bugün

erkekler

öncelikle belirtmek isterim ki, söylediklerimde istisnalar elbette vardır.
şimdiye kadar bahsedilmeyen bir özellik olarak, erkekler daha doğduğunda sırtında bir ton yük ile doğarlar. hayatında kazandıklarıyla bu yükü zamanla üzerinden atacaklardır. eğer hayatında kazanamıyorsa ya delirir ya da alkolik olur.
kadınlar da hayatını kazanmak için belli uğraşlar verir ancak erkek bu uğraşı vermek zorundadır. toplumun getirdiği bir zorunluluk mudur yoksa genetiğinden mi gelir bu bilemem ama bi siktir git demeden önce biraz düşünmek gerekir.
bir erkek ailesini geçindirmekle yükümlüdür. bu yük her bayan tahmin etmese de sürekli bir sorumluluktur. en gezip tozacağı zamanda bile aklının bir köşesinde sorumluluğu vardır. belki de bir yaştan sonra parayı bulan erkeklerin coşması bu yüzdendir. yani yıllardır sorumlulukları yüzünden hep bir sıkıntısı olan erkek ihtiyacı olan parayı bulunca böyle azıtabilmektedir.
kadınların da aynı sorumluluğu olduğunu düşünenlere selam ediyorum. biliyorum nice ailesini ayakta tutmaya çalışan kadınları. ne kadar kutsal olduğunu da biliyorum. yuvayı onların kurduğunu da. ama bu kurulan yuvanın geçinmesini sağlamak erkeğin görevidir(erkek geçindirir demiyorum, erkeğin görevidir diyorum). evini geçindirmeyen erkek kendinden şüphe etmeye başlar. o aralar bir psikoloji bozukluğu yaşar ki sormayın (istisnaları kaale almadığımızı hatırlatırım).
bundandır ki erkek karısının kendisinden daha çok kazancı olmasını istemez. söylemese de istemez.
nereden uydurulduysa ''erkekler ağlamaz'' diye bir söz de vardır. elbette erkek de ağlayacaktır ama en azından kadınların yaptığı gibi rahat rahat uluorta değil gizli gizli ağlayacaktır.
içe at at nereye kadardır? bir süre sonra geceleri uyuyamamak vardır bunun sonunda.
kadınlar ise (bundan tam olarak emin değilim. malüm; kadınları tam olarak tanıyamayız) erkeğin güçlü olmasını isterler. çok da mantıklı bir istemdir ki zaten erkeklerde yapısı gereği güçlü olmak için çabalar.
konunun özü erkeğin üstündeki külfeti bilerek ''topu parayla kişiliğini oluşturan bireyler'' demeden önce bir kez de hak vererek belki ufaktan bir empati yaptıktan sonra değerlendirmek gerekir.
belki de diyorum sanıldıkları kadar salak değildirler.