bugün
- hayatınızda kaç kere reddedildiniz13
- erkekler seks yapamayacağı kadınla arkadaş olmaz15
- bik bik için diktiğim şort21
- anın görüntüsü20
- anneler günü17
- toplu taşımalardaki müzisyen sorunsalı8
- evlilik yaşı kaç olmalıdır15
- zall beceremiyorsan bırak git15
- üstteki yazar gözünde nasıl canlanıyor14
- 13 yaşındaki kıza tecavüz eden 28 kişi17
- icardi190512
- ayetullah hamaney'in mini etekli torunu16
- sözlük yazarlarının boy kilo ölçüleri9
- piknikçi grubun varoş olduğunu anlama yolları15
- doğum gününde hatırlanmamak13
- kızların mesajlara geç cevap vermesi16
- icardi1905'in sözlüğü bozması13
- ismet gurbuz 202413
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı10
- elinin değdiği anı unutamıyorum 5 posta attım16
- en dindar özelliğiniz25
- serdar ortaç renault megane benzerliği8
- ali koç9
- yorgun mermi10
- şizofreni11
- sözlükteki feyk hesap sahipleri tespit edilecek11
- bacağa kramp girmesi10
- 2024 eurovision şarkı yarışması13
- erkeklerin sadakatsiz olması20
- türkiye den soğuma sebepleri11
- erkekler götünüze değil yaptığınız pastaya bakar15
- arkadaşlar sizce bu yüzük nasıl15
- eloande ile evlenip sözlüğü huzura kavuşturmak8
- uludağ sözlükte yazmanın hiçbir anlamı olmaması23
- fazla mastürbasyon yapan erkek9
- kimsenin okumadığı sözlükte yazar olmak11
- uludağ sözlük kapatılacak11
- 45 yaş üstü kadınların muşmulaya dönmesi10
- cami tuvaletinin paralı olması9
kime yazıldığı meçhul olan gerçeklik payıdır, bukledir.*
"mutluysanız mutluyuz felsefesinden yola çıkan" nilüfer turizm gibi bindik sözlüğe gidiyoruz adeta. arkadaki yolcunun ayağı kokuyor. ıkınıyorsun sıkılıyorsun dönüp ipneyi uyarmıyorsun. beş-on dakika böyle geçtikten sonra zaten burnun alışıyor salla diyorsun. ulan eşekoğlueşek niye içine atıyorsun? dön de ki: "kardeşim sok o ayaklarını ayakkabına!" tabii nilüfer turizmin sayın yolcuları aracımız bilgisayar donanımına sahip olduğundan çorapları mümkünse çıkarmayınız. höh be!
mantık çerçevesinden yaklaşırsak diye sözlerime devam etmek istediğimde, şizoid gibi "ne çerçevesi resim mi yapıoyon denyooo" diyor içimdeki ses! evet abi içimdeki ses ben hamileyim tekme bile atıyor futbolcu mu olacak ne? sol frameden 90'a takmak istiyorum olmuyor sayın yolcular kaptanımız ihtiyaç molası verdi çaylar alman üsulü...
ben bu yazıyı yazarken gözlerim doldu çok pis çakallık yapıyorum. nasıl bir duygu durumuysa ben de anlamadım. "kalbim sızlar yüzüm gizler" kardelen şarkısında der teoman. adam kar(ı) bırak renkli rüyalar otelinde delen...neyse girmeyelim zenginin malı züğürdün dalgası muhabetine.
ben bu yazıyı sana yazdım diyebilecek birileri oldu "hilmi tut şu mikrofonu kolum yoruldu". hah! aslında bir sürü sen oldu. artık onlar üçüncü çoğul kişiler. onlar için yazıyorum bu yazıyı. ne zaman şeyimin derdine düştüm, o zamandan beri karşı cinse çok ihtiyacım oldu. entel dantel mi olmadık kız peşinde gollum mu olmadık?! hep benden fazla "o" oldum. niye? niye lan! bok mu var otur oturduğun yerde. attık kendimizi her ortama; ortamın oğlu olduk.
biz diyip duruyorum kendi adıma konuşmalıyım, sizi kattığım için sallamayın...
ne bekliyorsun lan burda dese biri ne cevap verecekesin ha ortamın oğlu! ortam doğurmadı beni de! nasıl geldiysek öyle gidicez lan bu dünyadan. üryan geldik üryan gideceğiz. itirazı ya da katkısı olan varsa konuşsun... olmadı özel mesaj atın bana. ah bir de operatör mesajları var dellendiriyorlar beni ama konumuzla alakası yok!
