bugün

der untergang

fevkalade bir oyuncu kadrosuna malik olan filmde ikinci dunya savasi son gunleri objektif olarak işlenmektedir. bir devri saadetin çöküsünü anlatan film tam anlami ile inanclar ve intihar temasi üzerine kurulmustur. evet bu filmde israil orjinli ikinci dünya filmlerinde ve edebi eserlerinde görülen kabak tadi veren gunah cikarma sahneleri filmin basında yer almaktadir ama buy filme zarar vermekten cok filmi tamamlamaktadir. bir hayal ugruna sartlanmıs ve ayvayi yemiş insanlarin dramini anlatir bu film. yenileceğini bile bile son umut kalmasa bile insanlar ya demogjiye siğinir, ya sefahat'e (hatirlayiniz fagelein'in tutuklanma sahnesindeki cümbüsü) yahutta parabellum'a. garip olan sudur ki bu filmde işi bitmekte olan devrin muazzam cirpinma cabalarini gösterir. bütün umutlar tukenmiştir. aslinda filmin gözden kacan unsuru bir ve bizlere sordugu soru su ''bir inanc ugruna ölmeli öldürmek mi gerekir''. filmin belki en etkileyeci sahnesi kendini örtürten fraulein junker'in oldugu sahne ve siğinakta kalan son iki hitlerin kurmayinin kendilerini vurma sahnesidir. filmi izlemek için ve tam olarak anlamak için iyi bir ön hazirlik yapilmali ve dersinize iyi calişmalisiniz. oyunculuklar olsun, yönetim olsun cesaret isteyen bu filmde kadro alinlarinin akıyla cikiyor.

böyle iki ucu boklu bir konudan alnin akıyla cikan film süphesiz kendi kendiyle hesaplasma cesaretini gösteren bir toplumun eseridir. ve medeni olmanin temel gerceği ve yasasi budur. birazda sapkamizi önümüze koymakta fayda var. biz o kadar filmler yapiyoruz bir boka benzemiyor ama el oglu muazzam kuru siki olmayan filmler yapiyor.
aman en iyisi bos verin sıla dizisini izleyinde vakit gecsin.

film beni etkiledi mi etkilemez olur mu? 5 defa ust uste horst wiessel lied'i dinledim oda yetmedi mein kamp'i tekrardan hatmeye basladim.

--spoiler--
ben kızıllardan aldiğim berlini onlara kayitsiz sartsiz teslim vermeyeceğim. bir kac saatlik sansolyeliğimde bu söz konusu olamaz. *
--spoiler--

http://www.cinemotions.co...Chute/photos/7.html#photo