bugün

sevdiği entry'ler

bir sigara yakıp hayatı sorgulamak

hayattaki o fütursuz denemeler gibi, çakmağın birkaç kifayetsiz çabası sonucu yakılan sigaradan derin bir nefes alıp, parmaklarda sallanan o antrasit kokulu beyazlığa bakarak yaşanmışlığı, yaşanılanı ve yaşanacakları irdelemek.
parmaklarındaki o kontrolü tamamen kendisinde ve dibine kadar yansa da tutuşmayacak olan filtre kısmını görür birey sigarasının. Tıpkı yaşadığı, kendisine ait sandığı ama aslında hiç de ona ait olmayan ömrü gibidir. Aslında hayat; içi tıka basa zehir, dışı ise başlarda bembeyaz ve tertemiz olan o kağıttan ibarettir. Sonra çakmağın ateşlendiği ana gider birey. Kendisine ait sandığı o ömür, aslında yanmasına karar veren El'e aittir. Yanmaya başlayan uç kısmına odaklanır sonra sigarasının, ne kadar da tatlı ve masum gelir o ilk nefesler. Lezzet verir içene, lakin için için yanar o sigara ve sadece yandığı an kadarı kızıl, yandığı kısım kadarı kül olur, tekdüze bir hayat yaşayan ölüler misali. Bazen derin, bazen kesik nefeslerle tükenir birey de tıpkı o sigara gibi hayatta. Ve hep kızıla çalan acılarının üstünde birikir külleri. izmaritini, o ömrünü tutan El'ler yine keyfinde ve acıdan uzaktır hep. Ve o sigara gibi birey de sadece kendisine keyif verdiği kadar vardır ve sahiplenilir o tutunduğu hayatta. Sonra verdiği keyfe, birlikte geçirilen nefeslere aldırılmadan külleri savrulur bir çöp gibi umarsızca. O mutluluk verdiği geçmişine rağmen, sanki hiç keyif alınmamış ve külden olduğu sanılan pis bir çöp gibi savrulmaktan ibarettir aslında her şey. Bazen de bir küllükte unutulur birey, küllerinin içinde boğulur belki ama yine de içten içe yanmaya devam eder. Tıpkı is kokmak istemeyen El'lere maşa olan o hayatın insafına bırakılmak gibi. ve beyazlığının son demini yaşar birey bazen kaderini maşa gibi tutan o küllüklerde. misafiri olduğu hayatın genzini yakmaya başladığından mıdır yoksa tadını ve lezzetini artık dibine kadar yaşattığından mı bilinmez, daha sert parmak darbeleriyle küllenir bazen birey o küllüklere. Ama kor ateşi yine sadece onu yakar ve o El'ler her daim muaftır, sadece bakar. Ve de artık sonuna varılır bazen bir sigaranın, hayatın, yaşanacakların. O son çekilen nefes, alınan son oksijen olur belki. Bazen bir çöpe, bazen bir kaldırım kenarına, bazen bir sokak mazgalına doğru savrulur sigaralar da o tükenen hayatlar gibi. Veya bir küllükte, kor ateşin her zerresini yaşata yaşata ezilir başları, o izmariti tutan El'in bakımlı parmaklarının arasında.