tip ve bir ölçüde ödp deneyimlerinin ardından bugünün türkiye'sine gelindiğinde sol parti yoktur evet. ama katılıyorum ki sol diye bir şey vardır. kanımca sol adına bir oluşumdan anladığımız illa ki bir siyasal parti oluşumu olmamalı. reel-totaliter sosyalizmin yirminci yüzyıldaki çözülüşünün ardından sol adına çok başka açılımlardan da yola çıkmak gerek. bu noktada sivil toplum kuruluşlarının adını anmakta fayda var. yani siyasal hareket noktasında çıkış noktası sadece partilerin ekonomik düzlemde bir açıklayışından ileri gelmemeli. doğrudur bana göre de varolan tüm sosyal düzensizliklerin sebebi ekonomik düzlemdir ve bu olanca haykırılmalı. ama yetmez. sol adına bir oluşumdan söz ediliyorsa dünyanın tüm ezilen kesimlerini kucaklamalı bu hareket. meslek örgütleri, çevreci kuruluşlar, kadın hareketi, eşcinseller, savaş karşıtları vb. aklınıza gelebilecek her tür ezilen grubu aynı pota altında eritebilmek gerek. [her ne kadar kürt milliyetçiliği ve yer yer türk milliyetçiliği bulaşsa da emek platformu ve onun bir uzantısı küresel bak buna örnek olarak gösterilebilir ve bana göre gayet sol adına bir oluşumdur.] dünya çapında da yine dünya sosyal forumu bu anlamda anılabilecek bir başka oluşumdur. bu anlamda zannımca 21. yüzyılın olası sosyalist devrimini bir siyasal parti veya millet gerçekleştirmeyecek. yani daha enternasyonalist, daha siyaset-dışı, daha özgürlükçü ve daha ayakları yere basan bir devrimdir söz konusu olan.
davul sesinin estetikliği mevzusuna gelince, sosyalizmin amacı değilse de doğası kapitalizmi dönüştürmek ve yeni bir düzene geçişi sağlamaktır. bugün bazı arkadaşların sol diye bildiği tanıdığı şeyin sosyal demokrat müsvetteleri temsil ettiğini hatırlatıp sözlerimi başka coğrafyalarda italyanlara benzetilen, özel ve güzel insan ece temelkuran'ın bir kitabının ismiyle bitirmek istiyorum: