bugün

sevdiği entry'ler

bir yere kadar susabildim

Seneler sonra sözlüğe giriyorum ve karşılaştığım başlıkları anlamaya hayal gücüm yetmiyor. Şimdi örnek verip kimseyi rencide etmek de istemiyorum.

Ancak, Ben bile beğenecek entry bulmakta zorlanıyorum.

Umarım bu garip hayal dünyasına sahip arkadaşların sözlükteki oranı ülke genelinde bu kadar fazla değildir.

kullanılan harflere göre random gülüş analizi

özel mesaj marifetiyle tehditler alıyorum.

"gece uyurken saçına çiklet yapıştırıcam" diyeni mi ararsın? "seni sandalyeye bağlayıp 3 kez üst üste şafak sezerli hababam sınıfı izleticez" diyeni mi ararsın? "mor dantelli iç çamaşırlarımı önünde çıkarıp seninle gara zorlan cinsel ilişkiye giricez" diyeni mi ararsın? yazmağa korkar oldum. titrek kalbim daha fazla dayanmıyor ama yazmak da istiyorum.

işsiz olduğum için düşünmeğe çok vaktim oldu ve dedim ki nihayetinde "olm tırsak suya sabuna dokunmayan, ossuruktan bile osssuruk mevzular hakkında yazarsan kimse senle uğraşmaz". ve işte böylesini sikik mevzularda yazma konseptimin ilk konusu; random gülüş analizi.

random gülüş denilen şey, malumunuz olduğu üzere, kabiliyetsiz gibi gülmek. ilk insan henüz ateşi bulmamış önüne klavye koymuşlar o da basmış. yer çekimsiz ortamda surata boşalmak gibi. geniş ağızlı sürahiyi kafaya dikmek gibi. saçma sapan bi şey işte. başlıyorum.

asdfasdfasdfasdf: takıntılı, mükemmeliyetçi insanın random gülüşü. böyle gülen biri ruh hastasıdır uzak durun.

ahahashasshahashss: küçümseyen bir gülüş. karşıdaki size böyle diyorsa size aslında "şebeksin beolm" demek istiyorudur.

sdjsjsdjdjdjjj: bol "j" kullanımı random gülüşler bana samimi gelir ve "sen öyle bir şey dedin ki gerçekten ambale oldum. iptal oldum" demek istiyordur karşımızdaki.

şlkjhbmnöçkjhgfghjklşlkjhg:böyle gülen biri beyinsizdir. uzak durun. belki de deccaldir.

daha fazla analiz için sayfamı beğenmeyi unutmayın arkadaşlar. iyi günler.

araba saltanatına son vereceğiz

vermeyin kardeşim. son vermeyin. aldığınız maaşta bindiğiniz arabada yediğiniz yemekte gözüm yok helali hoş olsun. ama çalmayın. nolur çalmayın. akp siyle mhp siyle chp siyle hdp siyle nolur çalmayın. yoksa bir belediye başkanı ayda 20 bin maaş alıyormuş derdimiz değil. ve inanın bu para bir belediye başkanı için para da değil. 400 milyon tl bütçeli bir belediye başkanı 20 bin tl maaş alıyor. o adam 400 milyon cirosu olan bir şirkette genel müdür olsa en az 100 bin tl maaş alır. keşke belediye başkanları 50 bin tl maaş alsalar da imar ihale personel işyeri vb alanlarda yolsuzluğa bulaşmasalar.

mb isimli cocugun anilari

an itibariyle tahliye olmuş bir sözlük insanı. geçtiğimiz, sanırım, son 5 senede ilk defa çaylak yapıldım. tüm sözlük hayatım boyunca da ikinci ya da üçüncü sefer oldu. bunu hak ettim mi? belki. itiraz etmiyorum. zira ara sıra saçmaladığım bir vakıadır. fakat. hemen her gün öyle google araması ile kolay kolay bulunamayacak bilgiler verdiğim de bir vakıadır. neyse. mese bu değil. 24 saatlik çaylaklıktan arda kalan birkaç bir şey var, izninizle onları kamuoyuna arz etmek isterim.

