islam tarihinde devlet ölçeğinde sistematik şiddetin(savaş-soykırım) fazlaca vuku bulmaması islamın şiddete karşı olması gerçeğini destekler. bunu söylerken ölçütümüz nedir? özellikle diğer inançların etkisindeki(hıristiyan-musevi vs.) tarihsel yaşanmışlıklar ölçü olarak alındığında bu gerçek kendini belli eder.
örnekler saymakla bitmez, (bkz: endülüs) ü de daha değişik bir örnek olarak verebiliriz. bu gün müslüman ülkelerde islamın doğup geliştiği bölgelerde başka inançlara mensup topluluklara yaşama imkanları tanınmış olması(olumsuz durumlar tartışılır) islamın özünden kaynaklanan barış dini olduğu ve şiddete karşı olduğu gerçeğini ispatlar.
belirttiğimiz gibi olumsuzluklarda yaşanmamış değildir. ancak oransal olarak bakılınca islam dışı inançların içlerinde barındırdıkları şiddet potansiyeli tarih boyunca kendisini en acımasızca göstermiştir. batının "sömürgecilik anlayışı" bunun en vahşi şekillerindendir. dünyanın dörtbir tarafını sömürürken insanların canlarını-mallarını yağmalarken, köleliğin en acımasız tatbiklerini yaparken batıyı buna iten en önemli faktör inanç faktörüdür. amerikalıların ellerindeki kızılderili kanı silinmemiş dururken aynı zihniyetle dünya çıkarları için sürekli mazlum halklara karşı şiddet ve tecavüzlerine devam etmektedirler. aynı inançlara sahip oldukları müddetçe bu böyle devam edecektir.
