Bu sefer en ufak bir kelime bile yazmayacağım demiştim...
Ta ki bugün gazetede dün akşam Reina'ye girmeye çalışanların ve 'kapalıyız' yanıtına karşı 'ama hayat devam ediyor' diyenlerin haberin okuyana kadar..
O kadar çok şey söylenebilir,yazııp çizilebilir,ama aslolan şudur.Çoğunluğu gelir seviyesinin altında aile mensubu olan delikanlıarımız teker teker gizli saklı anlaşmalar,pazarlıklar uğruna ölüyor..
Ben çok üzgünüm..
Jetler erken gelebilirdi,istihbarat gecikti..Oydu buydu şuydu..
24 cihan parçası,24 ana kuzusu öldü..Gece uykusunda üstünü açmasın diye defalarca uyanıp gözünün içine baka baka büyüttüğünüz can parçasının tabutta görmeye dayanabili misiniz..
Şu an o 24 ev için aslolan budur...Evlat gitmiştir..Gerisi boştur..
Ve ben bu 24 can parçasının gitmesine neden olan sorumsuz arsız vicdanısızlara sormak isterim..
Oğlunuz askere gitti mi?
Eşiniz gece dağ başında devriye gezerken sabaha kadar çocuğunuz başında uyumadan nöbet tuttunuz mu ve sağ salim eve geldiği her gece sinir harbi yaşadınız mı?
Hiç -30 derecede nöbet tutan bir evladınız oldu mu ve o evlattan haber alabilmek için sabahladınız mı..
Bu yüzden komik geliyor çıkıp televizyonlara 'intikam naraları' atmaları..Altında bilmem kaçbin dolarlık arabayla gezip oğlunu askerden kaçırdıktan sonra 'vatan 'demesi..
Şu an bile dönen onca pazarlık varken kendinizi bir asker ailesinin yerine koyun..
Gecenin kör karanlığında sizden gizli pazarlıklara rağmen ölüme giderken ardınızda kimleri bıraktığınızı düşünün..
Yazık,çok yazık..