bu eserin,ilmi ve edebi değeri ayrı bir tartışma konusu olmakla beraber,sıkıntılı olan bu eserin algılanışı,zihinlerdeki konumunlandırıldığı yerdir.lakin ben bu sıkıntıyı eserin sahibine değil,onun eserini kendince konuşlandıranlara adlediyorum.
1.yazdırıldığı iddaa edilir.burası zaten tam fiyasko.hiç kurtarır yanı yok.bizim bildiğimiz,yazdırılan en son kul hz.muhammed idi...
2.eserin içeriğindeki sözlerden bahsedilirken,örneğin ''üçüncü söz'',''beşinci söz'' gibi tabirlerin kullanılması,tıpkı kuran-ı kerimin ayetlerini kodlamak için kullanılan ,örnekse ''bakara suresi üçüncü ayet'' tabirleriyle yarışır bir hal alır.ilmi değeri ne kadar yüksek olursa olsun,islamın genel felsefesini geçtim,fatiha suresini idrak etmiş bir zihniyet sırf kuran'ın tekliğine zarar vermesin diye bu tabirleri kullanmaz.
3.eserin günümüz türkçesine çevirisi yapılamaz her nedense.bir anlamda aslı bozulamaz.allah allah...
4.eserin sahibinin dahi iddaası,iman ile ilişkili meselelere ışık tutmak iken,eserden siyasi ve sosyal hareket alanları ile ilgili sonuçlar çıkarabilmek ciddi bir çaba ister.diğer yandan günüzde apaçık ve anlaşılır haldeki hadis ve sünnetin dindeki amacı belli iken,bu zorlama çabanın neyi amaçladığı anlaşılamaz.''kanaat önderleri'' adı altında bir cemaate yön verenlerin,kuran-ı kerim'e göre islam dininin en mükemmel uygulayıcısının yani peygamberin neredeyse her konuda hadis ve sünnetleri ortada apaçık anlaşılır duruyorken,peygamber olmadığı kesin olan bir kulun yazdığı bir kitabı hayat klavuzu olarak ortaya koyması neyi amaçlıyor olabilir?
5.kuran-ı kerim'i okuduk,hadisleri bitirdik,sünnetleri kavradık şimdi sıra çeşitli tevsirler okuyarak,sohbetlere katılarak kendimizi,inandığımız dinin gereği daha da derinleştirmek,daha da aydınlatmak istiyoruz veya bunları yapmadık bizim canımız bu dini aydınlanma yolculuğuna risaliye nurdan başlamak istiyor ,said-i nursi'de imanına,ilmine güvendiğimiz birisi,bu gelişimi onun açıklamaları doğrultusunda yapmak istiyoruz denilebilinir.ne güzel,allah yardımcınız olsun.sana faydası olduğuna inanıyorsan,elbette oku,kime ne...kim bilir belki de bu eser gelmiş geçmiş en iyi,en doğru kuran yorumlamasıdır,okumaktan zarar geldiği zaten görülmemiştir.lakin bu okuma ve gelişim sürecinde kendine sorular sor,okurken ön kabullenmelerin var mı sorgula. kuran ve hadislere göre şüphe edilmeyecek olan şeyler(kitap,söz,eser,kişi) dışında kalan bir şeyden şüphe etmemenin dininde ne anlama geldiğine bir gözat.mesela şu sorulara cevap ver:
1.bu okuduğum eserin varlığını nerden öğrendim?bana bunu okumamı,anlamaya çalışmamı söyleyen kişiler,bu kitabı okumamın bir bakıma islam dinini anlamam için şart olduğunu ima ettiler mi?
2.bu kitabın revaçta olduğu camiada eserle ilgili lugat vb. bir çok çalışma yapılmış.adeta risaliye'nin risaliyesini yapmışlar.peki onca çalışma arasında bu kitaba eleştirel bakan bir tek eser var mı?
3.bana bu kitabın takdim ediliş şeklini göz önünde bulundurursam,bu kitaptan katılmadığım,yanlış olduğunu düşündüğüm yaklaşımlar çıkarabilir miyim?
4.ola ki aklımı hür bıraktım ve bu eseri beğenmedim ve hatta bir çok noktasında hata olduğu kanaatine vardım.ilgili camiada bu makul karşılanır mı?
5.bu eserden şüphe etme hakkım var mı?
6.camia içindeki değerlendirmelere bakarsam,olur ya benim bu kitaptan kişisel anlamda fayda sağlayamamam benim değil de kitabın eksikliği olabilir mi?
birinci soruya evet,diğer sorulara hayır cevabı veriyorsan,ihtimal ki inandığın dinin ana prensibi ile çelişiyorsun.bence sen risaliye nur okumaya iki dakika ara ver,git bi fatiha suresinin türkçesini oku.''iyyake na'budu ve iyyake nestain'' kısmına özellikle dikkat et.