bugün

entry'ler (71)

küçükken izlenip de hala izlenesi çizgifilmler

(bkz: bugs bunny)
(bkz: jetgiller)
(bkz: sylvester ve tweety)
(bkz: tom ve jerry)
(bkz: tazmanya canavarı)
(bkz: edi ve büdü)

şimdi otursam izlesem,sıkılmayacağım çizgi filmler. Moral bozukluğuna birebir iyi gelirler hemde. Keşke hep çocuk kalsaydım.

unutulmaz mısralar

"Düşte gibiyim, ölmüşüm sanki...

ikiye yarılmışlık. Nedir bilir misin? Bir yanda aklın…. bir yanda kalbin…

Geçmişin ve geleceğin ortasında kalan zavallı bir şimdicik.

Mabedden içeri attığında ne hisseder insan, söyle, hiç bilir misin? Secdeye başını koyduğunda?..

Derken büyük bir alışveriş mağazasına girdiğinde? Koca bir cipin içindeyken meselâ, müziğin sesini açarken?..

Hiç gördün mü onu, hani şu bir yandan sesi arş-ı a’laya çıkanı, öte yandan kalbi büzüştükçe büzüşeni… içine, daha da içine çekileni?..

Bir elinde Kur’an, bir elinde ben, tam da ortasından yarılanı?..

Gövdesi bir yanda, başı bir yanda, çarşının orta yerinde ayaklar altında sürüneni?..

* * *

insanı.

Hiç gördün mü?

Ne yapacağını bilmez hâlde, kurban diye kendini sunarken.

Gözyaşlarıyla kendini iyileştireni. Hüzünle. Çaresizlik içindeyken. Ağlaya ağlaya kendi yaralarını kendisi saranı.

Değil meydanlarda, mescidde bile kıyam edemeyeni. Ayağı kalkmak nedir bilmeyeni.

Secdeden başını kaldıramayan o zavallıyı.

Okuyanı. Hep okuyanı. insanı. Kendini.

Gördün mü hiç?

Kalabalıkların arasında yine kendisiyle konuşurken…

Otururken, yürürken, koşarken… her daim… bile isteye kendini unuturken?..

Sordun mu ona, kimsin sen dedin mi? Tuttun mu elinden, sildin mi gözyaşlarını? Başını okşayıp teselli ettin mi?

Taşradayım gelemiyorum yanına diye özür diledin mi?

* * *

Bağışlanmak.

Bilir misin nedir?

VE dahî bağışlamak.

Affetmek, görmemek değil, görmezlikten gelmek… ihmal etmek… bile isteye… kül gibi savurmak günahları havaya, nedir hiç düşündün mü?

* * *

— “el-Emnu min’allahi teâlâ küfrun.”

Ömer Nesefî’nin Metn-i Akaid’inden muktebes bir kaide bu. Bir inanç ilkesi.

Asırlarca inanma tarzımızı belirleyen ilkelerden biri.

Neymiş anlamı?

— “Tanrı’dan emin olmak küfürdür!”

Zıddı ye’stir. Ümitsizlik de haramdır inanana, emin olmak da.

inanıyor musun, o hâlde Tanrı’ya güvenmeyeceksin!

O senden emin olacak, ama sen aslâ ondan emin olmayacaksın!

Hiç de adilce değil denilebilir. Zalimce bile görünebilir. Fakat sakın öyle deme, sakın öyle görme! Aşıkların ahlâkına ihanet etme ey talib!

Aşık sevgilinin nazından hiç emin olur mu? Onun için “elde var bir” diyebilir mi? Sevgilinin tebessümünü garanti etmeyi başarabilir mi?

Aşıkın gaye-i kusvası kurbiyyettir. O kurban olup canını canına vermek ister… sevgilinin ellerinde ölmek…. kendinden geçmek ister.

