bugün

sevdiği entry'ler

bütün sözlük aynı evde yaşasa olabilecekler

Brell anlatır biz dinlerdik.
(bkz: brell)

brell

18 yaşındayken kafayı taktiğim, aşık olduğumu düşündüğüm yazardı. 28 yaşındayım, arada hala gelir bakarım. Hic tanismadik, ama yazdıklarına bir şeyler hissedip fantezisini kurmak güzeldi. Bir gençlik anısıdır brell.

duvar yazıları

görsel

marcel proust

"sessizliğin bir güç olduğu söylenir; bambaşka bir anlamda, sevilen kişinin emrinde, korkunç bir güçtür. bekleyenin sıkıntısını artırır. bir kişiye yaklaşmaya insanı en fazla davet eden şey, kendisini ondan ayıran şeydir; sessizlikse, aşılması en imkânsız engeldir! sessizliğin bir işkence olduğu ve hapiste bu işkenceye mahkûm edilenleri delirtebildiği de söylenir. oysa sevilen kişinin sessizliğine maruz kalmak, suskunluktan da ağır, en ağır işkencedir!"

Demiş yazar.

marcel proust

görsel

zahmete değer misiniz, değmez misiniz?

anın görüntüsü

görsel

Mutluluk, üşüme diye arkadaşının sobaya attığı odunda saklıymış. Biz başka odunlarda teselli aramışız.

sesini özledim arayabilir miyim yazmak

Olur der.
Sonra ararsın, açar.
Sonra öyle kapatmaya odaklı konuşur ki her kelimen ağzında sessiz fırtınalara gebe kalır.
Sonra kapatırsın ve o soğuk konuşma özlemden daha çok Canını yakar.
Aramayın. Arayınca da sevmeyecek sizi. Aramayın.

Bazen her şey s.ktir edince güzel.

uludağ sözlük düzelene kadar yazmama kararı

Birkaç gündür düşündüğüm, bugün itibarıyle de uygulamaya koyacağım karardır.

evet malumunuz birkaç gündür iyice cılkı çıktı buranın. bazıları iyice azıttı, azıtanlar bir iki kişi olsa neyse de, sayıları da baya bir arttı.
ve bunlar sayesinde sol freymin hali mide bulandırıcı durumda malesef.
bu konuda konuştuğum pek çok arkadaş da bu konuda hemfikir.

hatta titanik arkadaşımız şurada benim söyleyeceklerimin bir kısmını yazmış;
(bkz: moderasyon/#38660730)

birkaç gün önce bu konudaki görüşlerimi uyarı maiyetinde sözlüğe de yazdım.
(bkz: uludağ sözlük/#38649269)
(bkz: yazarları silik değil süresiz çaylak yapmak/#38649518)

bir başka arkadaşımız da şöyle bir başlık açarak bu sorunu dile getirdi.
(bkz: abazan ve sapık başlıklar istemiyoruz kampanyası)

ve tabi ne yazık ki bu şikayetlerimiz ve önerilerimiz her zaman olduğu gibi dikkate alınmadı.

evet, burası bir sosyal medya platformu.
elbette geyik olacak, şakalaşmalar olacak. ama son derece sapkın bir troll kitlesi türedi son zamanda.

yazılanlar iğrenç şeyler.

aşağıda birkaçını paylaşacağım, şimdiden özür dilerim, ama bunları yetkili mercilerin gözüne sokmamız lazım bir şekilde.
görsel

görsel

gördüğünüz gibi, bunların okurlara ve bizlere saygısı olmadığı gibi, ölüye dahi saygıları yok.
görsel

devam ediyorum...
görsel
(img:#1619710)
görsel

ben okurken utanıyorum bunları.
bizim toplumumuz, bizim sözlüğümüz ne zaman bu kadar ahlaksız oldu.
bu ahlaksız mahlukatlar nereden türedi?

görsel
görsel
görsel

allah aşkına biri söylesin, şu başlık zall'a ve uludağ sözlüğe ne katıyor da hala duruyor;
görsel

ve bunlara neden bir yaptırım uygulanmıyor?

