bugün

entry'ler (266)

üniversite tercihi yapacaklara tavsiyeler

öngörü sahibi olun ve heves ettiğiniz bölümü seçin.

şurayı okursanız şöyle olur, buraya gitseniz böyle yaparsınız gibi aktarılan deneyimler hep kişiye özeldir aklınızdan çıkarmayın.

mf4'de sağlam bir sıralama yakalamasına rağmen sinema-tv'ye giden bir arkadaşım vardı. ekipmanlara ve işe merakı sayesinde daha ilk yıldan ufak tefek işler yapmaya başladı. şimdi halen okuyor olmasına karşın önde gelen haber ajanslarına işler yapıyor, şehir şehir geziyor organizasyonlarda.

işe ve mesleğe saygı duyun, kovalayın, yaparsınız.

kendi deneyimim özelinde, mühendislik okumak isteyen arkadaşlara naçizane tavsiye vermem gerekirse, teknik üniversiteler haricinde üniversite değilde şehir seçimi yapın mümkün mertebe. yani şehrin ne boyutta bir sanayisi var, ne firmalar var falan filan. yoksa emin olun devlet üniversitelerinin pek çoğunun eğitim konusunda birbirinden farkı yok, aynı terane.

allah yardımcınız olsun, canınız sıkılmasın.
öyle çabuk geçecek ki bugünler, şaşıracaksınız.

şu an dinlenen şarkının en güzel cümlesi

öpemem, kıyamam sana.

pdf kitap vs normal kitap

normal kitabın açık ara yardırıp geçeceği müsabaka.

o sayfalar arasından gelen mis gibi kitap kokusu değişilir mi hiç? bilgisayarda ya da telefonda pdf elbetteki çok daha ergonomik, rahat ulaşılabilir. ama sarmıyor yahu, dur şuna bakıyım bu ara, dur şuna yazayım bide derken yalan olup gidiyor. o işin sağlıklı olmadığı boyutuna hiç girmiyorum.

şu aralar çok zaman bulamasam bile sanırım en çok özlediğim işlerin başında umarsız bir biçimde kitap okumak geliyor. satırlar boyu ilerlerken anlatılanların zihinde canlandırılması nasıl bir keyiftir arkadaş.

son olarak bu konunun maddi boyutunu ön plana süren arkadaşlar artık hangi şehirdelerse eminim bir il halk kütüphanesi vardır orada, ya da ucuz bir sahaf. kitabın iyisi kötüsü olmaz.

sons of anarchy

türkiye'de motorsiklet kulüplerinin iyiden iyiye ortaya çıkmasına sebebiyet vermiş güzel dizi.

dizide yer alan tüm kurallar bizim kulüplerde de geçerlidir. yeni gelen çaylak yeleği giyer, yapılacak aksiyonlara oylama ile karar verilir. farz-ı misal;

- arkadaşlar, bu hafta sonu fethiye'ye gidiyoruz, kabul edenler? *

the walking dead

6. sezon 11.bölümü ile ateş etmeye devam eden güzel dizi.

güzel gidiyorlar, bozmayacaklar inanıyorum.

--spoiler--

rick'le michonne'un ilişkisini görenlerin verdikleri tepkiler felaket güzeldi bu bölüm. çok yadırgamadım, danai gurira en azından fizik olarak çok hoş bir ablamız.

hikaye ilginçleşmeye devam ediyor bir yandan.

ama söylemem şart, çok temkinsiz hareket ediyor bizim kâmiller. ölüyü diriyi siktiniz bir tek negan kaldı sanki. gittiğiniz yerde adamlarda mızrak var ulan mızrak. toplayın nevaleyi, öldürün erkekleri basın gidin. bizim kadronun böyle bi değişim geçirmesini istedim bölümü seyrederken.

--spoiler--

star wars episode vii the force awakens

efsane serinin son filmi. üç boyut konusunda ve aksiyon dozajında oldukça başarılı.

lakin çok tutmadım ve biraz kırgınım, nedenine gelirsek;

--spoiler--

star wars öyle bir hikaye ki, konu, kurgu, karakterler, detaylar, alt metin, herşeyiyle olağanüstü. boşuna kült değil. tabi olay star wars olunca, e yılda 2015, beklentiler yüksekti. karşılayamadı.

hikaye çok havada kalmış. ne olup bitti de gene it köpek musallat oldu galaksinin başına? açıklanmayan çok nokta var.

artı olarak, film pek çok yönüyle bölüm 4'e benziyordu. onun nostaljisini yapmak istesek onu açar izleriz mına koyim.

hadi diyelim, bunlarda bir tarafa... affedemeyeceğim bir şey var.

karakterler çok çok zayıf. birde bunun üzerine sonlara doğru hayatında eline ışın kılıcı almamış hatun gidipte kylo ren'i madara etmesin mi, kafayı yedirdi bize.

yahu şöyleydi böyleydi olayı normalleştirmeyi denedim ama olmuyor. luke skywalker bile bölüm 4'te eline ilk ışın kılıcı aldığında gemide alıştırma yaparken götüne götüne lazer yiyordu, kolay mı lan bu işler?

neyse hacı abiler, vurdunuz voleyi her halükarda.

