bugün
- sözlük yazarlarına gelen son mesaj15
- akp'nin galatasaray'ı destekleme nedeni13
- 6 mayıs 2024 konyaspor fenerbahçe maçı10
- icardi19059
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren erkek49
- anın görüntüsü12
- 5 mayıs 2024 galatasaray sivasspor maçı18
- nervio13
- allah ile tanrının farkı var mı8
- allah yerine hızır'dan yardım istemek8
- eksi ruyaları sözlük heyetinden istemek23
- hayatınız boyunca sizi en derinden yaralayan olay8
- iğrenç bir his tarif et29
- düşün ki o bunu okuyor16
- türkiye toplumunun ahlaksızlığa pratik zeka demesi13
- uludağ sözlüğe nasıl düştünüz15
- sözlük kızlarının saç rengi18
- galatasaray12
- bülent uygun10
- hakim ziyech11
- hayvancılık destekleneceğine neden ithalat10
- eksi ruyalar ile yakaladığımız müthiş uyum21
- 170 iq üstü sözlük yazarları veritabanı18
- şöyle hanım hanımcık öğretmen bir kız bulamamak16
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren kadın10
- bir türlü ısınmayan ayaklar9
- en yaşlı özelliğiniz14
- kocaeli de fabrikada yaşanan cinsel grup seks22
- insanlar melek mi şeytan mı10
- budweiser14
- kızların tipe bakmadığı gerçeği29
- bir kadın nasıl tavlanır19
- hemşire kızlar nasıl oluyor17
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi9
- çağ dışı teknolojilere özlem duymak8
- bir gavatın soyadını nick yapmak10
- mert hakan yandaş13
- nude istemeyen erkek9
- dursun özbek gibi olsam utanırım8
- yakışıklı ama zengin erkek14
- sözlük kızlarına yürüyen vizyonsuz9
- sözlük yazarlarının abileri11
- erkek çocuk için isim önerileri9
- aşkta yaş farkı önemli midir10
- içip içip entry girmek8
- 170 boyunda 70 kilo erkek9
entry'ler (66)
Yılda bir iki kez bu başlıga yazmak için uludağ sözlüğe giriyorum. Her yazdıgımda samimi bir iki insan düzgünce mesaj atar, ekşiciler gibi mesaj kutuma çullanmazlar. Seviyorum burayı.
Kirada bekar bekar oturup, belediye otobüsüne bekar olarak binmekten farkı olmayan durumdur. Bir seylerin sahibi bekarken olun, beklentilerle hayallerle evlilik yapmak büyük risk, hayal kırıklığına uğramanız da muhtemel.
Benim o. Karlı, yagmurlu günde hastaneye yetişebilmek için her gün daha erken uyanmak zorunda kalsam da görüntüsü bana huzur veriyor. Vaktim oldukca uzun uzadıya yürüyüşler yaparım. Her zaman sogugu sıcaga tercih eden biri oldum. Banyoda bile sıcak suya tahammül edemiyorum, dayanabildiğim kadar soğuk suyla yıkanırım. Her yaz tatile mayıs ayında, su hala serinken giderim. Sıcaktan bunalmış terlemiş mayışmış halde gezmektense, ısınmak icin hareket etmeyi kan dolaşımımın hızlanmasını enerjik hissetmeyi seviyorum. Tamamen tercih meselesi.
5 yıl alacaklı oldugum şehirdir.
2017 yıllarında eski hesabımda yazılarına rastlamıştım. Tanımam etmem ama i t i c i bir nicke sahip yazardır.
Beth hart - caught out in the rain.
Emre.
Entry burada.
Entry burada.
Voice of the soul-death.
görsel
Kuru dolma, lahana ve yaprak sarması. Bitirim üçlü.
Kuru dolma, lahana ve yaprak sarması. Bitirim üçlü.
Viyolonsel.
Ailenin çocuklarına terbiye verememesinden kaynaklanmıştır. iki kardeş arasında yaş farkı az olduğunda bu tarz sürtüşmeler ister istemez yaşanıyor ancak bu olayda abi 21, kız kardeşi 12 yaşında. Çikolata için tartışıyorlar(?) küçük olan abisine vurup gözlüğünü yere fırlatıyor(??) abi de sinirlenip kız kardeşini yumrukluyor(???)