bu örnekler ilk göze çarpan isimler.

birkaçı çaylak şu an, ama çaylaklıkları bitince iğrençliklerine devam edecekleri muhakkak.
pek çoğu da defalarca silik olup, ertesi gün yeniden yazmaya başlayan isimler.

bir daha soruyorum,
bu yukarıdaki isimlerin ve bunlar gibilerin sözlüğe ne katkısı var?

bunlara burada yazma imkanı tanımak size ne kazandırıyor?
bunların yaptıklarının burayı çöplüğe çevirmekten, kaliteli yazarları sözlükten uzaklaştırmaktan başka bir artısı yok.

ben şahsen bu yukarıdaki isimler sözlükten temizlenene kadar, bu iğrençliklere bir önlem alınana kadar artık burada yazmamayı düşünüyorum.
haftada iki üç entry girerim belki, belki de hiç girmem.
sonuçta artık buraya bakınca midem kalkıyor, dayanamıyorum.

bu sözlükte yıllar yıllar önce -de yi, -da yı ayrı ya da bitişik yazmayı bilmeyenler çaylak oluyordu, noktalama işaretlerine dahi dikkat edilen bir sözlüktü.
kalitesiz başlıklar açılmasına müsade edilmezdi.

şimdi sol freymde insanlar birbirlerine ana avrat dümdüz gidiyor.
ahlaksız, seviyesiz başlıklarla dolu sözlük.
her gün şu tip başlıklara rastlıyoruz malesef;
görsel

ve malesef bu durumu 8 modertörü ve 22 yetkilisi olan sözlükte takan yok.

bu tepki de ses getirmezse zaten burası bitmiştir, burası için yapacak bir şey yoktur.

vaktinizi aldım, buraya kadar okuduysanız teşekkürler.
burası daha güzel ve nezih bir yer olduğunda yeniden görüşürüz inşallah.

edit: birilerini "çaylak yapın" yahut "silik yapın" demek benim haddime değil, benim ve pek çok arkadaşımızın isteği bu tip ahlaksızlıkta sınır tanımayan başlık ve entrylere müsade edilmeyecek bir denetim mekanizmasının faaliyete geçirilmesi. Bu da son derece basit bir şey aslında.
Ben bir erkek olarak utanıyorum bunları görmekten ama bakıyorum da "ya ne olacak yazsınlar ne var" diyenler de var, o da onların kalitesi.

Benim naçizane tepkim sadece bu ahlaksız ve sapıkça başlık ve entryleredir.
Diğer konularda benle aynı düşünmez beni eleştirirsiniz saygı duyarım, konuyu başka yönlere çekmenin alemi yok.

balık tutmak

Şanslı olduğum aktivite.

Oltayı attıktan 15 dakika sonra balık geliyor genellikle. Palamut büyüklüğünde hem de. Minisayla ben uğraşamıyorum o ayrı. Tutma kısmı bende ama. Olur da 15 dakikayı geçerse burada balık yok diyip ortamı terk etme kuralını uygulamayı unutmuyorum.

kitap alıntıları

boş verin...
Hatanın en güzelini yapabilmek ümidiyle...Yanlışlar, doğruları meydana çıkarır.
görsel

gemlik

açılın ben gemlikliyim...

evet, gemlik 1. derece deprem bölgesi ve evet gemlik büyük risk altında şu an.
hatta 17 ağustos 1999 depreminde de epey hasar görmüş bina var gemlik'te.

öncelikle bu khk'ya göre gemlik'in tamamı taşınmayacak.
gemlik'in eski mahalleleri, halitpaşa, balıkpazarı vb taşınacak sanırım.
manastır dediğimiz yeni yerleşim bölgesindeki(o tepedeki kocaman binalar) kalacak.

zaten gemlik'in tamamını taşımak imkansız. 150 bin nüfuslu koca bir ilçe...

neyse, biz madalyonun diğer yüzüne bakacağız.

son 4-5 senedir istanbul'dan gelip gemlik, orhangazi ve iznik'te arsa toplayan binlerce kişi var.
bu bölgedeki arsa ve zeytinlik fiyatları 3'e, 4'e katladı.

