ne felaket komikliklere yaklaşmıştım ben bununla ilgili be ya. ulan hastalık denen şeyin bile önemi kalmadı ki? sebepse hastalık hastaları.
otobüsteyim. yine uyku uyanıklık arası bir seans kürü. hissetmekle etmemek arasında bocalarken duraktan geçtikten hemen sonra yaşlı bir amca düğmeye bastı. bir diğer durak, ta kaç km ötede. otobüs hareketli. aha şöyle bir diyalog oldu:
amca - kaptan kapıyı aç! şoför - durağı geçtik amca!
amca - e durakta indirmedin napiym!?
şoför - ya bırak bu ayakları amca bırak ya!
amca - sus! ben kalp hastasıyım.
insan, kendi içinde kim haklı kim haksız muhasebesi yaparken, aslında ruhlarımız çok sıkılmış. sadece yaşamaktan. gündelik hayatın mütemadiyen ifâ edilen rutin işleri değil bizi sıkan. yaşamanın bizzat kendisi. şimdi sana mutluluğun resmini bile çizsem sen haklısın zaten.
ne gereği var ki? yaşıyoruz işte. ordan gelip buraya giderek.
yine de içimde kalmasın, şoför haklıydı amca. neden ben kalp hastasıyım dedin ki? hastalık buna neden sebep olsun?