Yiyecek için birbirilerine girmeleri bi yana, benim ailemde de şahit oldugum, büyüğün şakalaşıp seni kızdırsa bile büyüğümdür diyip saygısızlık etmeyeceksin. Büyük olan ise kardeşini sevip kollayacak, yeri gelecek fedakarlık yapacak koruyacak. Kardeşler etle tırnak gibidir. Kedi köpek gibi değil.
Hatırlıyorum kardeşim ben yedi yaşımdayken dünyaya gelmişti. Üç dört yaşlarına geldiginde sütü kokusundan dolayı sade içemezdi biraz nesquik dökerdi annem. Ben de kakaolu içmeyi çok severdim ancak bitince kardeşim sade şekilde içemez sütünü diye kullanmazdım. Ben nasılsa sade de içebiliyordum. Bu aileyi örneklemekten kaynaklanıyor. Üniversiteyi kazandığımda sıkça ailemi ziyarete giderdim. Bizler gidince evde babamla annem yalnız kaldılar, sıkılıyor bizi özlüyorlardı. Ben de annemin yemeklerini babamın sohbetini özlüyordum. işte eve geldiğim bir gün sofraya oturduğumuzda babam anneme ekmeğin orta yumuşak kısmını böldü. Ben de annem kıtır sever dedim. Annenin damağı acıyor dedi sert ekmek yerken babam. Sonra yıllarca annemin, sofrada bize yeni alınmış taze ekmeği bölerken kendine sabahtan kalan ekmeği tavada ısıttığı geldi aklıma. Sert olurdu, öyle sevdiğini düşünmüştüm hep. Araya gitmesin diye yiyormuş, bize yenisini vermek icin eskisini kendi bitiriyormuş. Aile demek böyle bir şey büyükler fedakarlık yapar, kücükler sayar sever.
Yiyecek için birbirilerine girmeleri bi yana, benim ailemde de şahit oldugum, büyüğün şakalaşıp seni kızdırsa bile büyüğümdür diyip saygısızlık etmeyeceksin. Büyük olan ise kardeşini sevip kollayacak, yeri gelecek fedakarlık yapacak koruyacak. Kardeşler etle tırnak gibidir. Kedi köpek gibi değil.
Hatırlıyorum kardeşim ben yedi yaşımdayken dünyaya gelmişti. Üç dört yaşlarına geldiginde sütü kokusundan dolayı sade içemezdi biraz nesquik dökerdi annem. Ben de kakaolu içmeyi çok severdim ancak bitince kardeşim sade şekilde içemez sütünü diye kullanmazdım. Ben nasılsa sade de içebiliyordum. Bu aileyi örneklemekten kaynaklanıyor. Üniversiteyi kazandığımda sıkça ailemi ziyarete giderdim. Bizler gidince evde babamla annem yalnız kaldılar, sıkılıyor bizi özlüyorlardı. Ben de annemin yemeklerini babamın sohbetini özlüyordum. işte eve geldiğim bir gün sofraya oturduğumuzda babam anneme ekmeğin orta yumuşak kısmını böldü. Ben de annem kıtır sever dedim. Annenin damağı acıyor dedi sert ekmek yerken babam. Sonra yıllarca annemin, sofrada bize yeni alınmış taze ekmeği bölerken kendine sabahtan kalan ekmeği tavada ısıttığı geldi aklıma. Sert olurdu, öyle sevdiğini düşünmüştüm hep. Araya gitmesin diye yiyormuş, bize yenisini vermek icin eskisini kendi bitiriyormuş. Aile demek böyle bir şey büyükler fedakarlık yapar, kücükler sayar sever.
London Grammar’ın güzel seslendirdiği bir şarkı. Hüzne boğar, bu saatlerde daha çok sakin ve neşeli şeyler dinliyorum.
görsel
Seni icat edenin elleri öpülür mantı. Ama öyle kedi maması gibi küçük küçük, kurumuş kayseri mantısı degil. içi bol kıymalı, üzeri sarımsaklı yoğurt ve tereyağında kızdırılmış toz biber, salça eşliğinde.
