feryad ı isyanım

entry35 galeri video1
    2.
  1. emekçi'nin kayıp destanıdır. Mazlum Çimen sadece dört kıtasını seslendirmiştir.

    tek seferde göndermeye çalıştım ama sözlük "Bu ne be? Bu kadar uzun yazı mi olur kardesim" gibisinden bir uyarı gönderdi, o yüzden ikiye bölüp göndereceğim.

    mem nelere garkolmadı zîn'in ateşi için
    ferhad dağları delmedi mi şirin'in aşkı için
    kusur ise her saniye her yerde seni anmak
    mecnun az mı yemin etti leyla'nın başı için

    sesi yorgun gözlerinden uykusuzluk seçilir
    görkeminin zerresinden ağrı dağı küçülür
    gecelerin kollarında leblerinin bal suyu
    aydan dökülürcesine kana kana içilir

    uykularından kopardım hoş geldin mihmanımsın
    artık geri dönüşü yok, âhımsın eyvâhımsın
    elâlem ne derse desin, hiç umurumda değil
    akibetine razıyım, sevabım, günahımsın

    sana, yine sana yandım nesimî'de dün gece
    gözlerinle yüzüleyim, bend olayım hallac'a
    öyle hüküm buyurmuşlar tanrılar divanı'nda
    ha ben sana yollanmışım, ha muhammed mi'rac'a

    cümle cihan güzelleri yüzlerine ben örsün
    gözlerin, balyozu oldu içerimdeki örsün
    ruhumdaki fırtınalar merih'i usandırdı
    nuh'a haber eyleyin de, gelsin de tufan görsün

    yokluğuna dayanamam âhım arşı boyladı
    gölgeni nil'de görmüşler, piramidler söyledi
    hele bir bak şu sevdaya, kimler yanmış ben gibi
    dediği gibi yunus'un, gör beni aşk neyledi

    son duraklarda beklerdim, sonun olsaydı senin
    neler vermezdim ki yerim, yanın olsaydı senin
    çıkar kınından ne olur, kirpiklerinle bile
    çal sineme gözlerini, aşkına şah hüseyn'in

    harikalardan biriymiş diyorlar çin seddi'ne
    seni görmeden hükmetmek kimin düşmüş haddine
    ulu divan'a başvurdum, dönsün diye bağdat'tan
    ol sebepten ahvalimi arzettim bedreddin'e

    gamzelerini görseler bülbüller de lâl olur
    aşklar ülkesi sarsılır, korkunç ihtilâl olur
    beklenmedik bir zamanda ölür isem sebebi
    beni eritip bitiren sevda-yı iclâl olur

    kahreden ateş bilinem, yananı sen olsaydın
    nal olurdum aşk atına, bineni sen olsaydın
    deseler ki şu kadehte ağu var, içen ölür
    bir solukta bitirirdim sunanı sen olsaydın

    belki de hatırlanırım, arasın şimdi nerde
    iz'im deryada damladır, köyüm hatçepınar'da
    beni binboğa'da ara, beni dallıkavak'ta
    hangi evin bayrakları yukardaysa, ben orda

    tanrılar yaratan zerdüşt serdarıdır aslımım
    mazdek, hürrem nişanıdır inancımın, neslimin
    dersimli seyyid rıza'ya ağır selamları var
    himmeti var, gayreti var horasanlı müslim'in

    seni tanrılara sunam, kerametin görünsün
    nazar eden kör yılandan beter olsun, sürünsün
    dağlar naz yapmaya aday, insafını bağışla
    bağışla ki, gözlerinde eşkıyalar barınsın

    söyler misin, anlar mısın ah çekerin suçu ne?
    bulutlardan damlar gibi düştüm girdab içine
    ay bulandı, güneş küstü, yıldızlar beklemede
    artık yolla gözlerini, yolla çin ü maçin'e

    titanik'ten son sesleri alizeler getirdi
    son seslerin son demini balinalar bitirdi
    her yerde terör estiren sabıkalı gözlerin
    bermuda'yı kamçılayıp atlantis'i batırdı

    toprak sudan, bülbül gülden, dost dosttan bulur deva
    dârâ'dan çok önce seni ağırlamış ninova
    benim ömrüm yanan roma, senin gözlerin neron
    örstte demir dövmededir demirci kawa

    melekler ipekyolu'nda aryalar'ı gözledi
    yeri göğe, ay'ı gün'e, seni bana sözledi
    ilık bir güz akşamıydı , yine senin yüzünden
    koçero, harran'a doğru atını mahmuzladı

    kirpiklerin yeni değmiş, kaşların fırik başak
    ay ışığı az geliyor, hadi gözlerini yak
    fesatların, hasretlerin eli kına görmesin
    terk-i cânân eylemeden, şahmaran'a danışak

