Seni yerlerde göklerde bulamazlarken, bende gizli olduğunu sezenler olmuş.

Kime göre, neye göre?

"Neden mutlu olurum bilmiyorum" genelde bu cümleyle manasızlaşmaya başlıyor herşey bende. Olmak istediğim yerde değilim cümlesinde sıkıntı yok da, olmak istediğim yeri bilmiyorum cümlesi baya sıkıntılı.

Bi derdini anlattığında klasik gelen cevap; takma kafana yaa.

Bu başlığa girmem ve aklıma yazacak milyon tane şey gelmesi. insanın kendini bilmesi hoş.

Erkek gibi büyümenin verdiği cesaretle ben bu çocuğu döverim deyip bi çocuğa tekme atmıştım. Ayağımı havada yakaladı, kendine çekti, sırt üstü yere... En son anne diye ağlayarak eve koşturduğumu hatırlıyorum. Sonuç olarak dövemedim.

"Yeryüzünde hiçbir insan, hiçbir insana benim sana yaptığım kötülüğü yapmamıştır. Bütün bunlara rağmen gel. Sana "gel" diyecek kadar yüzsüz ve alçaksam ne halt edeyim, öyleyim işte. Fakat gel. Ve benden nefret ederek, beni hor hakir görerek de olsa, beni bir daha yalnız bırakma!" Demiş Nazım Hikmet. Ne güzel demiş kalemini sevdiğim.