öncelikle bu son derece güçlüklerle atlatılmış çaylaklık süreci boyunca şahsımı yalnız bırakmayan, "vur de vuralım seni çaylak yapan moderatörü vuralım" diye tezahürat etmiş, efendim, nickaltımda özlemimi çekmiş sadece 2 (yazıyla "iki") yazar dostumu buradan saygıyla selamlarım. o konuda diğerlerine kırgınım. insan bir arayıp sorar, yanaklarına şaplak attıklarım.

dışarıda bol bol türkü söyledim, volta attım, şafak saydım. asıl önemlisi neyse ki bu süreçte halil inalcık'ın kitabınnda sona geldim. bunun dışında, biraz da kendimi dinledim. o hani tasavvufta tefekkür vardır ya. onun gibi. ve evet, karar verdim, sözlüğü bırakıyorum.

dışarısı insanı çok değiştiriyor.

lawrence krauss

“Şu an boğazına bir şey kaçtı ve boğuluyorsun. iki seçeneğin var: Heimlich manevrası mı yapayım, yoksa senin için dua mı edeyim?”

anın görüntüsü

görsel
arkadaşlar yatağımda bir çinli var ne yapmalıyım acil taktik lütfen.

türkçe nin yarattığı saçma algı

Bilip bilmeden sallayıp durmanın, lafazanlığın lüzumu yok. Bir kelimenin birden çok anlama gelmesi sandığınızın aksine dilin zenginliğini gösterir. ingilizce de bilim diline en az uygun olan dillerdendir zira kelime türetme yeteneği körelmiştir; ingilizlerin iki satır tutan kelime grubunun baş harflerini alıp saçma sapan terimler üretip durma nedenleri de budur.

Türkçe yetersiz bir dil değildir, yetersiz hâle getirilmiştir; Arapça, Farsça ve fransızcanın etkisinde kalmış olsa dahi bir şekilde alınan kelimeleri kendi dil kurallarına uydurabilmiş, kelimelere kendi yapısından bir şeyler katabilmiş bir dildir. Siz yüzyıllar içerisinde yeni bir biçim kazanan dilden "bunlar öz türkçe değil" diye karşılığını bulmaksızın kelime atarsanız kendi ellerinizle kendi dilinizi öldürmüş olursunuz. Cümle aralarına ingilizce kelimeler sıkıştırmakla uğraşacağımıza açıp birkaç kitap okumayı becerebilseydik türkçenin ne kadar güzel bir dil olduğunun farkına da varmış olurduk zannedersem.

babanız annenizi aldatırsa

60 yaşından sonra bunu başarabilirse helal olsun derim.

kıredi kartı olması kırmaedi kartı olmaması

6 dakikadır aralıksız gülmeme sebebiyet vermiş harikulade espri. arkadaşlar şurada espri yaparken bizim gibi yaşlı insanları da düşünün lütfen. 8-10 dakika kahkaha atmaya bizim yaşlı kalplerimiz nasıl dayansın.

ha yine yapın esprinizi ama bunun daha az komik olanını yapın.

geldik 60 yaşına, gülerken tutamayıp altımıza sıçsak gelip siz mi temizleyeceksiniz? beni konuşturmayın şimdi...

ups boobss un kıskanılması

başlığın iyice cılkı çıktı. üstte eleştirmiştim bu ve benzeri başlıklar açılmasını ama sanırım faydası yok. iyisi mi ortama ayak uydurayım. ups boos memeleri ile döver seni etik olmayan kezban. evet.

sözlük yazarlarının itirafları

Canım kardeşim, hani sana geçen gün aldığın frambuazlı pastanın yere düştüğünü söylemiştim yaa... Yere düşmedi aslında, yedim ben onu. Affet :(

askerlik anıları

genellikle uydurma olan anılardır.

lakin benim anlatacaklarım %100 yaşandı.

1. ben karikatüristim, profesyonel olarak bu işi yapıyorum, askerde de malum, herkesin mesleğine göre bir iş verme olayı var. komutan bir gün çağırdı beni. bölük garajlarının duvarları askeri kamuflaj renklerine boyanacak. komutanım ben karikatürcüyüm anlamam bu işten dediysem de "bana ne lan, git o zaman adam topla bölükten onlara yaptır" dedi. kısa dönem çavuş olduğum için, uzun dönemlere laf geçirebilecek miyiz diye düşüne düşüne bölüğe gittim. beyler garaj boyama işi var, adam lazım dedim.

hacı görücen nasıl yalvarıyor ibineler, "abi ben ben abi ben" diye. sonuçta zor bir şey değil, yeşil, haki renk, kahverengi ve siyah parça parça boyama yapılacak. yapabilecek zekaya sahip 5 kişiyi seçtim. bir yandan da ulan bu kadar sikik bir işe niye can atıyor bunlar diye düşünüyorum...

sonra anladım... meğer yağlı boya inceltmek için tiner de gelmiş, bu ibineler de tiner çekmek için bana yalvarıyorlarmış. tiner çeke çeke kafalar güzel bir şekilde boyamayı yapıp bitirdi ama adamlar. komutan kontrol etti, aferin lan dedi gitti. elemanları koğuşa zor taşıdık.

