bugün

sevmekten vazgeçmek

sonu gelmeyecek olan kısır döngü. anlamsızlığın yine kendi içinde kaybolduğu zamanlarda, kişi genelde melankolik olan yaşantısının içine bir de, büyük çoğunluğu platonik olan aşklar da ekleyince, kişi umutsduz mu umutsuz bir ifade takınır... artık hayatın onun için anlamı yoktur, sakallar uzar, şakaklardaki saç kırıkları iğrenç bir görüntü seyreder, üst baş dağınık halde, pantolon ve de üzerindeki bilimum elbiseler değiştirileceği ve de banyonun içindeki selenin içine gireceği anı bekler... kişi kendisini akabinde de, içkiye verir...
ama hiçbir şey çözüm olmaz acısına, belki de tükenmişliğinin, çaresizliğinin, acıklı halinin sebebiyeti başka bir nedenden dolayıdır ki, çözümsüz geçen gecelerin ardından kişi başka bir çözüm bulmaya karar verir: sevmekten vazgeçmek... ama yine de bu vazgeçişler, dönemsel dönemsel kendisini tekrarlayıp da, yeni yüzler görüp, kendisini yeni bir sevmekten vazgecmek lere bırakmaktan ibaret olan şeyden farklı değildir. kişinin o andaki acizliği, tutkusu, önlenemeyen aşkı, bitmek bilmeyen sevgisi, ancak boynuz kıvamına gelen ilişkiler sonucunda, sütten dili yanan tarafın sevmekten vazgecmek gibi aşktan kaçmayı gerektiren, kendisini aslında daha da acıya sevk edecek bir çözüm olayını bulmaya çalışmasıyla bitecek gibi görüntü veren sonuçlarla kapanmaya çalışır. ama sevmekten vazgecmek tutuklu kalmaktan, kendisini üç duvar, hafiften paslanmış bir parmaklıktan ibaret bir odaya hapsetmekten farksızdır belki de... zamanın, sevgisizi geçmediğini görmek, hatıralardan vazgeçmek kişinin daha ileriki dönemlerde devam ettireceği yaşantısından da belki de ''vazgec''eceğinin göstergesidir. bu nedenle de döngüsel bir olaydır, sevmekten vazgecmek