bugün

keyser söze

ismi macar menşeli. akıllara bela kiss' i getiriyor. bela kiss, macaristan' ın bir kasabasında eşiyle yaşayan, tuhaf ama zararsız bulunan bir adamdı. ikinci dünya savaşından bir süre önce ortadan kayboldu. kasaba halkı, eşiyle birlikte kaçtığını düşündü. ne zaman ki polis, devlete destek amacıyla boşaltılmış evlerden erzak ve eşya aramaya koyuldu ve kiss' in terkedilmiş evinde, tavanda asılı varilleri indirip açtı, o zaman kızılca kıyamet koptu. varillerde, eşi ve eşinin aşığı dahil, boğularak öldürülmüş, 8' i kadın 9 kişi vardı. araştırmalar, gazetedeki arkadaş ilanına yanıt veren birkaç güzel kadının, kaybolmadan önce birlikte son kez görüldüğü kişinin görgü tanıklarınca çizdirilen resminin kiss' e benzemesiyle yoğunlaştı. bir süre sonra, olaylar garip bir boyut kazandı. hastanede ölmüş bir askerin künyesi, aranan adamın ismini taşıyordu. soruşturmacılar naaşı kontrol ettiler ancak o olmadığını farkettiler. aradan yıllar geçti. fotografik hafızasıyla tanınan bir new york dedektifi, metrodan inen bir yolcuya, kalabalığı yararak yetişmeye çalıştı, temsili resmini gördüğü kiss olduğundan emindi. kalabalık o kadar yoğundu ki, amacına ulaşamadı. dosya neredeyse kapanmamış davalara verilecekti ki, polisi arayan biri, bela kiss' i gördüğünü iddia etti. manhattan' da bir apartmanı tepeden tırnağa arayan ve kiss' den bir iz bulmayı umut eden polislerin eli yine boş kaldı.
görünenin ardındaki gerçek yüz, karanlıktı soze, belki de kiss' den esinlenilerek yazılmıştır.