bugün

marquis de sade

daha çok erotikasıyla hatırlanan de sade,aslında dini konularla çok daha fazla uğraşmıştır..ahlaksız biri olmayan sade,aslında çok sağlam bir vicdana sahipti..insanın yol gösterici dizginine saygı gösterilmesini ister,iyi ile kötü arasındaki farkın belirginleştirilmesini koşul koyardı.o da,nietzsche gibi iyi ve kötünün ötesine geçmek,kendi etiğini oluşturmak istedi. hayatının farklı dönemlerinde,sınıflara bölünmüş ve adaletsiz mevcut toplumun yerine çeşitli alternatifler sundu.1795'te yayımlanan aline et valcour'da güney denizlerinde yaşayan bir ütopyayı anlattı.bu ütopyada kral,sefaletin en büyük nedeninin mülkiyet,din ve aile yaşamı olduğunu keşfeder..acilen imalatın denetlenmesini ve halkın istihdam edilmesini emreder ve bunun sonucunda herkes eşitlenir,hapis ve ölüm cezaları kalkar.. başkaları üzerinde sınırsız iktidara sahip olanların ne olursa olsun işkence yapacağını fark eden de sade(bu işkence her anlamdaydı tabi ki,sadece fiziksel olarak değil,aynı zamanda mental olarak da)onlara bu hakkın verilmemesi gerektiğini belirtti,onun en büyük tutkusu baskıdan uzak,özgür bir hayat sürdürmekti..