Seni icat edenin elleri öpülür mantı. Ama öyle kedi maması gibi küçük küçük, kurumuş kayseri mantısı degil. içi bol kıymalı, üzeri sarımsaklı yoğurt ve tereyağında kızdırılmış toz biber, salça eşliğinde.
Görselde 96 adet yazıyor yalnız. 3 adet 32li fiyatıdır olsa olsa.
görsel
Üşüyorum.
Üşüyorum.
"l'amour est l'enfant de la liberté"
(sevgi özgürlüğün çocuğudur)
hiçbir zaman zorbalığın çocuğu olmamıştır.
(sevgi özgürlüğün çocuğudur)
hiçbir zaman zorbalığın çocuğu olmamıştır.
11. nesil yazar, iyi yazmalar olsun.
görsel
Özlenen günlere ait resimlerdir.
Özlenen günlere ait resimlerdir.
görsel
Ispanaklı ve patatesli kaşarlı gül böreği. O kadar canım çekti ki hazırladım pişirdim kokusuyla doydum yine.
Ispanaklı ve patatesli kaşarlı gül böreği. O kadar canım çekti ki hazırladım pişirdim kokusuyla doydum yine.
Haberi yeni gördüm.
Annesinin emzirip uyuttuğu, peşi sıra lavaboya gittiği 2,5 yaşındaki bir bebeğin 11 yaşındaki abisi tarafından camdan atılmasını konu alıyor. Olay saat gece ikide oluyor. Sanıldığının aksine kadın evlatlarını saatlerce yalnız bırakmıyor, büyük iki evladını yatağına gönderip uyudular sanıyor ve bebeğini emzirip uyuttuktan sonra yalnızca lavaboya gidiyor. O saatte yatağından kalkıp uyuyan kardeşini kucaklayıp camdan atan bir cocuk kimse kusura bakmasın psikolojisi düzgün bir birey değildir. Bu ailesinin yanlış davranışlarının mahsulu olabilir, ancak olmaya da bilir. Ne neden olmuş olursa olsun topluma kazandırılması tedavi görmesi gereken bi cocuk. Devletin koruma altına alması yerinde bir karar.
ben iki, ablam dört yaşındayken bir benzeri yaşanmış. Annem mutfağa bize hazırladığı yemeği kaba koymaya gitmiş. Dışarı çıkacakmışız çanta hazırlıyormuş. Salonun havalanması için balkon kapısını açmış bir süreliğine. Biz de ablamla balkona çıkmışız, eski tip ince uzun parmaklıkları olan bir balkon. Beni parmaklıkların arasından diğer tarafa aşağıya itmiş. Kapı çalınca annem mutfaktan çıkıp salondan hole geçiyor kapıyı açıyor ve odaya söyle bir bakıyor ki biz yokuz. Hemen aklına balkon kapısını açtığı geliyor, koşuyor ve bizi şu pozisyonda buluyor. Benim vücudumun yarısı dışarıda, kafam demirlerin arasından geçemediği için başım, omzum kollarım yerde. Ablam beni itmeye çalışırken annem çekip almış. Ağlamaya başlamış, ben durumun farkında bile değilim ablam benimle oyun oynuyor sanıyorum herhalde. Kapıdan içeri teyzem gelmiş olanları görüp duyuyor işte ablama niye ittin kardeşini deyince ‘o benim’ diye cevap vermiş. Annemin dışarı çıkarken bana ilk kez giydirdiği elbise ablamınmış eskiden. Onu hatırlamış. Bu yaşananları ben hatırlamıyorum. hepsi ablamın ‘hahaha seni balkondan itmişim höhöhö’ diye ergen iken anlattığı ailemin de onayladığı bir olay. Annem sonrasında ablamın tüm küçülenlerini köye kuzenlerime göndermiş. Ablama ait çorap dahi giydirmemiş bana.
