diğer derviş zaim filmleri gibi çok çok dolu olan bir film. bir derdi ve anlatacak bir şeyleri olan bir yönetmen derviş zaim ve her filminde bunu tekrardan kulağımıza fısıldıyor ya da yüzümüze çarpıyor.
gölgeler ve suretler' de ise yüzümüze çarpan cinsten bir gerçeklikle ve çarpıcı bir öyküyle yapıyor bunu.
küçük bir yerde farklı kültürlerden olmalarına rağmen mutlu, huzurlu bir şekilde yaşayan insanların bir hiç uğruna nasıl av ya da avcı olabildiğini gördük. o sokakta rumların türkleri kovaladığı sahnede sanki kaçanlardan biri de bendim ya da rum çobana sıkılan kurşun sanki bana değdi.