yeraltı edebiyatının temel özelliklerini içinde bulunduracak şekilde yazılır:
1.kurgusal anlamda sahicilik ön plandadır; cinsellik ve şiddet öğeleri yapıttan soyutlanamaz.
gerçek hayatta en sıradan insanların bile bir cinsel hayatı, en munis insanların bile duygusal patlamaları olduğundan, insani anlamda var olan cinsellik ve şiddetin işlenmesinde gerçeklik ve sahicilik duygusunu yansıtma konusunda çekingen davranılmaz.
2.en uç ve sıradışı olaylar ele alınsa bile, yapıtlarda fantastik ya da bozulmuş gerçeklik değil, somut gerçeklik söz konusudur.
hayatta sürekli karşılaştığımız ama görmek ya da kabullenmek istemediğimiz şiddet öğelerini göz önüne serdiği için yer yer rahatsız edici bir özelliğe bürünür. yeraltı edebiyatının içerdiği şiddet ya da cinsellik öğeleri abartılı ya da gerçeklikten kopan öğeler değil, göz ardı etmeye meyilli olduğumuz, bireye ya da topluma ait gündelik şiddet ya da cinsellik öğeleridir.
3.dilin kullanımı son derece esnektir, argo ve küfür kullanımından kaçınılmaz.
yeraltı edebiyatına ait yapılar, dile yeni argo sözcükler katma ya da farklı, alışılmadık anlatım biçimleri oluşturma gibi işlev taşımazlar; buna karşın edebiyatın 'dili estetize etme' görevini de kabullenmez, dili 'olduğu gibi' kullanırlar.
4.yapıtlardaki karakterler genellikle sıra dışıdır.
genellikle marjinal, uyumsuz karakterler söz konusudur ama bu uyumsuzluk, hayatla çatışmaktan kaynaklanır. bu açıdan bazı yeraltı edebiyatı karakterleri kara edebiyat yapıtlarındaki karakterlerle benzerlik taşıyabilir. karakterlerin bir kısmı hareketli bir yaşam süren aktif insanlar olmakla birlikte, bir kısmı da içe kapanık, belli ölçülerde pesimist özellikler taşıyan kişilerdir. kara edebiyat ya da doğrudan beat edebiyatından etkilenen yapıtları yanlışlıkla yeraltı edebiyatı olarak adlandırmamak için bu önemlidir. roman kahramanının alkol ya da uyuşturucu kullanması ya da toplumsal değer yargılarına koşut bir cinsellik yaşamıyor olması, o yapıtın yeraltı edebiyatına ait olmasına yetmeyeceği gibi, kahramanı çok daha sıradan bir yaşam sürdüğü halde, yapıt yeraltı edebiyatına dahil olabilir.
5.gerek temasal anlamda, gerekse dil ve anlatım biçimlerinde kesinlikle didaktik bir yöntem kullanılmaz. öğreticilik vasfı içermez.
yeraltı edebiyatı okura yön vermek, ister toplumsal yapı hakkında, ister bireysel konularda olsun, yol göstermek, bilgi vermek gibi bir işlev taşımaz.
6. genel kabul gören etik ve estetik değerleri önemsemeyip kendi etiğini ve estetiğini oluşturur.
yapıtlar genel anlamda etik ve estetikten tamamen yoksunmuş gibi görünürken, içten içe sistemi eleştiren ve örgütlü biçimde, farklı etik/estetik değer yargılarını önceleyen verilerle yüklüdür.
7.insan psikolojisinin gizil kalmış yanlarına ait zengin veriler barındırır.
yeraltı edebiyatının en belirgin özelliklerinden biri, insan psikolojisinin gizil kalmış yanlarını öne çıkarması, bir anlamda insanın karanlıkta kalan özelliklerinin üstündeki perdeyi kaldırmasıdır. yeraltı edebiyatı yapıtlarında genellikle uzun karakter tahlilleri yapılmadığı, olay örgüsü ön planda olduğu halde, karakterler sıklıkla marjinal kişilikler olduğu için psikolojik çözümlenmeye yatkındırlar ve bu açıdan ele alındıklarında okura çok zengin bir kişilik çözümlemesi olanağı sağlarlar. **