Ha bunu neden anlattım. Bizim olayımızda ablam dört yaşındaydı, annem balkon kapısını açık unuttuğu için hatalıydı. Ancak ablam hiçbir zaman değişmedi. Henüz ilkokuldayken en yakın arkadaşıma adet gördüğümü söylemiş, olmadığımı biliyordu. Hakkımda yalan yanlış seyler söylüyordu nedensiz. Anne babam bir yere gittiğinde hemen odama gelip taciz ediyordu. Okuduğum bir kitap varsa elimden kaba kuvvetle alıp evin bi köşesine saklıyordu. iki katlıydı evimiz, merdivenlerden beni sırtına alır üç kez çıkarır indirirsen kitabını veririm diyordu. Ben 15 yaşındaydım o 17. Bazen taşıdığım oluyordu, insafa gelip asla tamam bu kadar yeter şaka yaptım demiyordu. Acıma hissi yoktu bana kalırsa.
Piknik yapmaya gittiğimizde yere et atıp kedilerin yaklaşmasını bekleyip ayakkabıyla sertçe vuruyordu. Benim çok sevdiğimi bildiği beni üzmek hoşuna gittiği için. Aynılarını bir küçük kardeşime yaptı yapmaya çalıştı.Gücüm yettiği kadar engel oldum. Sırf kardeşime zulmetmesin diye uzaktaki yatılı fen lisesini kazanmama rağmen gitmedim. Kendi ilimde eve gidip gelebileceğim bir lise yazdım. Yine de kardeşime sorsanız ablam hakkında gözü yaşlı anlatacağı bir çok anısı vardır.
şimdi 24 yaşındayım, en son ablamı nişanım için eve davet ettiğim zaman gördüm. Eve geldiğinde saat ondu, nişan yedide yapılacak dememe rağmen eve misafirlerden bile epey sonra geldi üzerinde kot kazakla. ‘Trafik vardı niye ben gelmeden yüzükler takıldı’ diyip bir odaya kendini kapayıp ne eşime ne bana selam verdi. Çok üzüldüm keşke bekleseydik diye. Bi on onbeş dk sonra evimize istanbul’dan pasta getirildi. Trafiği sorunca babam bomboştu yollar demiş kuryeci. Geç gelmesi mühim değil de beni üzmek için yalan söyleyip o günümde kendini odaya kapatması, sadece tebrik ederim deseydi yeterdi. Sosyal ilişkileri hep böyle oldu ablamın, ancak çok zekidir. Lise hariç hep aynı okullara gittik, tüm öğretmenlerim onun da öğretmeniydi. Özellikle matematik hocam ablan gibisini tanımadım çok zeki kız derdi. iyi bir üniversitede endüstri müh. okudu, simdi amerika’da uzun zamandır görmüyorum. Özlemiyorum, ablam gibi görmüyorum.
Annesinin emzirip uyuttuğu, peşi sıra lavaboya gittiği 2,5 yaşındaki bir bebeğin 11 yaşındaki abisi tarafından camdan atılmasını konu alıyor. Olay saat gece ikide oluyor. Sanıldığının aksine kadın evlatlarını saatlerce yalnız bırakmıyor, büyük iki evladını yatağına gönderip uyudular sanıyor ve bebeğini emzirip uyuttuktan sonra yalnızca lavaboya gidiyor. O saatte yatağından kalkıp uyuyan kardeşini kucaklayıp camdan atan bir cocuk kimse kusura bakmasın psikolojisi düzgün bir birey değildir. Bu ailesinin yanlış davranışlarının mahsulu olabilir, ancak olmaya da bilir. Ne neden olmuş olursa olsun topluma kazandırılması tedavi görmesi gereken bi cocuk. Devletin koruma altına alması yerinde bir karar.
