bugün
- sözlükte artık kızlar teklif edecek11
- kızların mesajlara geç cevap vermesi12
- şizofreni11
- en dindar özelliğiniz20
- düşün ki o bunu okuyor9
- insan olmaya ceyrek kala'yı eloande den kapmak18
- yorgun mermi9
- anın görüntüsü20
- elinin değdiği anı unutamıyorum 5 posta attım12
- sözlükteki feyk hesap sahipleri tespit edilecek11
- bacağa kramp girmesi10
- ayetullah hamaney'in mini etekli torunu9
- zall beceremiyorsan bırak git11
- 2024 eurovision şarkı yarışması13
- erkekler seks yapamayacağı kadınla arkadaş olmaz10
- erkeklerin sadakatsiz olması20
- benim başörtüm var arabamı yanlış park edebilirim12
- türkiye den soğuma sebepleri20
- anneler günü12
- erkekler götünüze değil yaptığınız pastaya bakar21
- arkadaşlar sizce bu yüzük nasıl15
- beni özlediniz mi doğru söyleyin15
- eloande ile evlenip sözlüğü huzura kavuşturmak19
- uludağ sözlükte yazmanın hiçbir anlamı olmaması24
- karşı cinse giyim önerileri19
- ismet gurbuz 202411
- sözlüğe kız getirmek10
- okul müdürü nasıl korunabilirdi16
- bir erkeği cezbeden şeyler12
- fazla mastürbasyon yapan erkek9
- kimsenin okumadığı sözlükte yazar olmak11
- niyetin ciddi mi klişesi13
- uludağ sözlük kapatılacak11
- icardi1905'in sözlüğü bozması23
- karşı cinsi tavlamak için ne yaparsınız15
- libido düşmesi18
- 45 yaş üstü kadınların muşmulaya dönmesi10
- kızların yedek listesi9
- cami tuvaletinin paralı olması14
- evlilik yaşı kaç olmalıdır12
- dünya bandırmalılar günü16
- platonik aşkın kalp kıran davranışları13
- eric bana9
entry'ler (42)
hayatın kendisi yanlışlar üzerine kurulmamıştır.. kendine ait bizim anlayamadığımız bir adaleti vardır ve biz çoğu zaman suçu kadere atarak kendimizi teselli ederiz. oysa çoğu zaman seçtiklerimizdir bizi yanıltan...
ama;
insan "sevgi-sevmek" duygusu üzerindedir her daim. üzüleceğini bilse bile tekrar ve tekrar sever. çünkü sevmek doğamız gereğidir. bizi yaşatan, besleyen, büyüten, ayakta tutan duygudur sevmek. birisini sevmek duygusuna üzüleceğimizi bile bile derin dalarız çünkü kendimizi engelemeyi istemeyiz... her ne olursa olsun sevmeyi -acı çekmeyi göze alarak- tercih ederiz. sevmekten korkarak sevmeye devam ederiz...
"ümit ile korku arasındaki o ince çizgi" aslında düşünülecek olursa insan hep asıl olmayı istediği yerdedir belki de...
ama;
insan "sevgi-sevmek" duygusu üzerindedir her daim. üzüleceğini bilse bile tekrar ve tekrar sever. çünkü sevmek doğamız gereğidir. bizi yaşatan, besleyen, büyüten, ayakta tutan duygudur sevmek. birisini sevmek duygusuna üzüleceğimizi bile bile derin dalarız çünkü kendimizi engelemeyi istemeyiz... her ne olursa olsun sevmeyi -acı çekmeyi göze alarak- tercih ederiz. sevmekten korkarak sevmeye devam ederiz...
"ümit ile korku arasındaki o ince çizgi" aslında düşünülecek olursa insan hep asıl olmayı istediği yerdedir belki de...
bu sabah senden önce uyandım
kıyamadım uykularına
usulca, uzuuunca, sessizce
seyreyledim bir sürü haller içindeki
en masum, en güzel halini
sen hep güzelsin bilirim
bakışın, sevişin, gülüşün
lakin uyurken bir başka güzel
sonra dalmışım
istesem de çıkamadım
sanki sıcak bir yaz günü
bir bardak soğuk suyun serinliği
ya da soğuk bir kış günü
sıcacık tavşankanı bir bardak çayın keyfi
senin derinliğine gömüldüğün
beni derinliğine çeken uykuların
bölmediğim sevdamı
kendimle çarpıp çoğalttım
haberin bile yokken
sen en güzel hallerde
en derin uykularındayken...
kıyamadım uykularına
usulca, uzuuunca, sessizce
seyreyledim bir sürü haller içindeki
en masum, en güzel halini
sen hep güzelsin bilirim
bakışın, sevişin, gülüşün
lakin uyurken bir başka güzel
sonra dalmışım
istesem de çıkamadım
sanki sıcak bir yaz günü
bir bardak soğuk suyun serinliği
ya da soğuk bir kış günü
sıcacık tavşankanı bir bardak çayın keyfi
senin derinliğine gömüldüğün
beni derinliğine çeken uykuların
bölmediğim sevdamı
kendimle çarpıp çoğalttım
haberin bile yokken
sen en güzel hallerde
en derin uykularındayken...
nefes almadan yaşanmaz,
çok denedik bunu biz,
ayrı ayrı yerlerde yaşayamadık... diye devam eden Nilüfer ve Teoman'ın eşşsiz düeti...