2. bu ilk mesleklere göre iş verme esnasında, makine mühendisi bir arkadaş vardı, "abi beni kesin tankçı filan yapacaklar" diye gereksiz bir artistik havaya girmişti. komutan bunu fotokopi makinesi sorumlusu yaptı. "o da makine amuna goyyim!" diye üzerine bir de taşşak geçti komutan çocukla.

3. kenan imirzalıoğlu asker arkadaşımdır. edirne'de beraber yaptık askerlik. bir gün gazinoda tv izliyoruz. kenan imirzalıoğlu da girişte diğer erlerle muhabbet ediyor. tv'de magazin programı, son ses şu anons: "Kenan imirzalıoğlu askerde iken sevgilisi onu aldattı mı? Az sonra!"

lan dedim değiştirin adam duyar muyar ayıp olur. normal biri olsa "ooo yenge çakmış boynuzu heheh" diye taşak geçerler, söz konusu kenan imirzalıoğlu olunca hemen kanal değişti. iki asker hemen kenan imirzalıoğlu'nu "abi gelsene şöyle foto çekinek" diye uzaklaştırdı gazinonun önünden. vay aq hassasiyete bak.

4. edirne'de bizim bölükte "ilhan" diye akli dengesi bozuk bir eleman vardı. bir gün nöbette, nöbet yerine sıçmış. ilhan'a Rdm yazdılar, yani askeri psikolog gibi bir şey. ilhan teste girecek, gerçekten akli dengesinin bozuk olduğu tespit edilirse direkt terhis edilecek. ama elemanın ciddi ciddi akli dengesi bozuk, bildiğin deli. bunu götürdüler rdm'ye. doktorlar buna cumhurbaşkanı kim, başbakan kim, ülkeyi kim kurdu gibi sorular sormuşlar. hepsini bilmiş, "akli dengesi bozuk değil" diye rapor verdiler. adam askerliği 15 ay kah nöbet yerlerine sıçarak, kah garajdaki kamyonların kasasında uyuyakalarak filan bitirdi askerliği.

valla he rgün ayrı vukuat olurdu ama aklımda kala kala bunlar kalmış. 5 ay sonuçta göz açıp kapayana kadar geçiyor.

sözlük yazarlarının itirafları

işe gitmeye acayip uyuz oluyorum. Bazen keşke ölsem de işe gitmesem dediğim bile oluyor. Çünkü çok saçma aq ve zamanı boşa harcamak tamamen. Çalışan demir paslanmazmış yav he he aq. Sanayi devrimine sokam.

sözlük yazarlarının itirafları

Geçen sene kafam güzelken futbol muhabbeti dönen yabancısı olduğum bir ortamda durup dururken ismail kartal dünyanın en iyi teknik direktörüdür orospu çocukları diye bağırıp elimdeki boş bira şişesini yere atıp kırmıştım. Sonra 4 kişi de benim kafamı gözümü kırdı sözlük. Yere yatırıp futbol topuna şut çeker gibi dakikalarca tekmelediler. Neden böyle bir çıkış yaptım inanın bilmiyorum. ismail kartal fanı falan da değilim. Ama ismail kartal benim fanım olmalı bugüne bugün onun için dayak yiyen tek insanım amk.

eski türklerin tek eşli olduğu miti

2000 yıl önce yaşayan eski türklerin, feminizm ile ortaya çıkan "cinsiyetler arası eşitlik ilkesi"ne uymadığı için eleştirildiğini de ilk defa görüyorum.

eski türklerin pasaportu da yokmuş sınırlardan kaçak geçiyorlarmış.

eski türkler metal müzik dinlemezmiş.

eski türkler interneti fiber kullanırlarmış 90 megabit aşağısını kabul etmezlermiş.

eski türkler orman haftasını kutlamazmış, yeşil düşmanı şerefsizler yea.