her şey karı-kızdan mı ibaret ya!!! sağlam dostluklar arkadaşlıklar. heyo yupi! hayat ne güzel kuşlar, böcekler...
ağzına tüküreyim senin scarface! bugün ölsen kaç kişi gelir ha cenaze namazına sorarım! sen iyice puşt oldun! oldun sen piştin artık! yedin bitirdin kendini çiğ çiğ... kim açtıysa başlığı itiraftan çıktık kendime yazı yazıyorum burda adeta. hepimiz benciliz!
bak yine sizi kattım, kendi eşşekliğime sizi dahil ederek çıkar yol arıyorum belki...bilmem...evet evet öyle sanırım...
ben bu yazıyı hepimize yazdım.* sizi sevdiğim için kattım bu sefer. yalancıkta olsa sevdim sizi. veda hutbesi gibi oldu biraz, bir yere gittiğim yok! "bak arkada bir kaç kişi dinlemiyor yazdıklarımı. kendi aranızda konuşmayın lan hayvanlar, indiririm sizi bak en yakın benzinlikte! hasbinallahminivellekil! boşuna mı boğaz patlatıyouz evladım burda. ne gülüyorsunuz kendi aranızda komik bir şey varsa söyleyin bizde gülelim, cıx cıx cıx..."**
hamile değilmişim ya medikoda çok su içtim ekmekle şişiyor midede. tekme falan değilmiş gazmış o az önce çıktı. her şeyimi sizle paylaşıyorum bir bilseniz sizi nasıl seviyorum. iğrençleşebilirim beni böyle kabul edin. "haydaaa hoşgeldin" diyin lan yeni gelmiş gibi oldu bu sefer de. ne boktan bir yazı oldu gibi de, değil gibi de neyse. gözlerim yanmaya başladı, zaten gözlerim bozuk bu fakülte beni bitirdi. mahmut sen geç direksiyona. ben orta kapının oraya gidiyom uyucam galiba.
08/01/2007--Bursa
eklenti buldum onu da yazayım tam olsun edit abi:
iki şehri var gecenin, biri gözümde
tütüyor, birinin dumanı üstünde yağmur
gibi çöken siste, bana bu uykusuz
şehri niye bıraktın, göze alamadığım
bir şehrin yerine bütün şehirlerdesin,
gece değil istediğin hayli karanlık
bakışlı bir şehrin gözleriyle çarpışmak
hevesindesin! Gözlerini anlıyorum henüz
bağışlayabileceği gözleriyle çarpışmadı kimsenin;
gözlerimizi uzaklıklar değil ki yalnız
göze alamadığımız yakınlıklar da acıtır,
ve gözleri ancak gözler bağışlayabilir,
öyle acıyor ki gözlerim kim bağışlayacak,
sis değil, uykusuzluk değil, iki uzak
şehir gibi ayrılıktan kavuşmuyor gözlerim :
Biri hepimizle gözgöze gibi hala uykusuz,
biri sis içinde kirpiklerine kadar açık,
bu sessizliği kim bıraktıysa, göremiyorum
konuşkan gözlerinde tek sözcük bile,
gözlerimiz birbirine değmiyor gecenin iki şehrinde
Kimsenin kimseye gözü değmiyorsa, şiir niye ? *
"mutluysanız mutluyuz felsefesinden yola çıkan" nilüfer turizm gibi bindik sözlüğe gidiyoruz adeta. arkadaki yolcunun ayağı kokuyor. ıkınıyorsun sıkılıyorsun dönüp ipneyi uyarmıyorsun. beş-on dakika böyle geçtikten sonra zaten burnun alışıyor salla diyorsun. ulan eşekoğlueşek niye içine atıyorsun? dön de ki: "kardeşim sok o ayaklarını ayakkabına!" tabii nilüfer turizmin sayın yolcuları aracımız bilgisayar donanımına sahip olduğundan çorapları mümkünse çıkarmayınız. höh be!
mantık çerçevesinden yaklaşırsak diye sözlerime devam etmek istediğimde, şizoid gibi "ne çerçevesi resim mi yapıoyon denyooo" diyor içimdeki ses! evet abi içimdeki ses ben hamileyim tekme bile atıyor futbolcu mu olacak ne? sol frameden 90'a takmak istiyorum olmuyor sayın yolcular kaptanımız ihtiyaç molası verdi çaylar alman üsulü...
ben bu yazıyı yazarken gözlerim doldu çok pis çakallık yapıyorum. nasıl bir duygu durumuysa ben de anlamadım. "kalbim sızlar yüzüm gizler" kardelen şarkısında der teoman. adam kar(ı) bırak renkli rüyalar otelinde delen...neyse girmeyelim zenginin malı züğürdün dalgası muhabetine.