çünkü gemlik ve çevresi, yapılan otoyol ve osmangazi köprüsü ile birlikte istanbul'a ulaşımı fevkalade kolay, cazip bir yere dönüştü.
öyle ki, istanbul'dan gemlik ve orhangazi'ye gelmek, istanbul'dan yalova'ya gelmekten daha kolay artık.

istanbul artık doldu, yeni inşaatları, yeni nüfusu kaldıracak yer yok. altyapı yok artık istanbul'da.
izmit ve yakın çevresi de doldu, tekirdağ ve yakın çevresi doldu, hatta adapazarı ve yakın çevresi doldu.
şimdi sıra gemlik-orhangazi ve iznik'te.

bu 3 ilçenin 2023'teki toplam nüfusu 1.5 milyon olacak.
bursa'nın ilçeleri ile birlikte 2023'teki nüfusu 6 milyon olacak.

artık bursa ve çevresi de nüfus yoğunluğunu taşıyamıyor.
bursa, istanbul gibi batmaya da önce gemlik ve çevresinden başlatılacak.

ve gemlik...
sanayisi ile, serbest bölgesi ile, 3 ayrı uluslararası limanı ile yıllardır buna hazırlanıyordu.

şimdi eski gemlik deprem riski taşıdığı için yıkılacak.
o yıkılan eski gemlik'e 15-20 katlı yeni binalar yapılıp rant sağlanacak ve istanbul'un arka bahçesi olacak...

eskiden gemlik'e girmeden önce orhan veli'nin şu sözleri karşılardı yolcuları;
"gemlik'e doğru denizi göreceksin, sakın şaşırma..."

önce o tabela kaldırıldı yıllar önce.
ben o zaman anlamıştım başımıza gelecekleri.

hoş zaten "gemlik zeytini" diye bir şey de kalmadı artık.
gemlik zeytinini akhisar'a, çukurova'ya, hatay'a, antep'e, harran ovasına ve hatta kahramanmaraş'a götürdüler, artık bildiğin gemlik zeytini gemlik'te değil, buralarda yetişiyor...

hazan

canım cigerim sezen aksunun şarkısıdır.

yoruldum alınmaktan kırılmaktan
yıllar yılı peşinde
kovuldum cennetten cehennemden
öldüm öldüm dirildim içimde
sen her su veren ele açan kolay çiçek
bende hazan, bende hüzün, dert bende

yetimim sensiz, yurtsuz yersiz
dilerim bensiz anlayacaksın
yetimim sensiz, yurtsuz yersiz
dilerim bensiz anlayacaksın

ölürüm yoluna
ölürüm yoluna sonum olacaksın
günahın boynuna
onun koynuna ne zaman doyacaksın

ölürüm yoluna
ölürüm yoluna sonum olacaksın
günahın boynuna
onun koynuna ne zaman doyacaksın

gelmedin

gelmedin son hayal de yanıp yanıp kül oldu
bu deruni kavgada kırılan gönül oldu
şimdi menziller elem,yürek duman,sine çak
devleri mahkum eden hayatım şimdi helak
gelmedin yıldırımlar düştü hülyalarıma
nasıl kıydın be zalim masum rüyalarıma
sana doğru her adım neden hep ölüm sunar
seni her andığımda renk solar,desen yanar

hangi rüzgar sabırla böyle koşar ardından
hangi el nakış nakış gergef dokur ardından
susarsam anlatır mı seni göklere tarih
bensiz olur mu sabah güler mi kara talih
gelmedin koptu zincir parçalandı anılar
sardı bütün ruhumu tükenmeyen ağrılar
kalbimin pembe köşkü harab oldu gelmedin
bahçesinde açan gül turab oldu gelmedin
bil ki kıyamet kopsa bu ateş sönmeyecek
heyhat!şair mehtaba bir daha dönmeyecek *