bugün

entry'ler (368)

diskografi indirip hiç dinlememek

tek bir şarkısına "aa ne güzel lan" dediğiniz grubun/kişinin tüm şarkılarını indirip sonra bunların yüzüne bakmama olayı.

+oğlum şu gruba acayip hastayım!
-abi onun bende diskografisi var ya.
+şu şarkısını biliyor musun?
-yok, onu bilmiyorum.
+şunu?
-yok onu da.

midyat atatürk ilköğretim okulu kitap kampanyası

sözlük yazarlarının duyarsız kalmayacağını düşündüğüm kampanya.

anında moral bozan şeyler

kopan internet bağlantısı.
uyumsuz çıkan altyazı.

ödedigi hesap miktarını sevgilisine söyleyen insan

görgüsüzdür.

gani müjde

şöyle bir lafı var ki bence çok doğru:

"Kafasına kuş sıçtı diye şans oyunu oynayan milletin, ağzına sıçana oy verme isteğini normal buluyorum."

awhnin sevgi fabrikasi

entrylerini itinayla takip ediyorum, adam gerçekten iyi yazıyor.

adı soyadı aynı harfle başlayan insan karizması

(bkz: kemal kükrer)

asr a yemin olsun ki şüphesiz insan hüsrandadır

(bkz: uludağ sözlük diye geldik ihya org çıktı)

uykuda yaşanılan düşme hissi

bizim milletimizde edilgen yapan ekleri kullanma merakı var sanırım.

doğrusu: (bkz: uykuda yaşanan düşme hissi)

uykusunda uçurumdan düşüyor gibi olmak

uykuda düşme hissi yaşamaktır. hatırlarsanız inceptionda uyanmak için bunu kullanıyorlardı.

freud bunu şöyle açıklıyor, insanın gördüğü rüyadan/kabustan kurtulmak istemesi ve bu şekilde sarsılması. bilincimizin yaptığı bir şey aslında; o an uyanma, gerçekliğe dönme ihtiyacı hissediyoruz ve bu da böyle gerçekleşiyor.

okuruna ecel terleri döktüren kitaplar

postmodern tarzda yazılmış romanların çoğu. postmodernist roman okumak zordur ve bu romanlar sıradan okuyucu istemez. bu tarzda bir romanı da herkes hakkını vererek yazamaz, o da ayrı tabii.

saklaban

(#11587056) entrysiyle beni iyice havaya soktu. bakalım birlikte neler başaracağız?

not: dikkat edilirse direkt "başaracağız" kelimesini kullandım.

leyla erbil

türkiye'nin sahip olduğu en iyi yazarlardan ve yine değeri anlaşılamayanlardan. yapıtlarında cinsellik, kadının ikinci plana atılması, özgürlüğünün yasaklanmış olması, erkeğin hep gerisinde kalması, evlilik kurumu gibi konuları işler ve sorgular. topluma oldukça acımasız bir biçimde ayna tutar aslında.

eserlerini okurken konu anlaşılmaz olabiliyor zaman zaman, çünkü erbil'in kendine has bir tarzı var, bilinç akışı ve iç monolog giriyor sürekli cümlelerin arasına. noktalama işaretlerini bazen kullanmayışı da okumayı zorlaştıran etkenlerden. yazar sizi sürekli sarsıyor bazı gerçeklerle, siz bir yandan anlatılanlara dehşetle bakarken, diğer yandan yazarın ustalığına hayran kalıyorsunuz.

ayrıca erbil, pen yazarlar derneği tarafından türkiye'den nobele aday gösterilen ilk kadın yazardır.

yazarların şu an dinlediği şarkılar

http://hypem.com/#!/item/...rchive+-+You+make+me+feel

nietzsche yi kopyalayıp yapıştırmak

aynı durum shakespeare ve chateaubriand için de geçerlidir. * * *

kızına sevgilinle aran nasıl diye soran baba

benim babam. annemden daha yakın hissederim kendime bu yüzden. "kalbin boş mu", "ilişki durumları nasıl" falan gibi sorular soruyor ara sıra bana. net bir cevap veremeyip bocalıyorum, ama "ben her zaman yanındayım" dediğini duymak da rahatlatıyor.

korsakov psikozu

(bkz: korsakov sendromu)

korsakov sendromu

korsakoff ya da korsakov psikozu olarak da bilinir. bir çeşit bellek kaybı hastalığıdır. daha çok alkoliklerde rastlanır. olmamış şeyleri olmuş gibi hatırlama, yer, yön ve zaman duygusunu yitirme, göz kaslarının güçsüzleşmesi, çift görme gibi belirtileri vardır.

yusuf güney

rafet el roman'ın mitoz bölünmesiyle oluşmuş şarkıcı. bir şarkısında da "benden gidip bana dönmediyse" diye bir söz var ki aklıma "bumerang mı lan bu" sorusunu getiriyor.

alkollü sözlüğe girmek

alkollusozluk.com

edit: başlık bana kalmış.