    keşke gelmez olayıdı böyle bir hâl başıma
    temaşaya meraklılar, toplandı el başıma
    herkesin dilinde şarkı, elinde yârin eli
    artık yine sensiz, artık yalnızım, kül başıma

    en yorulmaz yolcusuyum, müptelası bu yolun
    ben zamanla boğuşayım, sen seyreyle sen salın
    kor alevler buz kesilir gördüklerinde beni
    bir sensizlik yakar, bir de hasreti istanbul'un

    sen ey gönüller sahibi, ey yüzleri gök zemin
    ey deryalar şahanesi, sen ey gözleri kimin?
    düzgün baba hatırına munzurlar'a mihman ol
    mihman ol da, güneşlesin yaylaları dersim'in

    gözlerinin dokunduğu her mekân memleketim
    bakıver de uzamasın gurbetim, esaretim
    ahmed arif hasretinden prangalar eskitti
    beni böyle eskitense prangalı hasretim

    umutlarım menzilinden uzaklara atılmış
    iki cihan mucizesi ilâhlara katılmış
    en amansız gecelerde aynalar yine suskun
    perçemi yüzünü gizler, sanırsın ay tutulmuş

    imanım varsa kaşların, kirpiklerinse dinim
    muhammed kâbe'ye döner, benimse sensin yönüm
    musa meşhur asasıyla, çarmıhı ile isa
    bütün hepsi senin olsun, seni gözlerin benim

    gördüklerim sensizliğin dayanılmaz göçüdür
    sıla gurbet, gurbet sıla, birbirinin içidir
    ne aradıni, ne de sordun, ben nerede neylerim
    kara fatma, karayılan senden şikayetçidir

    bilirsin ki sevenlerin ayrılığı kâbustur
    tahir'i zühre'ye bahşet, zemmedenleri sustur
    sen istesen sina çölü bin çeşit çiçek açar
    suya sudan köprü kurmak, yalnız sana mahsustur

    bazan kırmızı karanfil, zakkum mereti bazan
    sevmeyenleri şad edip, sevenlerini üzen
    ağlayanın güleninden misli misli fazladır
    "işte gidiyorum çeşmi siyahım" diyen ozan

    bahçıvanlar kır bayırda boz kevene gül aş'lar
    ol sebepten didelerden eksilmez kanlı yaşlar
    sana yanar, sana susar, sana acıkır sana
    ahlé haklar, kakailer ve mağrur kızılbaşlar

    meri keklik binboğa'dan çukurova'yı süzer
    yörüklere konuk olur, yaylalarını gezer
    al-osman'a diklenenler göv osman'a kul oldu
    avşar ellerinin hâli dadaloğlu'yu üzer

    sana sevdalıdır diye pir sultan asılırken
    kadılar bayram ettiler hızır susulurken
    bilcümle taş kesildiler, sözde ıtır sevenler
    kirli sarı bir bıçakla nergisler kesilirken

    senin rengin tüm renklerin şahı padişahıdır
    senin ahın tüm ahların kahredici ahıdır
    yıllar gün misali geçti, asırlar ay misali
    herkes kendi âleminde, bu neyin eyvahıdır

    yüreğim atom yüklenir, sesini duyduğum an
    dört kitap çaresiz kalır, elaman aman aman
    başka biri yapar mıydı, eyyub'a sabır verdim
    ay kendini kuşatıp da gece sustuğu zaman

    arzu'yu kamber'e yolla bayram seyran etsinler
    on emri onbir eyleyip tur'a semah tutsunlar
    lutfeyle de eshabulkehf açsın kapılarını
    yediler'e yoldaş olup yedi asır uyusunlar

    güzelliklerin mimarı, cennetlerin ustası
    misk ü amberli cemlerin vazgeçilmez bestesi
    dört kapı, kırk makam mağdur, mecbur olsa da sana
    en çok zerdüşt yanar bir de zerdüşt'ün avesta'sı

    tay dağından kaf dağına bakışların gerilmiş
    nazların çekemiyor arabatlar yorulmuş
    yol bilenler, hâl bilenler sırrın sual etmişler
    nesimî, hallac-ı mansur, şah hatayi darılmış

    gel de dal tomura dursun, daha uzansın elim
    eşi, dostu, yârenleri gel de çağırsın dilim
    bir "he" desen, ben sırat'ı tez geçerim kırat'la
    körünoğlu vekilimdir, kiziroğlu kefilim

    ay ışığı bila destur rüyalarıma dalar
    kuşkularımı bağlamış, uykularımı yolar
    daha kuşlar uçamazken, nergisler açamazken
    bir sen vardın gülümseyen, bir sen, bir de inkalar*
    8 ...