Aşık elde var birdir. Garantidir. Aldatılmayı göze alandır; kandırılmayı… reddedilmeyi… hatta terkedilmeyi… bir kenara öylece atılmayı…

Birileri onu onunla, onun adıyla kandırabilirler; şikayet etmez. Kendisi için değil, adı için bile kurban olmaktan çekinmez.

Mertebe mertebe… derece derece… safha safha…

Yaşamak gerek. Almak için değil, bir de vermek için sevmek gerek. Vermek için, vermek suretiyle, vere vere… karşılıksız… hep kendini borçlu hissederek…

* * *

inkâr edemediğim için inanıyorum. Cazibesinden kaçamadığım için. Çaresizim.

Bir ömür boyu kendini borçlu hissetmenin adıdır inanmak, biliyorum.

Varlığa… yaşama… başkasına… öteye… ötelere borçlu hissetmek…

Aşık, defterinde alacak hanesi olmayanın vasfı. Hep verenin… aldatılsa bile güvenmek, emin olmak zorunda olanın… başkalarının koynunda olsa bile yâri sevmekten vazgeçmemenin…

Aşık, ele geçiren değil, bilâkis ele geçirilen, elde tutulan… “elde var bir” olan…

Güven veren ama güven duyması yasak olan.

* * *

Ümit kesme ama emîn de olma diyen sevgili!

Beni arada tutuyor ve usulca, korkuyla ümidin kucağına bırakıveriyor.

Güven verenler var oysa. Teminat verenler. Peşin peşin elini uzatanlar. Gönlümce aldatacaklarım var sırada. Bana yapılanları yapacaklarım. Sevmekten çok sevilmenin hazzını yaşayacaklarım. Naz edeceklerim. Dünya. Koca dünya.

Ama ben hiçbirini görmüyorum. Hiçbirini umursamıyorum. Hiçbirini hatırlamıyorum. Düşte gibiyim.

Ölmüşüm sanki."

kalp gibi kalp sahibi bir insanin kalbinden dökülen, kalemiyle, kağıdına özenle nakşettiği,unutamadığım mısralardır efendim

en iyi teselli cümleleri

görsel

yazarların en nefret ettiği kelimeler

(bkz: Absürt) kelime, emanet durmuş anlamına.

yazarlar ilkokullu olsa açacağı başlıklar

(bkz: çiçek olanı uslulara yazacam söz)

insanların canını acıtan şeyler

Ayak serçe parmağını kapı kenarına çarpmak.

unutulmaz mısralar

" Ey talib!
Son seslenişim bu sana

Son küstahlığım

Son günahım

Son günahın

* * *
Herkes kendine verilen en değerli armağanı kullanırmış yolu bulmak için

Sözcüklerimden başka değerli bir şey yoktu yanımda, onları sundum sana

Kabir taşlarına kazınmış küflü sözcükler... kefen bezlerine işlenmiş belli belirsiz kanlı heceler...

Gönlümce en değerlilerini seçip fısıldadım kulaklarına... en eskilerini...

Belki en doğrularını değil ama inan ki en güzellerini...

Bazen ulu dağların zirvelerinden, bazen engin ummanların derinliklerinden

Mecnunun âhını duyasın diye

Ölüler diyarından... çölden... daima dostların yanından

Meczub iniltilerini işitesin diye

Kuytu kûşelerde âşıklar mushafından şiirler okudum sana

Kur''an''dan

iki damla gözyaşı uğruna

Yanmazsam yanmazsın sandım da

Yandım.

Yanmadın.

* * *
Geçmişimi hatırlamak için başkalarının tanıklığına ihtiyacım var

Başkalarının sesine

Senin sesine

Ruhumdan nefhalarla kardım toprağını

Sırf seni sende senden duyayım diye

Sînende

Sırf bir aks-i sada... sade bir âh... sadece bir inilti...

Hatırlamam için

Unuttuğumu... kaybettiğimi... kendimi...

Bulmam için

Yolu

Yordamı

VE seni...

Bulamadım

Yılmadım... yazdım sana... durmadan yazdım... asırlarca...

