bugün
- bir müslüman olarak filistin benim meselem değil25
- türklerin çok kolay devlet kurması11
- üstteki yazarla nereye gitmek isterdin8
- ruh varsa neden görünmüyor9
- türklerden adam çıkmaması9
- türklerin ingilizce konuşamama nedenleri25
- mesajın altlarda kalmış kusura bakma diyen kadın10
- karadeniz bölgesinde yaşamak13
- sözlükteki erkek nüfusu9
- filistin'in türklere ihanetleri sıralı tam liste23
- arkadaşlar bu alınır mı9
- bir gün önce tanışılan kızın yazlığa davet etmesi8
- buluşunca sürekli derslerden konuşan erkek8
- bu başlıkta konya'yı övüyoruz16
- yemek yemeyi sevmeyen insan8
- ileride evleneceğiniz kişi şuan ne yapıyor9
- anın görüntüsü18
- nişanlı kalmanın saçma olması12
- icardi190513
- akp chp yakınlaşması12
- tayyip erdoğan'ın israil anadolu'ya girecek demesi21
- beni özlediniz mi8
- okula bikiniyle gelen kız8
- kahverengi gözlü olmanın hiç bir işe yaramaması16
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı21
- 15 mayıs 2024 türkiye japonya voleybol maçı13
- karşı cinse giyim önerileri16
- iyi bir insan olmak için ne yapmam lazım20
- maca sekiz13
- en obez özelliğiniz17
- mauro icardi'nin karısı8
- larisalisa'nın parayla şukulatması8
- namuslu erkek bulmanın çok zor olması16
- herkesin merak ettiği o piç erkeğim soru alayım18
- 13 yaşındaki kıza tecavüz eden 28 kişi12
- sütyen takmaktaki inanılmaz mantık hatası19
- şampiyonluk için yanak okşatmak52
- gençler iş beğenmiyor8
- sevdiğiniz sözlük yazarları16
- kızılcık şerbeti dizisi12
- iki adım atınca kan ter içinde kalmak8
- embesil yazarlar8
- en nefret edilen yazarlar8
- hangi sözlük yazarı ile uyumak isterdin14
- kaç yaşındaki insan evde kalmıştır14
- larisalisa15
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri16
- aç karnına poğaça yemek11
- otoyol ve köprü geçiş ücretlerinin zamlanması19
- jose mourinho28
entry'ler (136)
başlık sahibinin hangi Hristiyan çevrede yaşadığını merak ettiren başlıktır. dinler tarihi konusunda temel düzeyde bilgi sahibi olan herkesin bildiği üzere hazreti isa'nın doğum günü Katoliklere göre 25 aralık, ortodokslara göre 6 ocak'tır. dolayısıyla cahille muhabbeti kesmenin bünyeye faydaları düşünüldüğünde, 1 ocak'ı hazreti isa'nın doğumuyla ilişkilendirmekte ısrarcı olanlarla araya mesafe koymak, doğru bir tavır olacaktır.
"kapitalist serbestlikler" olarak düzeltilmesi gereken ifadedir. "kapital" sahibi iseniz kapitalizmin sunduğu serbestliklere işaret etmektedir. diğer bir deyişle büyük sinek olabildiyseniz hukukun ağlarını delip geçme serbestliğine sahipsinizdir. bunun haricinde kapitalizm, ancak özgürlük yanılsamaları üretir ki bu yolla kendi kendisini sürdürür.
"insan üretmeden tüketen tek yaratıktır. Süt vermez, yumurta yumurtlamaz, sabanı çekecek gücü yoktur, tavşan yakalayacak kadar hızlı koşamaz. Gene de tüm hayvanların efendisidir."
george orwell - hayvan çiftliği
george orwell - hayvan çiftliği
19-20 son derece uygundur. hem bir şeylere başlamak için geç değildir hem de hayatın hayal kırıklıkları henüz kendisini yeterince göstermemiştir.
her yıl, "sözlüğü bırakıyorum" cümlesini boşa çıkaran gündür. uludağ sözlük'ten kopamayışımızı kutluyoruz her 28 aralık'ta. evet, hazırlıklar başladı.
antik yunan adetidir. olur böyle şeyler.
