakat devlet nizamına ve yeniliklere engel olan yeniçeri ocağını ve başına buyruk kimseleri ortadan kaldırmakla en büyük inkılabı gerçekleştirdi. Lakin iş başında iktidar sahibi ve dinine bağlı devlet adamlarının bulunamayışı, onun yalnız kalmasına sebep olduğu gibi yeniliklerde kesin bir neticeye varmasını da önledi.
Ayrıca şair olan ve şiirlerinde Adlî mahlasını kullanan Mahmut Han, bu buhran devresinde, yaptırdığı ilim, sanat eserleri, hayır kurumları ve sosyal müesseseleri ile de ülkeyi imar etti.
Saltanatı: 1808-1839
Babası: I. Abdülhamid Han - Annesi: Nakş-i Dil Sultan
Doğumu: 20 Temmuz 1786 Vefatı: 1 Temmuz 1839
Küçük yaştan itibaren yüksek din ve fen ilimlerini devrin kıymetli alimlerinden öğrendi. Amcası III. Selim Han onun yetişmesine çok itina göstererek, modern askerî ve teknik bilgilerle devlet idaresini iyi bir şekilde öğrenmesini sağladı. Tahttan indirildikten sonra da yeğeni Mahmut'la sık sık görüşerek, ona tavsiyelerde bulundu. 28 Temmuz 1808'de Alemdar Mustafa Paşa vakası üzerine Osmanlı tahtına çıktı.
Alemdar Mustafa Paşa'yı sadrazamlığa getiren Mahmut Han, Öncelikle asileri ortadan kaldırdı. Sekbanı Cedit adıyla yeni ve modern bir ordu kurdu. Yeniçerileri itaat ve disiplin altına almak için kanunlar koydu. Ancak bu gelişmelere karşı çıkan yeniçeriler, 15 Kasım 1808'de büyük bir isyan çıkararak, Alemdar'ı öldürdüler. Mahmut Han, yenilikleri durdurmak zorunda kaldı.
Sultan Mahmut, içişlerle uğraşırken, Eflak ve Boğdan'a sahip olmak isteyen Ruslar, Osmanlı Devleti'ne savaş açarak Eflak, Boğdan, Besarabya ve Dobruca'yı kısa sürede işgal ettiler. Balkanlarda Sırp ve Hicaz'da Vehhabi isyanları çıkarak süratle genişledi. Bu isyanlar üzerine Mahmut Han 1812'de Ruslarla Bükreş antlaşmasını imzalamak zorunda kaldı. Serasker Hurşid Paşa, kısa sürede Sırp isyanını bastırdı. Kavalalı Mehmet Ali Paşa da Vehhabi ayaklanmasını önlemek üzere görevlendirildi. Hicaz'ı istila eden Vehhabiler, Ehl-i Sünnet müslümanlara akıl almaz işkence ve zulümler yaptıkları gibi, dine hakaretleri de dayanılamayacak mertebeye gelmişti. Mehmet Ali Paşa, yaptığı silahlı mücadelelerden sonra, mübarek beldeleri Vehhabilerden temizledi. Zafer haberine çok sevinin Mahmut Han, Mısır valisi Mehmet Ali Paşa'ya ihsanlarda bulundu. Mahmut Han 1821'de ortaya çıkan Mora isyanını kısa sürede bastırırken, ayaklanmanın ele başısı olarak gördüğü Patrik Gregorios'u patrikhanenin orta kapısında astırdı. Sultan Mahmut bu olaylar sırasında yeniçeri ve sipahilerin tecavüz ve zorbalıklarının önüne geçilemeyecek bir hal aldığını gördü. Aynı zamanda yeni talim ve eğitim kurallarını da reddeden bu fesat ocağının ortadan kaldırılması emrini verdi. Sancak-ı şerîf çıkarılıp dinine ve padişaha bağlı olanların onun altında toplanarak mücadeleye girişmesi istendi. Böylece Türk tarihinde eşine ilk defa rastlanan bir olayla Padişah'a bağlı birlikler halkla bütünleşerek, fitne ve fesat yuvası yeniçeri ve sipahi ocaklarını ortadan kaldırdılar. Yeniçeri ocağının kaldırılması hayırlı bir olay kabul edilerek, tarihe "Vaka-i Hayriye" adıyla geçti.
Mahmut Han büyük bir gayret ve çalışmayla kısa sürede Asakir-i Mansure-i Muhammediyye adıyla yeni ve Avrupaî tarzda sistemli bir orduya sahip oldu. Topçu, lağımcı ve humbaracı ocaklarını ıslah etti. Mekteb-i Bahriye'yi kurdu. Eğitim ve öğretimi en üst seviyeye çıkarmak için Avrupa'dan hocalar getirtti. Ancak Osmanlı Devleti'ndeki bu süratli ve olumlu gelişme, Avrupa devletlerini hoşnut etmedi. ingiliz ve Fransızlar Osmanlı Devleti içerisindeki Mustafa Reşit Paşa gibi adamlarını yardım vaadiyle aldatarak, Rusya ile harbe sebebiyet verdikleri gibi, Mısır valisi Mehmet Ali Paşa'yı da devletine karşı kışkırttılar. Sultan Mahmut Han bu durumda bir yandan devlete yeni nizam verirken, bir yandan da buhran çıkaran iç ve dış düşmanlarla uğraşarak isyanları bastırmaya ve imparatorluğu kurtarmaya çalışıyordu. Bunlar arasında en kötüsü Mısır valisi Mehmet Ali Paşa'nın çıkardığı isyan olup, hadise milletlerarası ağır bir mesele halini aldı. Nitekim bütün buhranlar karşısında, iradesi, sabrı ve cesareti kırılmayan Hakan, bu hadisenin ıstırabı içinde 1 Temmuz 1839'da hayata gözlerini yumdu. Cenazesi Çemberlitaş'taki türbesine defnedildi.
ikinci Mahmut Han, askerî, idarî ve sanat sahalarında kendini çok iyi yetiştirmiş, dindar, akıllı, zeki, çalışkan ve azim sahibi bir padişahtı. ilim ve sanat adamlarına ve eserlerine ziyadesiyle alaka gösterir, kıymet verip himaye ederdi. Osmanlı Devleti'nin ilerlemesini, teknik ve sanayide devrin seviyesine ulaşılmasında görüyordu. Gayret ve sebat sahibi bir padişahtı. Devrindeki bütün hadiseler karşısında asla ümitsizlik ve gevşeklik göstermedi. Düşmanlara ve asilere karşı aciz, fakat devlet nizamına ve yeniliklere engel olan yeniçeri ocağını ve başına buyruk kimseleri ortadan kaldırmakla en büyük inkılabı gerçekleştirdi. Lakin iş başında iktidar sahibi ve dinine bağlı devlet adamlarının bulunamayışı, onun yalnız kalmasına sebep olduğu gibi yeniliklerde kesin bir neticeye varmasını da önledi.
Ayrıca şair olan ve şiirlerinde Adlî mahlasını kullanan Mahmut Han, bu buhran devresinde, yaptırdığı ilim, sanat eserleri, hayır kurumları ve sosyal müesseseleri ile de ülkeyi imar etti.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar