o eski halimden eser yok şimdi

"üç tane hattım var
her sabah kalktığımda sadece birine gider elim

biri okul ahalisinin aradığı,
biri ev ve "memleket" havalarının estiği,
diğeri ise çok sevgili bir kedinin miyavladığı.

üç tane hattım var.
her gün üçü ile saatler geçirdiğim.

birisinde dalga geçtiğim,
birisinde dinlediğim ve biraz da tahammül ettiğim,
biri ile de seviştiğim.

üç tane hattım var,
rahatsız olduğum,
nefret ettiğim,
her defasında kahrolduğum.

hayat kahırlardan ibaret. istenilen şey ile alınan şey arasındaki fark dağlar kadar olduğunda, insan kendisinin çukurlar kadar olduğunu fark ediyor. düşe kalka geçirilen seneler, görülenler, edilenler. kocaman bir delikten, çukurdan başka bir şey yaratmamış demek ki hayat asfaltında.

güzel bir roket yaratsalar,
hani şu laser-guided tarzında olanlardan.
güzelce yok etseler beni.
ne kadar doğru bir düzeltme yaparlardı bu hayattan."

şeklinde gösterilebilecek ifade. bu da bir şablon oldu anasını satayım, legalize ediyor her entryi bu şekilde insanlar. ilginç, tesadüfi bir yaratının mükemmelliği içinde, tuvalette kalmış bir necaset parçası gibi; dalga mı ciddi mi belirsiz, şuh, iğrenç, güzel, garip ve net gözler.

ızdırap?
evet.
yorgun?
evet.