Belli gruplar ve belli bireyler üzerinde somutlaştırılmış;
Günde yaklaşık on kişinin öldürülmesine yol açmış;
Ve sonunda ülkeyi askeri müdahalenin kucağına atmıştı.
***
'Nefret söylemi' ne yazık ki evrensel bir olgu:
Örneğin 2011 yılının ilk günlerinde Amerika Birleşik Devletleri'nde Arizona eyaletinde Kongre üyesi Gabrielle Giffords bir silahlı saldırıya uğradı.
Biri 9 yaşında bir kız çocuğu olmak üzere 6 kişi öldü.
Bölgenin emniyet görevlisi, bu eylemin bir 'zehirli bir siyaset ortamından kaynaklandığını' belirtti.
'Nefret söyleminin' Amerikan siyasetini de zehirlediği pek çok yorumcu tarafından dile getirildi.
Cumhuriyetçi Parti'nin 2008'deki Başkan Yardımcısı adayı, eski Alaska Valisi, muhafazakârlığın radikal görüntüsüyle bir halk hareketi olarak ortaya çıkan 'Çay Partisi' grubunun lideri konumundaki Sarah Palin'in, Giffords'un ismi üzerine hedef sembolü koyup ;'Nişan al' diye yazdığı biliniyor.
Palin tarafından hedef gösterilenler arasında yer alan Giffords'a saldıran kişinin meczup olduğu söyleniyor.
Bu olay ve yorum, bana bir dinci gazetenin zaman zaman birinci sayfadan resmini basarak hedef gösterdiği Ahmet Taner Kışlalı, Ali Günday, Mustafa Yücel Özbilgin gibi kişilerin öldürüldüğünü anımsattı.
***
'Nefret söylemini' toplumsal ve kültürel yaşamımızdan, özellikle de siyasetten ve medyadan söküp atamadığımız sürece, zulmü ve cinayetleri durdurmak, yeni zalimlerin ve katillerin oluşumunu engellemek olanaksızdır.