belki biraz hikayemsi olacak ama sırrını kendi bilgilerim ve hatıralarıma dayanarak açıklamaya çalışayım.
cocukluğumda izmit in köylerinde bol bol tatil yapmış, benimsemiş, güneşinde yanmış, temiz derelerinde yüzmüş, balık tutmuş biri olarak derim ki buğdayından kaynaklıdır.
izmit merkez ile adapazarı arası ovadır. zamanında buğday eken çoktu.
ve oranın havası acımasızdır. yaz sabahları dondurur, öğlen ise kavurur.
e malum buğday böyle iklimlerde sert, kavruk ama lezzetli olur.
ben bu simidi yerken o buğdayın emdiği güneş kokusunu hissederim.
bence sırrı bu.
not: şimdi biri bana mesaj atıp izmit te buğday eken mi kaldı derse, hayallerimi yıkar. dokunmayın olm. hayallerime.
eskiden vardı işte.