bugün

ofsayt osman

( ofsayt osman ve kemal eve yerleşmişlerdir. kapıda uşakları karşılamış ve içeri girerler. karşı evdeki kadın )

hulusi *: ne bakıyorsun orda be...
filiz *: yandaki köşkü tutan, milyonerler, ikisi de genç eni konu yakışıklı.
hulusi : hadi işine, alırım ayağımın altına.
filiz : aa, dağdan inme ayılarımı kıskanıcaksın şekerim.
hulusi : yani, hiç kurtuluş ümidi yok mu ?
danışman : kimse böyle bir madene para yatırmak istemiyor. çıkardığımız hisse senetlerinin biri bile satılmadı. bir haftaya göre borçlarımızı ödeyemeyceğimize göre iflasınız muhakkak.
hulusi : ama o toprakta maden olduğunu biliyorum. işte raporlarla kati ve muazzam bir servet var elimizin altında. sadece elimizi uzatmakla milyonlar akıcak avucumuza.
danışman: ama halk bunu nerden bilsin hulusi bey. hisse senetlerini alıcak olanlar firmamızın itibarına bakarlar. eh iflas halinde olan bir şirkete kimse para yatırmaz. olmaya ki dağdan inme bir ayı...
filiz: ah, buldum buldum ( hulusiye sarılır )
hulusi: neyi...
filiz: para yatırıcak enayileri.
hulusi : kim ?
filiz : yana taşınan milyonerler.
hulusi : bırak yahu şimdi, şakanın sırasımı
filiz : bir tecrübe etsek ne kaybederiz. bugune kadar böyle işlerden az mı faydalandın tecrubemden.
hulusi : ama ben, yahu sen benim...
filiz: canımsın, hayatımsın, ama ortada kazanılcak milyonlar var. görüceksin birkaç güne kalmaz şıp diye düşüverirler avucuma.