Belki bulurum diye

inadına

Sen sustukça ben yazdım... usanmadan... biteviye...

Rüzgâr masamdan mektubunu havalandırırken

Yazmazsam yazmazsın sandım da

Yazdım.

Yazmadın.

* * *
Yeşillere bürünmek, Hızır''a tahammülün bedeli

Bir yandan dostların gemilerine zarar vermek, öte yandan hasmın köyündeki duvarları güçlendirmek

Daha da acısı nedir bilir misin?

Çocukları öldürmek

Kötü çocukları

Geçmişe zarar vermesinler diye ellerinden geleceklerini almak

Geçmişe, yani kutsala

Bu yüzden öldürmeliydim seni

Kan gölünün tam da ortasında

Gür nârâlar savura savura

Bezirgân tezgâhlarını tekmelerken

Her kuşku bir diğerinin ötesindeyken

Yakalayıp perçeminden yere çalmalıydım o pis nefsini

Nefsimi

Yapamadım

Hızır''a ihanet ettim

iki denizin birleştiği yerde yolumu kaybettim

Yolumu, yani sorularımı

Bir dizi cevap dudaklarında ölürken

inanmazsam inanmazsın sandım da

inandım.

inanmadın.

* * *
Bir varmış bir yokmuş

Masal gibi sanki

Hem lâ hem illâ imiş

Hakikat

Önce yok demeyi bilmekmiş

Edeb

Anladım bezm-i elestin sırrını

Benim ilk günahımmış illâ,

Lâ benim son günahım! "

h nasıl okunuyor sorunsalı

"Haş" diye okuyanları mevcut'muş'. sözlüğümün komik başlığı...

regular show

Bir dizi yerine izlemekten daha çok zevk alacağım çizgi film. Gumball da var, evet.

halkevleri

Tekkelere alternatif olarak düşünülmüştü. Dans ibadetin, balolar tarikat zikirlerinin karşılığı olsun isteniyordu. Ama tekkeler kalplerde kapatılmayacak, halk evleri de yerini asla alamayacak (!)

ben bu yazıyı sana yazdım

Bilmelisin; Bir koku, bir renk , bir ses bütün bir ömrün hikayesini canlandırmaya yetiyor...

hekimoğlu ismail

Bugün "cumhuriyet çocuğu" adlı romanını bitirdiğim büyük yazarlarımızdan. Kendisini de Severim kitaplarını da.

cahit zarifoğlu

Şiirleri bir başka sevdiren şair. içten ve samimi hislerin tercümanı... En sevdiğim.
"Öyle tütüyorsun ki burnumda hamd olsun hasret çekiyorum". -C. Zarifoğlu

namazın huzur verdiği yalanı

ihlasa bağlı bir durumdur. kişi namazdan bi seyler almalidir.

içkinin tadını bilmeden ölüp gidecek olan zavallı

zavallı falan degildir. haramı helali biliyordur. onun yerine icecegi bircok şeyin oldugunu bilir. icki icenlerin cekilecegi hesaptan sorumlu olmayan kisidir. çayın bağımlısıdır.

bugün cuma

cumamız mübarek olsun.

yazarların yaptığı hırsızlıklar

En fazla insanların vaktini çalmaktır. O da hoş sohbeti bölmeye kıyamadığımızdandır.

gecenin karikatürü

(img:#854182)

necip fazıl kısakürek

seni dağladılar değil mi kalbim,
her yanın içi su dolu kabarcık.

bulunmaz bu halden anlar bir ilim;
akıl yırtık çuval, sökük dağarcık.

sensin gökten gelen oklara hedef;
oyası ateşle işlenen gergef.
çekme üç beş günlük dünyaya esef!
dayan kalbim üç beş nefes kadarcık!

- Necip Fazıl Kısakürek

tükenmişlik hissi

Hissizliktir daha çok. Tam da böyle bi şey yaşıyorum.