bugün

genco erkal

4 Aralık akşamı Akatlar Kültür Merkezinde Nazım Hikmet'in şiirlerini zemin alarak hazırladığı ,insanlarım, oyunuyla orada bulunanlara büyülü anlar yaşatan adam.

Pek çok iyi oyuncu var kuşkusuz ama ben bu alanda, Genco Erkal'ın tiyatromuzda erişilmesi güç bir noktada durduğunu düşünüyorum.

Oyuncu-seyirci ilişkisine pek çok farklı açıdan yaklaşılabilir, ama bir açıdan baktığımızda seyirciyle oyuncuya buluşturan şey; bir insanın başka bir insanı izlemesinin yaratığı keyiftir. Sadece ve sadece bir insanı izliyor olmaktan aldığımız keyif. Genco Erkal bu güne kadar izlediğim bütün oyunlarında bu duyguyu ben de yaratmış ender insanlardan bir tanesi.

Burada Genco Erkal'la ilgili tumturaklı ifadeler kullanmak istemiyorum. Ama sahnede bir kelebek gibi, o kadar hafif ve güzel. Sesi gerçek bir enstrüman, en inceden en kalına kadar bütün tonları büyük bir ustalıkla kullanıyor. Ayrıca bütün şiirleri büyük bir içtenlik ve sahicilikle okuyor ve bir çok kişinin ezbere bildiği şiirleri hiç hatasız okuyacak kadar dikkatli.

Bu özelliklerin hepsini bütün oyunlarında gördüm. Bu ustalıklardan herhangi bir tanesine erişmek için bile, yıllarca çalışmak gerektiğini bizim işimizle yakından ilgilenenler bilir. daha önemli bir şey daha var ki,ömür boyu çalışarak bile elde etmen mümkün olmayabilir. Duyarlı ve bütün insanlık için çarpan bir yürek. insanı gerçek sanatçı yapan da bu zaten, gerisi laf ü güzaf.

O akşam bir kez daha oyuncu olduğum için şükrettim ve yıldızların altında ki bu küçük gezegende ne kadar önemsiz bir varlık olduğumu hissettim.