çok denedik bunu biz,
ayrı ayrı yerlerde yaşayamadık... diye devam eden Nilüfer ve Teoman'ın eşşsiz düeti...
paramparça-Teoman.
deli kızım uyan-Şebnem Ferah.
deli kızım uyan-Şebnem Ferah.
tam unutup yenisini bulduğun anda eski sevgilinin tekrar geri dönmesi...
bunca yalak, yağdanlık gazeteci bozmalarına inat her türlü şartlarda halen doğru olanı savunduğu için evet diğerlerine göre insanlığı ve sağlamlığı gazeteciliğinin önüne geçmiş olabilir...
netice itibarıyla kendi tercihidir... özleminse, senin problemin...
"ben bugüne kadar hiç yalan söylemedim, asla da yalanı hayatıma dahil etmedim" derken... işte böyle bir paradoks da en büyük yalana bir örnek...
ihtimal şu ramazan günlerinde, mezarına şarap dökülerek anılmasının din adına saygısızlık yapıldığı düşüncesinden yola çıkılarak gerçekleştirilmiş bir eylem olduğunu düşündüren bu olay sonucu "nerede kaldı islamın hoşgörüşü" sorunsalına takılmadan edemiyor insan... çok yazık, hala şu dini gereği gibi anlayamadığımız için...
bunun kriterini yapabilecek kadar kendisini otorite zanneden insanın samimiyetten ve müslümanlık bilimcinden uzak olduğunu gösteren bir yaklaşımdır...
"kız Nalan sen kambur musun?" Metin Akpınar'ın gerdek gecesi geline söylediği iltifatsal söylem içeriğindeki cümlesi...
manevi faydalarının yanında elbette ki biyolojik faydalarının o kadar da önem arz etmediği bir ibadettir. ayrıca uygulaması bakımından een kolay olanıdır çünkü yılda sadece 30 gündür, iftar sonrası da zaten önüne gelen ne varsa götürme gibi bir durum söz konusu değil çünkü karnının aç olmasına rağmen manevi bir tokluğun had safhasına geldiğin için bir bardak su sanki tüm ihtiyacını karşılamış gibi oluyor... oruç tutmayanın asla ve asla bilemeyeceği bu manevi hazzı yaşamayanlar kayıp içinde olduklarının keşke farkına varabilselerdi...
hele bir de sümükle karışırmışsa "dadından yinmez" bir hal alır...
son kabine değişikliğinde göz yaşları içinde makamını devreden Nimet Çubukçu' nun çok sevdiği bakanlık olarak bilinir... ancak bakan hanımın kısa süre sonra eşinden boşandığı haberi ortaya çıkınca ağlamasının gerçek sebebinin bakanlık sevgisi değil de koca ayrılığı olduğu anlaşılmış bu da, duygusal tavırları ile yönetiği bakanlığın neden bu hale geldiğinin anlaşılmasına sebebiyet vermiştir...
14.kendini berber zanneden sünnetçi söylemidir, doğruluğu tartışılır bu yüzden sözüne itibar edip kestirmek üzücü sonuçlara yol açabileceğinden itibar etmemek gerekir...
iğrençlikte sınır tanımayanların hoşlanacağı bir durumdur efendim, asıl makbul olanı kılsız olanlanıdır...
askerliğini yapmış, işini eline almış ksaca ununu elemiş eleğini asmadan önce eleğini asmasına yardım edecek bir hatun arayışıyla yola çıkılarak yapılan aramadır...
balık kavağa çıktığında olabilecek bir eylemdir...
imlasız
Ayağı kayan bir çocuk kadar şaşkınım,
Bilemedim düz yolda yürümenin imlasını,
Kanayan dizlerime bakıp da,
Ağlamayı bilemediğim gibi...
Sevgilisi değildim kadınlarımın,
Bir papağan tüneğiydim belki,
Ama bir kaç sözcük öğrendiysem,
Kadınlardan öğrendim,
Yine de bilemedim "sevgilim" diyebilmeyi.
Büyülendim ama büyüyemedim,
Aklım ermedi aynalara ve suya,
Yüzümü gösterip, kalbimi neden sakladıklarını öğrenemedim.
Şaşkınım, cahilim bu dünyada ben... Ahmet Telli
Ayağı kayan bir çocuk kadar şaşkınım,
Bilemedim düz yolda yürümenin imlasını,
Kanayan dizlerime bakıp da,
Ağlamayı bilemediğim gibi...
Sevgilisi değildim kadınlarımın,
Bir papağan tüneğiydim belki,
Ama bir kaç sözcük öğrendiysem,
Kadınlardan öğrendim,
Yine de bilemedim "sevgilim" diyebilmeyi.
Büyülendim ama büyüyemedim,
Aklım ermedi aynalara ve suya,
Yüzümü gösterip, kalbimi neden sakladıklarını öğrenemedim.
Şaşkınım, cahilim bu dünyada ben... Ahmet Telli
duyduğuma göre; evi, arabası ve katı'nın yanında bir de son model yat sahibi olan mizah ustası...