bugün

batum

artık tamamen rusya'nın etkisinden çıkmıştır. tabi bunun bağımsızlıklarına kavuşma, kendi kültürlerini özgürce yaşama anlamına geldiği sanılmasın. kapitalizmin gelmesiyle birlikte gelir adaletsizliği de başgöstermiştir. şehrin her tarafında kumarhaneler ve fuhuş amaçlı oteller bulunmaktadır. önceleri kırgızistan, özbekistan, tacikistan'dan gelen kadınlar çalışırken bu yerlerde, gürcü kadınlar da kolay para kazanmanın yolunu bu kadınlardan öğrenip fahişelik yapmaya başlamışlardır.

batum'un güzel yanı yok da denemez tabiki. dağılan sovyetler birliği'nin en büyük botanik bahçesi bu şehirdedir. roma dönemi'nde inşa edilip, osmanlı tarafından fethedilen apsaros kalesi de görülecek yerlerdendir. sahilinden ve "bulvari" olarak anılan parktan bahsetmiyorum zaten.

hepsinden öte bir sokağa girdiğinizde sovyet rüzgarı yüzünüze çarparken üç ailenin bir mutfağı kullandığı lojman tipi bloklarla, başka bir sokağa girdiğinizde merdivenleri parlak mermerlerden yapılı, kırmızı halılarla misafirlerini karşılayan sheraton'ı görürsünüz. en güzel özelliği bir zaman makinesi olmasıdır batum'un. her köşeyi dönüşte farklı bir çağı yaşarsınız.