ben bu yazıyı sana yazdım diyebilecek birileri oldu "hilmi tut şu mikrofonu kolum yoruldu". hah! aslında bir sürü sen oldu. artık onlar üçüncü çoğul kişiler. onlar için yazıyorum bu yazıyı. ne zaman şeyimin derdine düştüm, o zamandan beri karşı cinse çok ihtiyacım oldu. entel dantel mi olmadık kız peşinde gollum mu olmadık?! hep benden fazla "o" oldum. niye? niye lan! bok mu var otur oturduğun yerde. attık kendimizi her ortama; ortamın oğlu olduk.
biz diyip duruyorum kendi adıma konuşmalıyım, sizi kattığım için sallamayın...
ne bekliyorsun lan burda dese biri ne cevap verecekesin ha ortamın oğlu! ortam doğurmadı beni de! nasıl geldiysek öyle gidicez lan bu dünyadan. üryan geldik üryan gideceğiz. itirazı ya da katkısı olan varsa konuşsun... olmadı özel mesaj atın bana. ah bir de operatör mesajları var dellendiriyorlar beni ama konumuzla alakası yok!
her şey karı-kızdan mı ibaret ya!!! sağlam dostluklar arkadaşlıklar. heyo yupi! hayat ne güzel kuşlar, böcekler...
ağzına tüküreyim senin scarface! bugün ölsen kaç kişi gelir ha cenaze namazına sorarım! sen iyice puşt oldun! oldun sen piştin artık! yedin bitirdin kendini çiğ çiğ... kim açtıysa başlığı itiraftan çıktık kendime yazı yazıyorum burda adeta. hepimiz benciliz!
bak yine sizi kattım, kendi eşşekliğime sizi dahil ederek çıkar yol arıyorum belki...bilmem...evet evet öyle sanırım...
ben bu yazıyı hepimize yazdım.* sizi sevdiğim için kattım bu sefer. yalancıkta olsa sevdim sizi. veda hutbesi gibi oldu biraz, bir yere gittiğim yok! "bak arkada bir kaç kişi dinlemiyor yazdıklarımı. kendi aranızda konuşmayın lan hayvanlar, indiririm sizi bak en yakın benzinlikte! hasbinallahminivellekil! boşuna mı boğaz patlatıyouz evladım burda. ne gülüyorsunuz kendi aranızda komik bir şey varsa söyleyin bizde gülelim, cıx cıx cıx..."**
hamile değilmişim ya medikoda çok su içtim ekmekle şişiyor midede. tekme falan değilmiş gazmış o az önce çıktı. her şeyimi sizle paylaşıyorum bir bilseniz sizi nasıl seviyorum. iğrençleşebilirim beni böyle kabul edin. "haydaaa hoşgeldin" diyin lan yeni gelmiş gibi oldu bu sefer de. ne boktan bir yazı oldu gibi de, değil gibi de neyse. gözlerim yanmaya başladı, zaten gözlerim bozuk bu fakülte beni bitirdi. mahmut sen geç direksiyona. ben orta kapının oraya gidiyom uyucam galiba.
08/01/2007--Bursa
eklenti buldum onu da yazayım tam olsun edit abi:
iki şehri var gecenin, biri gözümde
tütüyor, birinin dumanı üstünde yağmur
gibi çöken siste, bana bu uykusuz
şehri niye bıraktın, göze alamadığım
bir şehrin yerine bütün şehirlerdesin,
gece değil istediğin hayli karanlık
bakışlı bir şehrin gözleriyle çarpışmak
hevesindesin! Gözlerini anlıyorum henüz
bağışlayabileceği gözleriyle çarpışmadı kimsenin;
gözlerimizi uzaklıklar değil ki yalnız
göze alamadığımız yakınlıklar da acıtır,
ve gözleri ancak gözler bağışlayabilir,
öyle acıyor ki gözlerim kim bağışlayacak,
sis değil, uykusuzluk değil, iki uzak
şehir gibi ayrılıktan kavuşmuyor gözlerim :
Biri hepimizle gözgöze gibi hala uykusuz,
biri sis içinde kirpiklerine kadar açık,
bu sessizliği kim bıraktıysa, göremiyorum
konuşkan gözlerinde tek sözcük bile,
gözlerimiz birbirine değmiyor gecenin iki şehrinde
Kimsenin kimseye gözü değmiyorsa, şiir niye ? *
güncel Önemli Başlıklar