bugün

sevdiği entry'ler

la pianiste

sado-mazo zevkleri ve takıntıları olan 40'lı yaşlarındaki yalnız bir kadının, piyano dersi verdiği öğrencisini arzulaması ve ilginç bir -aşk- ilişkisi izlediğimiz haneke filmi. isabelle huppert'in bu filmdeki oyunculuk performansı gelmiş geçmiş en iyi 10 kadın oyuncu performansından biridir bana göre.

her sinema gurmesinin izlemesi gereken başlıca 50 avrupa filminden biridir.

üstteki yazar hakkındaki fikrini söyle

Gece gece tanımı güldürdü. Birkaç tanımını okudum, sevdim. iyi birisine benziyor, kendi halinde.

sarılma ihtiyacı

Eşimde bayılıyor. Bazen o iyice uyuduktan sonra sessizce yatağa giriyorum... hoop dönüp yine yapışıyor. Sanki benim götümde mıknatıs var! Kız bi dur... bir rahat ver. Bazen fazlasıyla darlayan ihtiyaçtır.

sevdiğiniz insan için değişir misiniz

Küçük değişimler birlikteliğin doğasında vardır.

bir erkekten duyulabilecek en güzel söz

ali şeriati’nin eşi için söylediği “allah seni bana vererek bugüne kadar vermediği her şeyi telafi etmiştir.” cümlesinden daha iyisini duymadım. Bilmiyorum, değeri bilindi mi…

tavşancıl

17 Ağustos 1999 depremi izmit Körfezi'nde büyük
can ve mal kaybına neden oldu.

Ancak 7,4 büyüklüğündeki depremin merkezine
çok yakın olmasına rağmen, körfezdeki bir yerleşim
yeri, depremden neredeyse hiç etkilenmedi.
Sonradan herkesin dikkatini çekecek olan bu yer, Tavşancıl'dı.
Peki 17 Ağustos depreminde neden Tavşancıl'da
kimsenin "burnu bile kanamadı" ve hiçbir bina yıkılmadı?
BBC Türkçe ekibi depremin yıldönümünde bu
sorunun cevabını araştırdı.

https://www.youtube.com/watch?v=30a9qKc3ZLw

Depremin merkezine çok yakın olmasına
rağmen, körfezdeki bir yerleşim yeri, depremden
neredeyse hiç etkilenmedi. Herkesin dikkatini çeken
bu yer, Kocaeli’nin Dilovası ilçesine bağlı Tavşancıl’dı.

Habere göre süreç şöyle gelişti: izmit Körfezi’nin
kıyısındaki bu yerleşim yeri 1987’de belde belediyesi oldu.
1989 yerel seçimlerinde belediyenin başkanlığını
Salih Gün kazandı. Daha sonra CHP milletvekili de
olan ve bu yılın başında Covid nedeniyle hayatını
kaybeden Gün, başkan seçildikten sonra imar
planı için Kocaeli Üniversitesi’nden bilim insanlarına başvurdu.

Bilim insanları hazırladıkları zemin etüt raporunda
deprem riskine dikkat çekti. Beldenin Kuzey Anadolu
Fay Hattı üzerinde yer aldığı belirtilerek, buna uygun
bir plan çizildi. Gün tam da bu rapora uygun adımlar
attı. BBC’ye konuşan mahalle sakinleri Gün’ün o
zaman tepki görse de en fazla üç katlı binalara
izin verdiğini belirtti. Taviz vermedi

Genelde evler iki katlı ve birbirlerine yakın değildi.
Mahalle sakinleri, o zaman evine çatı katı atmak
istediklerinde bile buna izin alamadıklarını hatırlattı.
Mahalle sakinleri ısrarlarına rağmen hiçbir şekilde
izin alamadıklarını ve bu nedenle Gün’e o süreçte
tepkilerin yükseldiğini söyledi.

Salih Gün’ün kızı Nida Gün Dönmez de bu nedenle
en yakın arkadaşlarının bile babasına küstüğünü anlattı.
Dönmez, dedesinin kendi evine bir kat daha atmak
istediğinde bile babasının buna “Burası deprem bölgesi,
kesinlikle olmaz” diyerek engel olduğunu hatırlattı .

Depremden sonra hak verdiler .

https://www.diken.com.tr/...nasil-civi-bile-oynamadi/

demek ki istenirse oluyormuş . salih güne
allah rahmet eylesin . herkes onun gibi
olsaydı şimdi depremleri gülerek anlatacaktık .

yaşanan olayların yıllarını hatırlayamamak

anlayamadığım insanlardır. en azından belli şeylerle özdeştirilirse anılar kolayca akılda kalabilir.

