bugün

theodoros papaloukas

14 sayının rövanşında sinan erdem'de maçın sonunda yaptığı o hareketler de neyin nesiydi acaba basketbolcusu.

maçın sonunda yakalanan 15 sayılık fark ile birlikte, adamın biyokimyası o hale nasıl geldiyse artık, yaşadığı hırs patlaması sonucu tribünlere yaptığı hareketler en basit ifadeyle hafif hareketlerdi.

avrupa basketbolunu seven/takip eden hemen her basketbol seyircisinin saygı duyduğu bir oyuncu olan papaloukas, sonuçta aslında hiçte iyi bir profesyonel olmadığını ve kimbilir nelerden beslenen hamasi hırslarına yenik düşebileceğini hepimize göstermiş oldu.

bu ve buna benzer olaylar; sporcumuzdan maç yorumluyan televizyoncumuza kadar profesyonellerimizin (bundan sadece basketbol dairesi içindeki insanlar anlaşılsın lütfen) her durumda, pompalanan fair play fikrini hassas bir biçimde benimserken, diğer yanda bilhassa avrupa'nın şımarıklarının fair play denen herzeyi aslında s.klerine bile takmadığı gerçeğini gözler önüne sermektedir. öyle ki dün akşam maçı yayınlayan ntvspor da papaloukas'ın maç sonundaki ortamı bir anda geren bu çirkin davranışlarını bir kez daha göstermeye tenezzül bile etmedi (ki bu cümlede ntvspor'un bu davranışı olumsuzlanmamaktadır).

işte ntvspor'un bu olgun tavrına muhalif olarak, her hafta yunan nova ve italyan sky yayınlarından euroleague maçlarını takip eden birisi olarak dikkat ettiğim diğer husus ise, bu yayıncıların organizasyona isim sponsoru olan thy'nin adını dahi uleb'in devotion'lı reklam/teaser/fragman artık herneyse kullanmaktan kaçınmaları komedisidir (oh bunu da paylaştım ya rahatladım).