eski sevgiliyi eşi ve yeni doğmuş bebeği ile görmek. kanatır.

defalarca yaşadığım durum.
vücudum matrix dövmeleri ile dolu olduğu için genelde operasyon sırasında matrix muhabbettini sık sık yapıyorum.
sıkmaya başladı artık.

görsel
sabah sabah çok güldüğüm sohbet.)

mustafa kemali kullanmayan mı kaldı, akp bile bi noktada kemalist çizgiye oturmaya göz kırptı. sen ne büyük bi adammışsın be paşam.

depresyonda mısın, moralin mi bozuk, hayattan keyif mi alamıyorsun, kendini çok yalnız mı hissediyorsun?
al bi kasa bomonti,
aç behzat ç.

neymiş bu icardi beee.. adam hem sahada atıyor hem sözlükte atıyor.

ama onların 6-0 i var.

hayat siker...

ulan bu başlığı görünce dokunmadan ağzını yüzünü patlattığım bi sarhoş aklıma geldi.
yaslanın arkanıza anlatayım;

bi gece acayip canım sıkkın. ilk aşkım, çocukluğum yıllar sonra aramış ve evlenip çocuğunun olduğunu artık dayanamadığını vs söyleyerek canımı sıkmıştı. o zamanlar messenger diye bir zıttırık vardı ordan görüntülü konuşmuştuk. eşi falan dövmüş yüzü gözü şişmiş güzelim kızın. neyse kendimi gecenin bi vakti sokaklara attım. bela arıyorum. biri çatsın da yuvarlana yuvarlana kavga edelim istiyorum.

çat bi baktım, naralar atarak gelen bir sarhoş var. dedim buldum. şunu bi güzel döveyim ya da o beni dövsün fark etmez. ne bağırıyon la şşşt pşt derken baktım adam üstüme geliyor. yaklaştı, çakmak çaksam patlayacak modda alkollü. elinde de bi torba var. bi yandan torbanın altını çekiştiriyor bi yandan da "eğğğğuuevevevevev" gibi bi şey diyor. ben de arada kaldım, bi tane patlatsam mı patlatmasam mı derken bi baktım torbanın altı yırtıldı içindekiler yere döküldü. çakmak, tesbih ıvır zıvır... adam işportacıymış. bok varda içtin bu kadar diye söylenmeye başladım. sonra adam dökülen ıvır zıvırı toplamak için eğildi ve bammm... kafa üstü çakıldı. kalktı ayağa derin bi nefes aldı ve tekrar eğildi. bu sefer alnın üstüne çakılarak bi de estetik bir takla attı. döndüm kaldırıma oturdum izlemeye başladım. bu yerden toplama işlemini 4-5 defa denedi ve her seferinde bam güm düştü. sonra dayanamayıp kalktım. dedim çıkar lan üstünü. herif kazağını çıkardı verdi. tişörtünü de çıkar dedim onu da çıkardı. kafasını gözünü patlatmıştı. tişörtü ile kafasına tampon yaptım sıkıca bağladım. kazağına da ıvır zıvırını doldurup paketledim verdim kucağına. dedim şimdi siktir git. boş boş baktı sonra "euuğğğğeveğğğağ beğüü döğüüevdüğğeeen ssssseeeğndeağn şiiiiiiiiğğkaaağyeeeğtçiğğ" derken "olum bak kendi kendini bu hale getirdin ben döversem tabuta koyarlar götürürler seni burdan" dedim. sustu.

anladı mı anlamadı mı bilmiyorum ama gece boyu adamın evini aradık. en son taksiye bindirip bi yerlere gönderdim. nereye gitti bilmiyorum.

aralıksız her sene defalarca izlediğim ve doyamadığım filmdir.
25 yıl sonra tekrar izleyenlerin kafasında daha sert acabalar olacak. her izlediğinizde farklı bir diyaloğa kitlenip kalıyorsunuz. dün izlediğimde takılıp kaldığım diyalog;

Morpheus:
Kesin olarak bildiğimiz bir şeye göre, 21. yy başlarında tüm dünya büyük bir kutlama yaptı. kendi ihtişamımızı kutluyorduk. yapay zeka doğmuştu. bir makine ırkını yaratan tek bilinç. kim önce saldırdı bilmiyoruz. ama gökyüzünü karartanın biz olduğunu biliyoruz.

1999 yılında yazılan bir filmin 24-25 sene sonrasına böyle gerçekçi bir atıfta bulunması filmi defalarca izlememe ve tekrar tekrar hayran kalmama neden oluyor.

kundurasını siktiklerim ya eşcinselliği bol olan diziler yayınlıyorlar ya da dizilerinde böyle ampır ampır karakterlere yer veriyorlar. geçen netflixde iyilik kazanacak diye bir film izledim, filmdeki bir karakter suriyeli bir kürt fakat ülkesini kürdistan olarak söylüyor. bunun gibi yüzlerce örnek var netflixde.

hepsinin "bönüm turavmam vaağğr" demesi.
tramvası olmayan mı var amk.

koçum arda, siktir et madridi. ancelotti ile olacak iş değil bilemedi kıymetini senin. bas git barçaya, citye, münihe ya da nereye gidersen git ama oyna amk. ulan her maç hevesle bakıyorum oyuna sokacak mı adamı diye sokmuyor inatla.

Hasan Atilla Uğur'un "Abdullah Öcalan'ı Nasıl Sorguladım: işte Gerçekler" kitabını okuyarak PKK'nın iç yüzü, yapılanması ve siyasetteki kollarına dair çok fazla şey öğrenebilirsiniz.

bu çıkarıma göre bütün akp liler de maocudur.

2 bardak sert americano, akşamları 2 bira.
ofis ve evde günlük 135 ₺
dışarıda 440 ₺

az mı yakıom çok mu yakıom bilemedim.

bizim şirkette var bi tane. 154 beyaz yakalı arasında geçen cümle "inşallah benim elimde kalmaz"

son sevgilim beni çok sarstı ve hâla etkisi geçmedi.
toksik ve tutkulu bir buçuk sene geçirdik. evlilik arefesinde ayrıldım. bu kadar toksikliği evliliğe taşıyamazdım. zira psikolog arkadaşım bu ilişkinin sonunun facia ve büyük bir yıkım olacağını söylüyordu bana. uzun süre kulak arkası yaptıktan sonra dediklerinin ilişki içerisinde bir bir çıkması beni çok ürkütmüş olmalı ki büyük bir acı ile ayrıldım.

hâla arada bir evinin önünden geçerim, kafamı kaldırıp balkonuna bakarım. içimden çokça keşke geçer. keşke bana bunu söylemeseydin, keşke öfkeni kontrol edebilseydin... velhasıl çok iyi bir karakteri hayatımın dışına ittim. ikimiz için doğru olan şeyi yaptığımı umuyorum.

başlık yanlış açılmış. asılan fenerbahçedir olmalıydı. zira kendilerini tatmin etmekten başka yaptıkları bir iş yok.

uludağ sözlük bir dijital pazarlama uzmanı ile çalışıyor mu?
çalışmıyorsa niye çalışmıyor?
daha kaliteli entryler için bir stratejisi var mı?
etkin kullanıcıları arttırmak için bir stratejisi var mı?
varsa biz bunları niye hissedemiyoruz?

işte bunlar hep soru işareti. napıyorsunuz siz uludağ sözlük, niye bu sözlük büyümüyor?