--spoiler--

türkiye yi atom bombasıyla yeryüzünden silerim

muhtemelen uydurmasyon olan, adam akıllı hiçbir kaynakta yer almayan bir beyan.

game of thrones

dördüncü sezon sekizinci bölümü yayınlanan, hbo dizisi.

son bölümü bu saatlerde izleyecek arkadaşlara tavsiyem akşamı beklesinler, salim kafayla izlesinler.

--spoiler--

niye öyle dedim, sabah sabah siker atar adamı bu bölüm çünkü.
favori karakterim gitti boku bokuna. vay arkadaş ya, hakikaten asabım bozuldu.

ama birazda haketti oberyn ibnetoru, ne orda lafı daha dolandırıyon pezevenk öldür gitsin işte, yazık oldu vallahi.

khaleesi'nin mormont'u siktir edişide güzeldi. çok karıştı oralarda piyasa yanlız, hala itle köpekle uğraşıyor, denizin karşısına geçeyim gibi bi niyet yok sanırsam.

o değilde bu grey worm az yavşak değilmiş. çüksüz deyyus suyun altına girip çıkıp karı kız kesiyor karşıdan.

hey gidi, kaldı mı iki bölüm. çok çabuk bitiyor be.

--spoiler--

makarneks

herkesin damak tadına hitap etmeyen zımbırtı.
doğru ahım şahım bişey değil ama, o kadar rezil de değil. sanıyorum yapılışta ortaya çıkan sıkıntılar sonucu bu yorumlar ortaya çıkıyor. işin püf noktası su arkadaşlar, suyu mümkün mertebe az koyun. suyun ayarı kaçarsa piç oluyor.

kahveye girip birinizin bacısına kayacağım demek

girilen kahveye göre farklılık arzetme durumu olan deyiştir.

çay keyfi

fıstıklı-tarçınlı çeşidi tam bir efsane olan eti ürünüdür.

eskişehirspor

kadro dışı icraatları bazı andavalların zoruna giden kulüp.

Birde levandovski'yi örnek gösteriyorlar. dortmund'mu kardeşim burası, porto'mu?
geliyorsun adamın kafasını daha sezon başından karıştırmaya başlıyorsun, menajerinin eline oyuncak olmuş bu velette iki arada bir derede kalıp bu hale düşüyor işte.

biz öyle her yıl 3'er 5'er genç yetenek çıkartamıyoruz arkadaşlar. çıkarttıklarımızdanda faydalanmalıyız, hem maddi, hem manevi. anadolu kulüpleri için çok değerli bu adamlar. gidecekse bonservis ücretiyle gitmeli, takımına para kazandırmalı. o delikanlılığı yapmıyorsa da tek başına idman yapar işte böyle.

ama siz beyefendiler bu duruma akıl sır erdiremezsiniz. 1 sezon üst sıraların gerisinde kalsanız, camianızdan zengin bir başkan çıkartır, ödemediğiniz vergilerle dünya yıldızı alıp bu sikimsonik ligde kafaya oynarsınız. buna alışıksınız.

erkeklerle tokalaşmayan bazı türbanlı kadınlar

kafasını değil, beynini kapatmış kadındır.

bunun bir örneğini yaşamıştım yaklaşık birkaç ay önce. hanfendinin yanında nişanlısı vardı, saat gecenin bir yarısı, sahil yakını biyerdeyiz. elimi uzattığımda, o kadar geç karşılık verdi ve o masada bir sessizlik oldu ki, neredeyse ben girdim yerin dibine, zar zor sıktı elimi.

şimdi inanç falan diyoruz iyi hoşta. sen evlenmediğin, hadi bunların tabiriyle söyleyelim, helalin olmayan adamla gece yarıları sahilde geziyorsunda, benim mi elimi sıkmıyorsun? Saçma sapan işler. Beni ayaküstü o ortama sokan arkadaşında kafasını siktim biraz daha sonralarda...

the hobbit the desolation of smaug

serinin amına koyan filmdir, üzülerek söylüyorum.

gidip izleyen yakın arkadaşlarım dahil hemen hemen kimseden olumlu yorum alamamıştım. izledikten sonra bende aynı düşünceleri paylaştım. ilk filmin yine gideri vardı, ama bu hiç olmamış. vasat.

pokemon tasoları

kendi içerisinde geniş çaplı bir kültür barındıran tasolar bütünüdür. uzun zaman boyunca popülaritesini kaybetmemiş, mahallenin istisnasız tüm çocukları tarafından oynanmıştır.

Bu arada, Ash, misty ya da brook'u tonlarca cip yememe rağmen denk getirememiş olmak, halen içimi acıtır. *

lisede felsefe dersinden akılda kalanlar

"herkes, herkes içindir."

lanet olsun bu tiger woods a

haklı serzeniştir. gelgelelim, izlediğim gibi beni oldukça şaşırtmıştır. bizim fakültenin (bkz: çorlu mühendislik fakültesi) on numara hocalarından bir tanesidir bu vatandaş, doçenttir.

(bkz: ilkay boduroğlu)

soru çözmeyi bilmeyen matematik hocası

çoğu lise hocasının girdiği kategoridir. malumunuz devlete götü yaslamak düşüncesi vardır bizim milletimizde. denetleyen yok bişey yok, çoğu kafasına göre takılıyor, çözümlü kitaba baka baka ders anlatıyorlar.

nargile

candır, özellikle çift elmalısı.

ahmet ümit

polisiyenin en güzel abisidir.