niyazi misri

entry17 galeri video1
    4.
  1. Bir dem gelir, birisi sizi odasına çeker, açar kırmızı kapaklı, saman kağıtlı bir divan ki her sayfası aşk dolu, ilham dolu, hüzün dolu, cezbe dolu, keşf dolu, idrak dolu, tefekkür dolu, daha neler neler dolu bir ummana daldırır. daha küçüksünüzdür de aklınızdan "bu da neyin nesi böyle dersiniz!" kelimeler o kadar yabancıdır ki size, sizden olmasına rağmen.iki kişisinizdir güya ama var olan tek kişi "şair" olmuşluğunun verdiği bir güçle tarihe meydan okuyan ve hala var olan, elinizdeki "şiirin" sahibidir. malumunuz, o niyazi mısri'dir. her gönlün tatması gerekenleri dile getirir. iman, ihsanla tamam olurmuş ya nfk da "şair odur ki renk, çizgi, ses, ahenk, hacim, pırıltı, ışık, buud, hareket, eda, mana, her tecelliyi şiir, şiiri de allah için bilir. " der ya işte tam o misal bir insan-ı kamildir o, deryadır o.
    yok yok insan-ı kamilliğini ben değil kendi anlatsın.

    hak ilmine bu alem bir nüsha imiş ancak
    ol nüshada bu adem bir nokta imiş ancak

    ol noktanun içinde gizli nice bin derya
    bu alem bu deryadan bir katre imiş ancak

    adem demini her kim bulduysa odur adem
    yohsa görinen suret bir gölge imiş ancak

    bu zevke yiler herkes bulmaz veli her na-kes
    iren ana anda bir fırka imiş ancak

    kim ol deme buldı yol vasl oldı niyazi ol
    naci dinilen fırka bu zümre imiş ancak

    mef'ulu mefa'ilun mef'ulu mefa'ilun
    ademde olan esrar bu demde imiş ancak

    şükür ki tanıştırılmışız kendisiyle ve hala tanımaktayız şu anki "dünyaya" inat.

    * *
    1 ...