doğrusu "8 şubat 2023 twitter sonrası ekşi müdahalesi" olması gereken başlıktır. twitter'a müdahale edilmiştir, nitekim elon musk da konuya ilişkin "daha fazla bilgi edinmek için çalışıyoruz" demiştir. (https://twitter.com/elonm...;t=sz9pqIbeJ1QJdrGblQnRog) zaten btk ile twitter yetkilileri de görüşmüş, twitter'a dezenformasyonlara ve sahte yardım kampanyalarına izin verilmemesi uyarısı yapılmıştı. (https://shiftdelete.net/t...engellendi-resmi-aciklama) ekşisözlük de bir gündem yaratma potansiyeline sahip olduğu için erişim kısıtlaması getirilmiştir. unutmayalım, depremin kendisi doğal ancak yarattığı yıkım siyasi bir meseledir. sosyal medyaya yapılan müdahale provokatif paylaşımlar veya dezenformasyonlarla haklı çıkarılamaz.
%95. %20'den aşağıya düşmesi endişe sebebidir.
kırkpınar yağlı güreşleri başlamadan önce pehlivanların yağlandıkları aşama bu şekilde adlandırılır. *
çocuk yaşımdaki hayallerimden biridir. o yıllarda bana çok akıllıca ve bir o kadar da zor bir iş gibi gelirdi bu. ta ki bu hayalimi dile getirdiğim kişiler "yatay ilerlemek olur bu, onun yerine master doktora falan yaparsın" demişlerdi. haklılarmış, birçok farklı alanda lisans düzeyinde yeterlilik sahibi olmaktansa belirli bir alanda uzmanlaşmanın hem daha zor hem de daha doğru olduğu aşikar. ha tabii açıköğretimden bir bölüm daha okumanın, hele ki bunu örgün eğitim sürerken yapabilmenin belirli avantajları var, onları da bir kenarıda tutalım.
bu kişilere "pluviofil" denir. (bkz: pluviofil) üşütmeyen bir bahar yağmuru şiirseldir, hoşa gider. ya da bir güz vakti pencereden turuncu ve kahverengi tonlarında gezinen doğanın yağmurla bütünleşmesini seyretmek de öyle. fakat mesai zamanı, kırık kaldırım taşlarının veya arabaların sıçrattığı çamur, soğuk, şemsiye taşıma zorunluluğu... bütün bunlar düşünüldüğünde insanın pluviofil olmanın tam karşısına konumlanması pekala mümkün.
sait faik'in arkadaşı (ki kendisi de yazardır) vedat günyol'un açıkladığı, eleştirmen Fethi Naci'nin de onayladığı durumdur. iddiaya göre itibar kaybetmemek için eşcinsel kimliğini gizlemiştir sait faik. 1954'te hayata veda eden bir yazar için dönemin şartları, eşcinsel kimliğini açıklamak için gerçekten de zorlayıcıdır. keza başarısız evlilik girişimleri neticesinde hiç evlenmemiş olması da eşcinselliğine yorulur. işin aslı astarı nedir, bilemeyiz, aslında bilmemize hiç gerek de yoktur. hikayeciliği türk edebiyatının köşe taşlarındandır, hele ki "son kuşlar" istanbul adalar'da olmadan adalar'ı yaşatır insana.
belki biraz da "pozitivist" düşünceye teslim olmayı gerektiren durumdur. d vitamini eksikliği sebebiyle ortaya çıkan depresyon ya da beynin geceleri daha duygusal düşünmeye eğilimli olması falan. uyku saatleri düzenlenirse, yeterli d vitamini falan alınırsa, belki üstesinden gelinir.
saat hesabına göre belirli bir ücret karşılığı internet ve bilgisayar oyunu hizmeti sunan mekanlardır. meşrubat (bazılarında sıcak içeçekler) ve tost tarzı yiyecekler de satılırdı (neticede "cafe") ama genelde tüm parasıyla mümkün olduğunca çok bilgisayar başında kalmak isteyenlerle dolu bir mekan olduğu için bunlar öyle çok da satılmazdı. bir dönem tavuk dönerciler veya çiğköfteciler gibi her mahallede bir ya da daha fazla sayıda bulunurlardı. her eve bilgisayar alınamadığı zamanlarda bilgisayara dair her iş, bu kafelerden yapılırdı. chatleşilecekse randevulaşırdı, öyle gecenin bir vakti falan yazma imkanı yoktu haliyle. bugün artık yalnızca arkadaşlarıyla fiziki ortamda birlikte oyun oynamak isteyenlerin veya evdeki bilgisayarı çeşitli oyunları kaldırmayanların veya internet hızı düşük olanların uğradığı mekan durumundadır. internet kafeye en son ne zaman gittim, hatırlamıyorum ama eve bilgisayar alınınca muhtemelen hiç uğramadım. bugün hala hatırladıklarım şunlar:
-internet kafenin kendine has kokusu. betimlemesi güç bir kokudur bu. havasız bir ortamdaki bilgisayar kokusu (evet, var böyle bir şey, okulların bilgisayar laboratuvarlarında da var), biraz da ergenlerin ter kokusu, bu civar bir şey...