ben iki, ablam dört yaşındayken bir benzeri yaşanmış. Annem mutfağa bize hazırladığı yemeği kaba koymaya gitmiş. Dışarı çıkacakmışız çanta hazırlıyormuş. Salonun havalanması için balkon kapısını açmış bir süreliğine. Biz de ablamla balkona çıkmışız, eski tip ince uzun parmaklıkları olan bir balkon. Beni parmaklıkların arasından diğer tarafa aşağıya itmiş. Kapı çalınca annem mutfaktan çıkıp salondan hole geçiyor kapıyı açıyor ve odaya söyle bir bakıyor ki biz yokuz. Hemen aklına balkon kapısını açtığı geliyor, koşuyor ve bizi şu pozisyonda buluyor. Benim vücudumun yarısı dışarıda, kafam demirlerin arasından geçemediği için başım, omzum kollarım yerde. Ablam beni itmeye çalışırken annem çekip almış. Ağlamaya başlamış, ben durumun farkında bile değilim ablam benimle oyun oynuyor sanıyorum herhalde. Kapıdan içeri teyzem gelmiş olanları görüp duyuyor işte ablama niye ittin kardeşini deyince ‘o benim’ diye cevap vermiş. Annemin dışarı çıkarken bana ilk kez giydirdiği elbise ablamınmış eskiden. Onu hatırlamış. Bu yaşananları ben hatırlamıyorum. hepsi ablamın ‘hahaha seni balkondan itmişim höhöhö’ diye ergen iken anlattığı ailemin de onayladığı bir olay. Annem sonrasında ablamın tüm küçülenlerini köye kuzenlerime göndermiş. Ablama ait çorap dahi giydirmemiş bana.
Ha bunu neden anlattım. Bizim olayımızda ablam dört yaşındaydı, annem balkon kapısını açık unuttuğu için hatalıydı. Ancak ablam hiçbir zaman değişmedi. Henüz ilkokuldayken en yakın arkadaşıma adet gördüğümü söylemiş, olmadığımı biliyordu. Hakkımda yalan yanlış seyler söylüyordu nedensiz. Anne babam bir yere gittiğinde hemen odama gelip taciz ediyordu. Okuduğum bir kitap varsa elimden kaba kuvvetle alıp evin bi köşesine saklıyordu. iki katlıydı evimiz, merdivenlerden beni sırtına alır üç kez çıkarır indirirsen kitabını veririm diyordu. Ben 15 yaşındaydım o 17. Bazen taşıdığım oluyordu, insafa gelip asla tamam bu kadar yeter şaka yaptım demiyordu. Acıma hissi yoktu bana kalırsa.
Piknik yapmaya gittiğimizde yere et atıp kedilerin yaklaşmasını bekleyip ayakkabıyla sertçe vuruyordu. Benim çok sevdiğimi bildiği beni üzmek hoşuna gittiği için. Aynılarını bir küçük kardeşime yaptı yapmaya çalıştı.Gücüm yettiği kadar engel oldum. Sırf kardeşime zulmetmesin diye uzaktaki yatılı fen lisesini kazanmama rağmen gitmedim. Kendi ilimde eve gidip gelebileceğim bir lise yazdım. Yine de kardeşime sorsanız ablam hakkında gözü yaşlı anlatacağı bir çok anısı vardır.
şimdi 24 yaşındayım, en son ablamı nişanım için eve davet ettiğim zaman gördüm. Eve geldiğinde saat ondu, nişan yedide yapılacak dememe rağmen eve misafirlerden bile epey sonra geldi üzerinde kot kazakla. ‘Trafik vardı niye ben gelmeden yüzükler takıldı’ diyip bir odaya kendini kapayıp ne eşime ne bana selam verdi. Çok üzüldüm keşke bekleseydik diye. Bi on onbeş dk sonra evimize istanbul’dan pasta getirildi. Trafiği sorunca babam bomboştu yollar demiş kuryeci. Geç gelmesi mühim değil de beni üzmek için yalan söyleyip o günümde kendini odaya kapatması, sadece tebrik ederim deseydi yeterdi. Sosyal ilişkileri hep böyle oldu ablamın, ancak çok zekidir. Lise hariç hep aynı okullara gittik, tüm öğretmenlerim onun da öğretmeniydi. Özellikle matematik hocam ablan gibisini tanımadım çok zeki kız derdi. iyi bir üniversitede endüstri müh. okudu, simdi amerika’da uzun zamandır görmüyorum. Özlemiyorum, ablam gibi görmüyorum.