soykırım;ırk, canlı türü, siyasal görüş, din, sosyal durum ya da başka herhangi bir ayırıcı özellikleri ile diğerlerinden ayırt edilebilen bir topluluk veya toplulukların bireylerinin, yok edicilerin çıkarları doğrultusunda önemli sayıda ve düzenli biçimde yok edilmeleridir. tam tanımı soykırım konusunda çalışan akademisyenler arasında değişim gösterse de, 1948de birleşmiş milletler soykırım suçunun engellenmesi ve cezalandırılması sözleşmesinde (ssecs) hukuksal bir tanımı bulunmaktadır. sözleşmenin 2. maddesi soykırımı ulusal, etnik, ırksal ve dinsel bir grubun bütününün ya da bir bölümünün yok edilmesi niyetiyle girişilen şu hareketlerden herhangi biridir: grubun üyelerinin öldürülmesi; grubun üyelerine ciddi bedensel ya da zihinsel hasar verilmesi; grubun yaşam koşullarının bunun grubun bütününe ya da bir kısmına getireceği fiziksel yıkım hesaplanarak kasti olarak bozulması; grup içinde doğumları engelleyecek yöntemlerin uygulanması; [ve] çocukların zorla bir gruptan alınıp bir diğerine verilmesi. şeklinde tanımlar (KAYNAK:Vikipedi)
Burada dikkat edilmesi gereken nokta 'düzenli biçimde' kelimesidir.işte bu, soykırımı tanımlamada belki en önemli maddedir.
Düzenli ve sistematik ve hatta çoğu kez yönetici irade destekli olması gerekir.Direkt olmasa bile iradenin eli vardır soykırım üstünde ve pek taibii ki insanlık suçudur.
Bilinen en büyük soykırım Yahudi soykırımıdır.Kitleler halinde bir millet tüm dünyanın gözleri önünde yakılmış,öldürülmüş,toplama kamplarında mahvedilmiş,ırklarının devamlılığı engellenmiştir.
Amerikan Kızılderililerine'de yapılan aslında farklı değilidir.
1915 olayları ise soykırımdan oldukça uzaktır.
1.Dünya savaşı öncesinde Anadolu'da meydana gelen çetecilik faaliyetleri halkı çoktandır birbirinden ayırmış,yüzyıllar boyunca 'Osmanlılık' adı altında birleşen/birleştirilen halklar yavaş yavaş benliklerini ortaya koymaya başlamıştır.
Bu çete faaliyetleri kapsamında hepimizin bildiği bazı cemiyetler kurulmuştur ve bu ayrılıkçı cemiyetlerin hemen hemen hepsi de dışarıdan silah ve maddi güç almışlardır.
Çok sayıdaki yayınlarda ingiliz ve Fransız gizli servislerinin desteklediği cemiyetler yayınlanmaktadır.
Bu kapsamda,özellikle,Doğu ve Güneydoğu bölgesinde Fransız destekli çetecilik ve cemiyet faaliyetleri hız kazanmış, o kadar ki, çoğu cephede Osmanlı topraklarında yetişen bazı Ermenilerin Fransız üniforması altında topraklarına karşı silah tuttuğu da görülmüştür.
Yurdun her yerinde savaş hali nedeni ile olan başkaldırmalar,isyanlar bu bölgede de meydana gelmiştir.
1915 yılı olaylarında çok sayıda Ermeni evet ölmüştür.Ancak kimse buna 'Ermeniler yönetici irade tarafından kasıtlı,düzenli,sistematik ve bilinçli bir şekilde öldürülmüştür' diyemez.1915 olaylarında bir ırkın yokedilmesi amaçlanmamış sadece isyancı çeteciler bastırılmaya çalışılmıştır.
Aşırılıklar olmuş mudur,tartışılır.Ancak aynı dönemde aşırılıktan söz ederken yüzü biraz da Batı'ya çevirmek işgalci Yunan kuvvetlerinin Anadolu köylerinde yaptıklarını da görmek gerek.
Bu dönemde ölmüş olan Ermeniler için kimse 'oh oldu' da demez,diyemez ki zaten dememektedir.
Ancak Ermeni yurttaşlarımızın haklarını korumak isterken ulus onurumuzu zedelememek ve hiç yapmadığımı bir soykırım ile suçlanmamamız gerek.