Özal fırtınası ile evlerimizin başköşesine çocuklarımızın dolapların taa en içine yerleşen durumdur.80 'lerde yaşayan çocukların bilmediği vaziyettir.Bizler, pazardan giyinirdik,bayramdan bayrama alınan ayakkabı ve elbise ile mutlu olmayı bilirdik ve alınan herşeye kıymet verirdik.Sonra, birden bire küreselleşme girdi evimize..Pazardan,mahalle kunduracısından giyinen çocukların yerini AVM(alışveril merkezi) kuşağı aldı.En marka hangisiyse o daha şanslı oldu,en pahalı kim giydiriyorsa çocuğunu o anne 'iddialı' oldu.Çocuklar bile anne-babaların reklam panosu oldu.Gençler ayakkabı markalarına bakarak gruplaştı.Üzerinde sokak panosu misali markalı tişört giyenler daha bir sevmli gözükmeye başladı.Ve en nihayetinde, küçüklüğünden beri bu alışkanlık ile yoğrulan çocuklardan tatminsiz,her daim daha fazlasını isteyen ve hiçbirşekilde mutlu edilemeyen bir nesil türedi.Bundan 20 sene önce, sokata gezerken kimsenin mali durumu üzerinden belli olmazken, şimdi keskin bıçaklarla ayrıldı ve marka bunun en en önemli göstergesi oldu.Bir yandan giderek fakirleşirken ve açlık sınırında yaşayan insanlarımızın sayısı artarken, biz daha çok çanta istedik dolabımıza ve daha çok ayakkabı.Hepsi kaliteli olacaktı,hepsi de marka.Övüne övüne söylenmeye başlandı 'şekerim bu ayakkabıya 300 tl' verdim lakırdıları..Utanmadan bir ayakkabıya 300tl verebilmeye başlanıldı ve marka gelişmişliğin göstergesi oldu.iş görüşmelerinde öncelikle bir süzülmeye başlandık,'hergün aynı kıyafetle işe geliyor' diye işine son verilenler oldu,ve elde 'z..a'torbaları ile gezmek çok önemli oldu.iyi giyinmek,temiz giyinmek markadan geçmeye başladı.işin en vahimi, bu akıma kapılanlar çalışıp kazandıkları maaşlarının hemen hemen hepsini giyime yatırmaya başladı.El kadar bebelere sadece 2 ay giyebilecekleri kıyafetler için milyarlar harcayanlar çıktı ortaya,2 karış bebek elbisesi için 250tl verenler ve bunu iyi anne olmakla karıştıranlar.Sorunca, 'param var alıyorum' demeye başladılar,ama aynı alışveriş merkezine gelip cebinde sigara parası ile gezerken o vitrinlere bakanların içini kaplayan hırsı düşünmediler.
Sonuç, çığ gibi büyüyen ve en kötüsü, hepsi tornadan çıkmış gibi gezen fabrikasyon bir kuşak..Giyinmek elbette güzeldir,ancak bunu saçma bir çılgınlığa çevirmek,pazar malını, yerli malını küçümsemek ve poposuna geçirdiği marka ile ufkunun genişlediğini sanmak fena bir vazyettir.