2008den beridir önemli olayları ve kişilerle tanışma vs tarihlerini hatırlıyorum. son 2 yıl bir miktar hafıza kıtlığı çekiyorum ki bunun sebebi açık; geçmişe takılıp anı yaşayamamaktan hep bunlar. meğer 2020 yılında kadar kendimce hayat iyiymiş ve hiç geçmişe özlem duymamışım. hatırlarsın arada aga be çekersin ama geçmişe saplanıp kalmak daha problemli bir mesele.

ilk işim ve diğer çalıştığım bütün işlere nerede ve ne zaman başladım, kiminle nerede nasıl ne zaman tanıştım, hangi olay hangi tarih aralığında yaşandı bir bir hatırlarım.

bir zamanlar bir numarası vardı bunun da şimdi bir halta yaramıyor.

kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı

her kişide de sevginin boyut ve şekil değiştirdiği görüşündeyim. en iyi hal hangisiyse onu en yoğun olarak kabul ediyoruz bence sadece.

serenay sarıkaya nın iki memesi arasındaki mesafe

Erkeklerin eskiden memnuniyetle birlikte oldukları kadınları 3 gün sonra böyle zorbalamaya çalışması çok komik.

sözlük yazarlarının itirafları

kimseyle tartışacak, kimseye açıklama yapacak, laf anlatacak halim de enerjim de niyetim de yok. insanlar çevremde dönüp duruyor ben de sessizce aralarında yuvarlanıyorum. sadece huzur istiyorum artık.

anın görüntüsü

görsel

Bir hayal daha gerçekleşti.

+1 ile.

kendi düşüncesini dikta etmeye çalışan yavşak

Dikte etmektir o. Düşünce dikte etmek, baskı ve korku yoluyla olur. Tartıştığınız kişi mantıklı argümanlar sunuyorsa kişinin yapması gereken şey saygı duymaktır. Ha saygı duymuyorsan cevabını da alır oturursun.

Şunları da yazmasam olmaz:

1) bilgi temelli olmayan fikir, saygıyı hak etmez.

2) araştırmadan, okumadan bilgi sahibi olunmaz.

3) mantıklı olmayan bir fikir çöptür.

4) düşüncelerin yanlış çıkma ihtimali her zaman vardır.

5) soyut düşünme yeteneği olmayanlar iyi fikirler çıkaramaz.

2+2=4 gibi bir gerçeğe 2+2=5 diyenler malın önde gidenidir. işte matematik bu yüzden önemli. Matematik mantıklı düşünmeyi öğretir. Bizim halkın matematikteki başarısızlığın temel nedeni, soyut düşünememesidir.

sözlük yazarlarının söylemek istedikleri

Kedi bile daha fazla dayanamayıp evi terk etti varın siz düşünün yaşadığım hayatın boktanlığını.

kedi beslenen evde yemek yenir mi

Böyle düşünen ne evime gelsin, ne yemeğimi yesin, hatta benimle de görüşmesin.
Kedi dediğin canlı, senden benden temiz, mis kokuyor mis.

buttercup

Powerpuff üçlüsünün en sevdiğim karakter.

Kendime çok benzetiyorum belki de ondan.

ona söylemek istediklerim

Müflis tüccar eski defterleri karıştırırmış.

Bu defterden sana kuruş çıkmaz. Her zamanki gibi yenilere odaklan.

düşün ki o bunu okuyor

Bu bir veda mektubudur.

iyi ki doğdun. Doğum günün kutlu olsun.

Her şey benim doğum günümde başladı, senin doğum gününde bitsin.

O kadar müthiş bir yerdeydin ki, zannetmiyorum hiçbir canlı o mevkiye çıkabilsin. Ve o kadar müthiş düştün ki gönül gözümden, sanmıyorum hiçbir canlı o çukura düşebilsin.

Yine de, Yaşanan o tüm muhteşem anların kahramanı olarak, sana verebileceğim yegane doğum günü hediyesi, daha önce de vaadettiğim gibi, bir ömür sana açık bir kapı bırakmak.
Öyle bir kapı ki, dünyada tüm kapılar çarpsa suratına, sana ardına kadar açık ve hiç kapanmayacak bir kapı.
Üstelik, sen başka kapılarda paspas olsan bile, girdiğinde taçsız prenses olabileceğin bir kapı.
Allah’ın birini kapatıp öbürünü açtığı değil, sana hiçbir zaman kapanmayacak bir kapı.
Anahtar, kilit, kulp gibi detaylardan münezzeh, “ben geldim” sözüne duyarlı, kokunu duysa sesine bile gerek duymadan açılacak, manevi bir kapı.
Velhasıl, Nacizane benim, sana verebileceğim tek hediye budur.

Bu, bir veda mektubudur.

https://youtu.be/3C4S4W7GElk

bedia ceylan güzelce

"...çekilmemiş hiçbir fotoğrafı, tek anını kaçırmamak için uyumamışsındır zaten, ucundan bir lokma alıp bıraktığı ekmeği saklarsın, karanlıktan korkmak şöyle dursun gecenin her rengine bir isim koyarsın, insanın sevda halidir bu, yaparsın bunları ve daha fazlasını..."