-süngerleri koparılmış kulaklıklar, mikrofon kısımları da ısırılmıştır kimi zaman.
-okeyin yancıları gibi bilgisayarın başına dikilenler
-havada savrulan envai çeşit küfür
-çoğu zaman rap şarkılardan oluşan playlist
-internet kafenin kendine has kokusu. betimlemesi güç bir kokudur bu. havasız bir ortamdaki bilgisayar kokusu (evet, var böyle bir şey, okulların bilgisayar laboratuvarlarında da var), biraz da ergenlerin ter kokusu, bu civar bir şey...
-süngerleri koparılmış kulaklıklar, mikrofon kısımları da ısırılmıştır kimi zaman.
-okeyin yancıları gibi bilgisayarın başına dikilenler
-havada savrulan envai çeşit küfür
-çoğu zaman rap şarkılardan oluşan playlist
ülkemizde "Özel Sen Jorj Avusturya Hastanesi" ve "St. Georg Avusturya Lisesi Ve Ticaret Okulu" (bkz: avusturya lisesi) ile tanınan hrıstiyan azizidir. (avusturya lisesinin mezunları arasında ilber ortaylı da vardır) Türkçede "Yorgi" olarak bilinir ve islami kaynaklarda da kendisinin "veli" kabul edildiği iddia edilir.
sonucunda ev, araba, arsa almanın hayal olduğu eylemdir. çünkü birikim, her zaman enflasyona yenilir. birikimin, yatırıma dönüştürülmesi gerekir. bir sene önce biriktirdiğiniz 1000 lira, yastık altına attıysanız bugün 100 liradır. enflasyona karşı önlem olarak mevduat hesabı açıp faizden yararlanmak düşünülmüştür fakat türkiye'deki mevcut faiz oranları birikiminizi enflasyona karşı da korumamaktadır. bunun için altın, döviz veya hisse senedi gibi yatırım araçları ön plana çıkmıştır. dövizin sıkıntısı, onun da kendi enflasyonunun olmasıdır. altın güvenli limandır fakat enflasyon karşısında istenilen performansı o da gösterememiştir. al-sat yapılmayacaksa, yani uzun vadeli yatırımcı olunacaksa borsa iyi bir tercihtir. ancak şu sıralar kripto paralarda iflas edenlerin borsaya geçmesi ve enflasyon karşısında en iyi performansı yine borsanın vermesi sebebiyle borsada da şüpheli görünüm kimilerine göre artmaktadır. yatırım tavsiye değildir tabii bu söylenilenler; ancak birikimin altın kuralı, birikimi farklı yatırım araçlarına dönüştürmektir. Bir kısmı altın (hatta fiziki olması öneriliyor), bir kısmı döviz, bir kısmı hisse senedi... Bu ekonomiden sağ çıkarsanız da yatırımlarınızdan kazandıklarınız ile gayrimenkul yatırımı. herkese bol şans.
gazete veya dergi okurken yapabildiğim fakat roman bile olsa kitap okurken yapamadığım keyifli aktivitedir.
köyden kente göç olgusunun nasıl değerlendirildiğini merak ettiren bir öneridir. herhalde köydeki birkaç ineğini satıp kente gelenler, boğaz manzarası izlemek hayaliyle gelmedi. evet, belki bir klişe ama samanın ithal edildiği bir ekonomide tarım ve hayvancılığa dayalı bir ekonomiyi gerektiren köye dönüş önerisi, enteresan...
ejder balığı. okyanusun derinliklerinde, kendi ışığını üretebilen bir canlı.