bugün

sözlük yazarlarının itirafları

üniversitedeki ilk yılımdı sözlük...

öncelikle şunu belirtiyim ben çift kişilikli biriyim... bir çok pisliğe bulaşan ancak bazı altyapılardan dolayı bazı vicdani sıkıntılar yaşayan biriyim...

üniversitedeki ilk yılımdı sözlük...

yurtta kalıyordum ben.takıldığım bir kız vardı. sevgili değildik ancak takılıyoduk. kızla başbaşa kalma fırsatları kolluyordum. eve çıktığımı söyledim. halbuki hala yurtta kalıyordum. böyle takıldığımız bir dönemde eve davet ettim oda sağolsun kırmadı gelirim dedi. ancak ben evde kalmıyordum. evde kalan arkadaşlardan birini ayarladım. evde 3 kişi kalıyorlardı. sık sık gidip geldiğim, zaman zaman benimde kaldığım yakın arkadaşlarımdı. 4 katlı 8 daireli bir binanın en üst katındaydı evleri. binada kalan tek öğrenci onlardı, mutasıp bir apartmandı. durumu izah ettim arkadaşlara. onlarda tamam dedi. arkadaşımdan biri benim odamda takılırsın dedi. o arkadaşımda muhafazakar bir insandı. namaz kılardı. ancak çapkın bir yanına vardı azda olsa.her neyse...

ben kız arkadaşımı eve davet ettiğim günden bir gün önce arkadaşlarda kaldım. kız öğlen 14.00'de tarif ettiğim durağa gelcek ben onu oradan alacaktım. saat geldi. kız aradı bende onu duraktan almak üzere yola çıktım. evde kimse yoktu. çok heycanlıydım.

kızla birlikte eve geliyoruz. apartmandan yukarı doğru çıkarken apartman sakinleri kapıdan kapıya laflıyorlar. onların arasından çıkarken bir endişe belirdi. hoş karşılıcaklarını düşündüğüm bir durum değildi. derken neyse biz eve girdik. arkadaşın odaya geçtik. *
bu kızla bugün delicesine sevişecektim. şartlar çok müsaitti. verdim müziği önce, sonra ışığı loşlaştırdım. kıvama getirme çalışmalarına başladım. götüm götüm kıza yanaşmaya başladım. herşey çok iyi gidiyordu. artık kızı öpmeye başlıyorum. yüzeysel bir başlangıç. o sırada gözüme köşede duran arkadaşın namaz kıldığı seccadesi ilişti. birdenbire çektim kendimi bir tuhaf oldum. sonra bir silkindim. hadi be olum dedim kim tutar seni kız mis gibi kokuyor. sımsıcak abi durma dedim tekrar yumuldum. bu sefer o çekildi ve bana dedi ki ''bir şey ikram etmiyecekmisin bişiyler içseydik.'' tamam direyek kalkıp mutfağa gittim...

mutfağa gittiğimde bir yandan raftan aldığım 2 tane bardağa kola doldururken bir yandanda birazdan yaşayacağım heycanlı dakikaları düşünüyordum. bakdakları aldım geçtim odaya. aman allahım kızın parfümü ne kadar güzel kokuyordu. başladı kan dolaşımım hızlanmaya. ancak yinede sakin görünmeye çalışarak kolalarımızı içmeye başladık. muhabbet gülüşmeler derken bardakları sehpaya bıraktık ve ben yeniden kıza içime sokmaya çalışırcasına sımsıkı sarılamaya ve öpmeye başladım. gözlerim kapalıydı. müthiş şeyler hissetmeye başladım. harikaydı. çok zevkliydi. allahım ne güzel koku ve ne sıcak vücuttu. neden sonra gözümü açtım. sehpanın üzerindeki bardaklara ilişti gözlerim. kıza verdiğim bardağın üzerinde kabe resmi vardı. ve ben bunu o zamana kadar hiç farketmemiştim. sonra yine bişiy oldu. bir duraksadım. ve çekildim. vicdan mı yapmaya başladım bilmiyorum. sonra kolalarımızı içmeye devam ettik.

allahım ne kadar güzel kokuyordu. bembeyazbir teni ve yeşil gözleri vardı. boynundan aşağıya doğru çok tatlı ve hafif pempeleşen teni vardı. bu sefer dayanamadım. delicesine sevişip onunla birlikte olacaktım. son derece ihtiraslı bir şekilde sokulup öpmeye başladım. birbirimizi bitirmeye çalışır gibi delicesine öpüşüyorduk. tenlerimizin mümkün olan her yerinin birbirine deymesine çalışırmışcasına çabalıyor gibiydik. tensel temas bizi kontrolden çıkarmıştı. artık ikimizde dönüşü olmayan bir yoldaydık. ikimizde üstümüzü çıkarmış teması maksimuma ulaştırmaya çalışıyorduk. müthiş bişiydi. kontrolsüzdük.

sonra birden bir ses....

ezan okunuyordu. allahım içim yine bir tuhaf. bir yandan ben napıyorum derken bir yandanda zevkten çıldırmak üzereydim. tam bir duygu karmaşası. ezan bitti ben garip bir ruh halinde tam gaz yoluma yoluma devam ediyorum. o mis kokulu kızın usulca kilotunu indirirken birazdan olacak birleşmenin son noktasına ulaşmanın deli heycanı beni alev alev yapmıştı.

fakat o da nesi kapı zili bangır bangır çalmaya başladı. yapıcak bişiy yok kalkıp kapıya bakmalıydım. ve öylede yaptım kapının deliğinden baktım. şirin mi şirin bir hanım teyze vardı. açsam mı açmasam mı derken kapıyı açmış bulundum. teyze elindeki tepsinin içerisinde 4 tane kase ''aşure ayınız mübarek olsun evladım size aşure getirdim'' dedi. teşekkür edip elini öperek aşureyi aldım. yaptıklarımın doğru olmaddığına karar verdim ve o gün kızla sevişmeyi bıraktım.

kişiliklerimin çatışmasını doyasıya yaşadım... yapmadıklarım için sonra pişman oldum... ama o gün öyle geçti... üzerinden bayağı bir yıl geçti. bir çok deneyimde yaşadım ancak o gün neden öyle oldu çözemedim gitti. bende iz bıraktı gitti...